Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 23 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
1930’ların başlarında Yeni Gün gazetesinde yayımlanan bu yazılarda İstanbul’un ve sosyal hayatımızın geçirdiği hızlı dönüşüm, Fatih Çarşambalı Hanife Hanım’ın şahitliğiyle anlatılıyor. Mahmut Yesari’yi yanına katarak sinemalardan futbol, boks maçlarına, yılbaşı partilerinden Güzel Sanatlar Akademisi’ne İstanbul’u semt semt, mekân mekân gezen insancıl Hanife Hanım, karşılaştığı tiplerle son derece eğlenceli sohbetler yapıyor. Devrin türedi zenginlerinden matbuat emekçilerine, İbrahim Çallı, Neyzen Tevfik, Şü
Mahmut Yesari'nin eserleri nadiren mutlu sonlarla biter. O karakterlerine karşı oldukça acımasızdır. Öykü ve romanlarına, kendi sonunu çağırırcasına, karanlık, acılı, yürek burkucu sonlar seçer. Kahramanları da genellikle kaybeder. İnançlarını, aşklarını, umut ya da hayatlarını kaybederler birer birer. Bu seçkide yer alan üç uzun öykünün kahramanları da bu kaybedenlerdendir. "Taş Bebek"te Füsun'dan hoşlanan, bu güzeller güzeli kızın kalbinde yer etmeye çalışan Fatin ve Haluk'un sonu hüsran olacaktır. "Bir
Sırrı Sezai ve Muammer Sacit, saplandıkları borç batağından kurtulmaya çalışan iki mirasyedi. Çıkış yollarındaki en büyük engelse zengin, fakir ayırt etmeksizin insanların kanını emen Tefeci İzidor Barzilay. Kaybedilmiş büyük servetlerle sefalet dolu hayatların yan yana sergilendiği Hınç, Muammer Sacit'in intikam almaya karar vermesiyle beraber entrikaların iç içe geçtiği bir romana dönüşür. Şaika, Rukiye, Melike ve Margarita gibi karakterlerin de bu entrikalara dâhil olmasıyla karmaşık ve bir o kadar da m
Çulluk ile Türk edebiyatına ilk işçi kadın karakterini sokan Mahmut Yesari, Ak Saçlı Genç Kız ile güçlü kadın karakterini işlemeye devam ediyor. Babası Paşa Olan genç bir kızın başrolü oynadığı bu romanda yine kendi ayakları üstünde duran bir kadını ele alıyor Yesari. Güçlü ve zengin bir paşanın cariyeden doğma kızı Nimet, doğumdan sonra evden kovulmuş annesini ararken, ikiyüzlü güç ilişkilerinin de foyalarını ortaya sermektedir. Kendisinden çocuk doğuran kadına sahip çıkmayan paşa baba, evindeki yerini ca
Tükendi
Mahmut Yesari'nin ölümünden iki yıl önce, 1943'te yayımlanan Bir Aşk Uçurumu adlı romanı, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nın iş ve işçi hayatını anlatan ilk örneklerindendir. Çulluk romanıyla fabrika işçilerinin hayatını gündeme getiren Yesari, Bir Aşk Uçurumu'nda sadece iş hayatını değil aynı zamanda işinden haksız yere çıkarılan çalışanların yaşadıkları olumsuzlukları da realist bir biçimde gözler önüne serer. İstanbul'un arka sokakları roman kahramanı Fikri ve Remziye üzerinden anlatılır. Adıyla popüle
Tükendi
Annesi ve babasının ayrılmasından sonra üvey baba ve üvey anne arasında kalan, uğradığı her türlü felaket karşısında acılarını anne ve babasına belli etmeden yaşayan Ömer'in, ölüme uzanan hazin hikâyesi...
Tükendi
Bağrı Yanık Ömer, aile içi buhranların yaşandığı ve çocukların ziyan olduğu bir çağda yolumuzu aydınlatan, herkesi biraz düşünmeye sevk eden ve okunması gereken bir başyapıttır. Eser toplumun temel yapısını oluşturan ailede meydana gelen dramın çocuk ruhunda açtığı yaraları akıcı ve etkili bir üslupla okuyucuya anlatıyor. Mahmut Yesari bu eserini "Yurdumun Çocuklarına..." diyerek takdim ediyor.
