Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bu kitap yaygın olarak el-Eş'arî ve el-Mâturîdî tarafından kurulduğu kabul edilen Ehl-i Sünnet geleneğinin aslında bu iki İslâm âliminden önce de mevcut olduğunu göstermektedir. Ehl-i Sünnet geleneğinin esasları Ehl-i Hadis tarafından el-Eş'arî ve el-Mâturîdî'den önce büyük ölçüde belirlenmiştir. Ehl-i Hadise bu nedenle Ehl-i Sünnet'in kurucu ataları diyebiliriz. Eserin ağırlık noktasını Ehl-i Hadisin ayırıcı yönlerinin başında gelen "Allah'ın Sıfatları" konusu oluşturmaktadır. Bu eseri okuduğunuzda Ehl-i S
Tükendi
Yenilikçi İslam düşüncesi, Batılılaşma ve geleneksel İslam anlayışı karşısında üçüncü yol/orta yol olma özelliği taşımaktadır.Batılılaşma taraftarları İslam kültürüne neredeyse hiç iltifat etmemektedir. Geleneksel İslam anlayışı da Batı’yı kategorik olarak dışlamaktan geri kalmamaktadır. Yenilikçi İslam Düşüncesi ise hem Batı’ya hem de geleneksel İslam’a eleştirel bir yaklaşım sergilemek suretiyle iki çizgiyi de dışlamayan bir alternatif sunma çabasındadır. ‘Üçüncü yol’, birbirini olumsuzlayan iki yaklaşım
Tükendi
19. yüzyıldan itibaren tarih daha öncesinde görülmediği biçimde hızlı bir seyir içine girdi. Bu hızlı seyir problemlerin yaşanma tarzını ve sürecini de etkiledi. Müslüman dünyanın bu yüzyılda üstlendiği görev geçmiş yüzyıllara nazaran daha zor. Müslümanlar dünya hükümranlıklarını devam ettirirken ortaya çıkan meselelere çözüm bulmaları çok zor olmuyordu. Günümüzde durum eskisinden farklı ve güç dengeleri Müslümanlar lehine işlemiyor. Bu eser Müslüman kalarak yenilenmek için klasik yöntemlerden yararlanılara
Yorum ve görüş farklılıklarında ana belirleyici unsur, epistemolojik ve metodolojik tutumlardır. İslam dünyasının siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel parçalanmışlığının bir kader olmaktan çıkabilmesi iki yönlü bir çabayı gerekli kılmaktadır: 1. Farklılıklara müspet bir değer atfeden ‘çoğulcu’ bir yaklaşımın egemen kılınması, 2. Hem ihtilafları asgariye indirecek, hem de farklı yorum ve görüşler arasında yakınlaşmayı sağlayacak bir ‘ortak metodolojik zemin’ arayışına girişilmesidir. Bu kitap, metodoloji sor
Tükendi
Şâfi'î kimdir? O yalnızca sünni fıkıh mezheplerinden birinin kurucusu muydu yoksa usûl-i fıkhın da mimarı mıydı? Bazılarının dediği gibi hadis usûlünün temellerini atan da o muydu? Ya da yaygın olarak kabul edildiği üzere o rey ehli ile hadis ehli arasında 'orta yol'u temsil eden bir sentezci miydi? Bu kitap Doğu'dan ve Batı'dan günümüzün önde gelen ilim ve fikir adamlarının bütün bu sorulara Şâfi'î'nin günümüz İslam dünyasında egemen olan zihniyetteki etkisini gözeten cevap arayışlarını ve yorumlarını sunm
Tükendi
Bu kitap herhangi bir mezhebin tarih boyunca meydana gelmiş görüşlerini nihai hüküm olarak algılayıp onların değişmezliğini kabul etmenin son derece hatalı bir tutum olduğunu göstermektedir. Hanefi mezhebinin ilk imamları Ebû Hanîfe ve ashabı namazların cem'i ile ilgili hadisleri kendilerince haklı gördükleri çeşitli gerekçe ve te'villerle uygulama mevkiine koymamışlar; cem'i sadece Arafat ve Muzdelife'ye hasretmişlerdir. Ne yazık ki daha sonra gelen bütün Hanefi uleması bu görüşü sadece tekrarlamakla yetin