Tükendi
Eskiden Bâbıâli Caddesi dediğimiz şimdi Ankara Caddesi, her yerde, her şeyde olduğu gibi gün geçtikçe değişiyor. Bir sistem, metot dahilinde neşriyatı beceremeyen kitapçılar bile tozlu, köhne camekânlarını temizlemeye, şeklen olsun asrileşmeye özeniyorlar. Fakat asıl değişiklik bunda değildir. Ankara Caddesi birçok eski hususiyetlerini kaybetti, ediyor ve edecek de. Mahmut Yesari bu defa yıllarını geçirdiği Bâbıâli'yi, yayıncılık âlemini anlatıyor bizlere. Telif hakkı uğruna çekilen çileler, gazetelerin yaz
BAĞRI YANIK ÖMER (Mahmut Yesari) Romanın konusu ; Ömer, annesi ve babasının ayrılmasından sonra üvey baba ve üvey anne arasında kalır. Uğradığı her türlü felaket karşısında acılarını anne ve babasına belli etmeden yaşayan Ömer'in ölümüne uzanan hazin hikâyesidir. Yazar Hakkında: Mahmut Yesari (15 Mayıs 1895 – 16 Ağustos 1945) Türk roman ve oyun yazarıdır. İstanbulda doğmuştur. Asıl adı Mahmut Esat Yesari'dir. Soyadını, sol eliyle yazdığı için yazdığı için Yesari lakabıyla anılan hattat dedesinden almıştır.
Tükendi
Palavracılar, dolandırıcılar, zamparalar, âlemciler, mirasyediler... Mahmut Yesari, kıvrak kalemiyle İstanbul'un bu "antika" tipleri arasında geziniyor. Her birini ince ince allayıp pullayarak tanıtıyor ve 20. yüzyıl başı İstanbul'unun şehir hayatına dair keyifli bir okuma sunuyor. Bugüne kadar gazete sayfalarında kalmış bu eğlenceli yazılar nihayet günümüz okuruyla buluşuyor. "[Mahmut Yesari'nin] asıl kıymeti hayatında kavranmış değildir, ölümünden ve nesillerden sonra değeri artacak ediplerdendir." -
Birbiriyle geçinemeyen anne babanın didişmelerinin ortasında kalan beş yaşındaki Ömer'in duygu dolu serüvenini aktaran Bağrıyanık Ömer, bir insanlık dramının çocuk ruhunda açtığı yaraları gözler önüne seriyor. Yüreği sevgilerle dolu Ömer'in hem anne hem baba özlemi, Yesari'nin etkili ve anlaşılır dili aracılığıyla okuyucuyla buluşuyor.
Hacı Hafız, Bakır Efe'ye hınçla, kinle diş geçiriyordu. Çocuk ne bilir, öyle mi? Ömer'e, Sazlıklı çobanın yavrusu sarı köpeğini git, dizine yatır da okşa... diyen mi olmuştu? Hacı Hafız, oynasın, eğlensin, avunsun diye ne köpekten ne kuşlar bulmuş, getirmişti de hiç birinin yüzüne bakmamış; birine elini sürmemişti. Ömer, ne düşünmüş, aklından ne hayaller, ne hatıralar geçmiş de Hacı Hafız'ın bağ yolunda yavruladığını söylediği köpeği aramaya çıkmıştı. Yavrularını emziren her ana hayvan, canını ortaya atar
Nisan 1895'ten Ağustos 1945'e dek süren 50 yıllık hayatına kendi ifadesiyle "büyük küçük altmıştan fazla roman, binden fazla hikaye" sığdıran edebiyatımızın unutulmuş figürlerinden Mahmut Yesari, Türkçenin en renkli, en etkili ve en güçlü kalemlerinden biridir. 1923-24 seneleri arasında Reşat Nuri Güntekin'le birlikte çıkarttığı Kelebek dergisinde ileride Çulluk, Tipi Dindi ve Su Sinekleri gibi eserlerle oldukça ustalaşacağı bir türün denemesine girişir; ilk romanı Bir Namus Meselesi'ni tefrika eder. Bir
Tükendi
Mahmut Yesari'nin 1930'da yayımlanan Bağrıyanık Ömer kitabı, Ömer adlı kahramanının acıklı yaşamını anlatır. Kahramanı bir çocuk olmasına karşın, büyüklerce de zekle okunabilecek bir yapıttır. Dili yalın, betimlemeleri gerçekçidir. Yazarın kullandığı, günümüz gençlerinin anlayamayacağını düşündüğümüz kimi eski sözcüklerin anlamları, sayfa altı dipnotlarıyla verilmiştir.