Tükendi
Ahir Zaman İlmihali, "Ahir Zaman Müslümanları"nın sorunlarını çözme çabasının bir ürünüdür. Bu nedenle bugünün Müslümanının hayatında artık yer edinmeyen hususlar ele alınmamıştır. Günümüzde daha önceki Müslümanların yaşamadığı birtakım yeni sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorunların çözümünü İslam'ı anlatmak için ele alınan birçok eserde bulmak mümkün değil. Bu ilmihal, içinde bulunduğumuz "zor zaman"da yaşanabilir ve sürdürülebilir bir Müslümanlıkla okurlarını tanıştırmayı amaçlamaktadır. Bu ilmihal, İlmi
Tükendi
Bu kitap, yaygın olarak el-Eş'arî ve el-Mâturîdî tarafından kurulduğu kabul edilen Ehl-i Sünnet geleneğinin, aslında bu iki İslâm âliminden önce de mevcut olduğunu göstermektedir. Ehl-i Sünnet geleneğinin esasları, Ehl-i Hadis tarafından el-Eş'arî ve el-Mâturîdî'den önce büyük ölçüde belirlenmiştir. Ehl-i Hadise bu nedenle Ehl-i Sünnet'in kurucu ataları diyebiliriz. Eserin ağırlık noktasını, Ehl-i Hadisin ayırıcı yönlerinin başında gelen "Allah'ın Sıfatları" konusu oluşturmaktadır. Elinizdeki eseri okuduğun
Tükendi
Bu kitap, herhangi bir mezhebin, tarih boyunca oluşmuş görüşlerini nihai hüküm gibi algılayıp onların değişmezliğini kabul etmenin son derece hatalı bir tutum olduğunu göstermektedir. Hanefi mezhebinin ilk imamları Ebû Hanîfe ve ashabı, namazların cemi ile ilgili hadisleri, kendilerince haklı gördükleri çeşitli gerekçe ve tevillerle uygulama mevkiine koymamışlar; cemi, sadece, Arafat ve Muzdelifeye hasretmişlerdir. Ne yazık ki daha sonra gelen bütün Hanefi uleması, bu görüşü sadece tekrarlamakla yetinmiş,
Tükendi
Şâfi'î kimdir? O, yalnızca sünni fıkıh mezheplerinden birinin kurucusu muydu, yoksa usûl-i fıkhın da mimarı mıydı? Bazılarının dediği gibi, hadis usûlünün temellerini atan da o muydu? Ya da, yaygın olarak kabul edildiği üzere o, rey ehli ile hadis ehli arasında ?orta yol'u temsil eden bir sentezci miydi? Elinizdeki kitap, Doğu'dan ve Batı'dan, günümüzün önde gelen ilim ve fikir adamlarının, bütün bu sorulara, Şâfi'î'nin günümüz İslam dünyasında egemen olan zihniyetteki etkisini gözeten cevap arayışlarını ve
Tükendi
İslam, bir din, bir medeniyet ve bir kültür olarak iki kurucu unsura dayanır: Kurucu metin olarak Kur'an ve kurucu tecrübe olarak Sünnet. Hayati ve merkezi önemine binaen bu iki konuya dair ilmi çalışmalar İslami ilimler geleneğinin ve günümüz İslami araştırmalar dünyasının başlıca yoğunlaşma alanlarını teşkil edegelmişlerdir. Bu iki unsurun önemi kadar ikisi arasındaki organik ilişki de bu yoğun ilgiye yol açan etkili bir faktör olmuştur. Bu kitap İslam'ın kurucu metni Kur'an'ı anlamaya çalışan ve birkaç
Tükendi