Tükendi
Bağrı Yanık Ömer romanı, kahramanı çocuk olan ilk eser kabul edilir. Kahramanı çocuk olan bu romanda, yaşadığı olumsuz olayları, çocuk bilinci ile değerlendirip hayatını devam ettirmeye çalışan Ömer'in yaşadıkları anlatılmaktadır. MEB'in ilköğretim okullarında okutulacak 100 temel eser listesinde yer almaktadır.
Tükendi
Mahmut Yesâri, 5 Mayıs 1895 tarihinde Elazığ´da doğdu. Miralay Fahrettin Bey'in oğlu, Osmanlı milli marşı Hamidiye´nin bestecisi Ahmet Necip Paşa´nın torunu, öykücü Afif Yesari'nin babasıdır. Soyadını, sol eliyle yazdığı için Yesari lakabı ile anılan Yesârî Mehmet Esad ile oğlu hattat Yesârizâde Mustafa İzzet dedelerinden almıştır. Yesârî Mehmet Esad´ın büyük dedesi ise döneminin ünlü müderrislerinden, Mekke kadılığı da yapmış olan Kazâbâdî Ahmet Efendi´dir. Reşat Nuri Güntekin ile birlikte çıkardığı Kelebe
Tükendi
Tedavi vakitleri, öksürük sesleri, ızdırapları, gittikçe derinleşen karamsarlıkları, beklenenleri ve gelmeyenleri ile hırpalanmış dünyalar. Hayata gözlerini kapayacakları âna doğru giderken içlerinden geriye sayan, bununla birlikte ölümü dile getirmemek üzere hiç konuşmadan anlaşmış insanlar. Yakacık'ın doğal güzellikleri içinde yükselen duvarlarıyla hastaların yalnızlığını çevreleyen ?gönüllü" bir hapishane: Sanatoryum. Ölüm karşısında yalın hislerle bu sanatoryuma giren, başına gelecekleri bildiği hâlde h
Dilimizi zenginleştiren yazarlarımızdan Mahmut Yesari Ak Saçlı Genç Kız romanını 1928 yılında yazmıştır. Kâşif Paşa'nın kızı Nimet bir gemi yolculuğu sırasında Kaptan Cezmi ile tanışır. Yıllardır annesini arayan ak saçlı genç kız yani Nimet; Cezmi'den kendisine yardım etmesini rica eder. Cezmi bunu yapabilmek için çok sevdiği kaptanlık mesleğinden ayrılıp masabaşı bir işte çalışmaya başlar. İçindeki deniz özlemiyle, mesleğine geri dönüp dönmemekte tereddüt yaşamaktadır. Nimet'i sevmeye başlayan Cezmi eski s
Tükendi
Kasabada Ömerin destanını aradım, aksakallı, mazi külçesi haline gelmiş bir ihtiyar, hem okudu, hem anlattı: ? Yüzlerce yıl evveldi. Geçtiğin ovada bir şehir kuruluydu, şimdiki bu, kurak, çatlak yaylalar vaktile, bol, geniş gölgelerini salan ağaçlar, körpe fidanlar, bağlar, bahçeler, çimler, çiçeklerle süslü idi... Tütmiyen bir ocak, ekilmemiş bir karış toprak, sürülmemiş bir dilim tarla yoktu. Bağlar arasından ırmaklar geçer, bahçelerde kaynaklar fışkırır, çeşmelerden tatlı sular akardı. Ucu bucağı görünmi
Tükendi
Romanın başlangıç kısmı, yaşlı rehber eşliğinde Anadolu'nun ücra bir kasabasına giden şehirli yolcunun ağzından anlatılır ve Ömer'in halk nazarında destanlaşan hayatı hissettirilir. Bağrıyanık Ömer romanı, kahramanı çocuk olan ilk eser kabul edilir. Romanda, Ömer'in çiftlikte geçen hayatı konu edilmektedir. Kendisini çok seven anne ve babası geçinemedikleri için boşanır ve başkalarıyla evlenir. Ömer üvey babasının ve üvey annesinin hoş olmayan davranışlarıyla karşılaşır. Bütün bunlara Ömer'in çocuk ruhu day
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 23 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1