Yorum ve görüş farklılıklarında ana belirleyici unsur, epistemolojik ve metodolojik tutumlardır. İslam dünyasının siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel parçalanmışlığının bir kader olmaktan çıkabilmesi iki yönlü bir çabayı gerekli kılmaktadır: 1. Farklılıklara müspet bir değer atfeden 'çoğulcu' bir yaklaşımın egemen kılınması, 2. Hem ihtilafları asgariye indirecek, hem de farklı yorum ve görüşler arasında yakınlaşmayı sağlayacak bir 'ortak metodolojik zemin' arayışına girişilmesidir. Bu kitap, metodoloji
Yenilikçi İslam Düşüncesine Giriş Yenilikçi İslam düşüncesi, Batılılaşma ve geleneksel İslam anlayışı karşısında üçüncü yol/orta yol olma özelliği taşımaktadır. Batılılaşma taraftarları İslam kültürüne neredeyse hiç iltifat etmemektedir. Geleneksel İslam anlayışı da Batıyı kategorik olarak dışlamaktan geri kalmamaktadır. Yenilikçi İslam Düşüncesi ise hem Batıya hem de geleneksel İslama eleştirel bir yaklaşım sergilemek suretiyle iki çizgiyi de dışlamayan bir alternatif sunma çabasındadır. Üçüncü yol, birbir
Tükendi
Destursuz Çağa Girenler, bir akademisyenin toplumsal konular ve meseleler karşısında aydın sorumluluğunu yerine getirmeye yönelik yazılarından oluşmaktadır. Kitaptaki yazıların büyük çoğunluğu son yıllarda yaşadığımız olaylar ve gelişmeler ekseninde kaleme alınmakla birlikte, asıl amaç bu olay ve gelişmeler üzerinden bir zihniyet ve metot sunmaktır. Bu kitap, son dönemde ciddi bir dejenerasyon, yozlaşma ve dünyevileşme sürecine giren İslami çevrelere, İslami hareketlere, İslami cemaat ve tarikatlara yönelik
Tükendi
Bu kitap, bütün Müslümanları yakından ilgilendiren varoluşsal bir mesele üzerindeki görüş ve eleştirileri paylaşmak amacıyla kaleme alınmıştır. Eser, bilimsel literatür taraması yanında, çeşitli yayınlardan da örnekler verilmek suretiyle zenginleştirilip güncel hâle getirilmiştir. Alternatif hadis metodolojisi, bağımsız bir usûl değil, genel metodolojinin bir parçasıdır; mezhebî bir usûl değil, İslam geleneğinin tamamını kuşatmayı amaçlayan bir usûldür; disiplinlerarası bir yaklaşıma dayanır; metodik şü
Tükendi
Bu eser, hadisleri bugün nasıl yorumlayabileceğimize dair birtakım pratik örnekler sunmaktadır. Eserde, hemen herkesin okuyabileceği bir dil ve üslup kullanılmış ve her metin rahatlıkla okunabilecek hacimde tutulmuştur. Hadis rivayetlerinden İslam dünyasının günümüz gerçekleriyle ilgili olanları seçilmiştir. Seçilen rivayetlerin yorumları masa başında akla gelenlerin kâğıda dökülmesinden ibaret değildir. Çoğunluğu çağdaş pek çok ilim ve fikir adamının eserlerinden süzülmüş bir hülasa da sizlere dolaylı olar
Tükendi
Klasik hadis usûlü, asıl "hadis" adını almaya layık olan "metin"in tenkidinden ziyade ağırlıklı olarak "isnad" tenkidine önem vermiştir. Bu elbette hiç metin tenkidi yapılmadığı anlamına gelmemektedir. Ancak yapılan bu tür tenkidler son dterece mevzii olup, en azından isnad tenkidine eşdeğer bir öneme sahip olmamıştır. Dolayısıyla klasik hadis usûlünün "isnad merkezli" bir usûl olduğu ve bu sebeple "insan usûlü" olarak adlandırılmaya daha layık olduğunu söylenebilir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1