Türkiye için 1991 yılı, uluslararası sistem açısından 1945 yılına benzer bir kopuş, ikinci bir paradigma deği-şikliği noktasıdır. 1991 sonrası dönemde uluslararası sistemde meydana gelen radikal değişme, blokların ortadan kalkması ve bölgeselliğin giderek önem kazanması; teknolojideki ve özellikle de iletişim teknolojisindeki başdöndürücü gelişme ile beslenen, toplumsal yaşamın hemen her boyutunda kendisini hissettiren küresellik ve karşı-lıklı bağımlılık olgularının yeni döneme damgasını vurması gibi geliş

Bu çalışmada, 1945-1991, yani birçoklarınca uluslararası sistemin "Siyah ve Beyaz" olarak ikiye ayrıldığı düşünülen Soğuk Savaş dönemindeki Türk dış politikası analiz edilmekte, irdelenmektedir. Blok lideri nükleer süper güçler olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği'nin belirlediği bu iki kutuplu sistem döneminde Türkiye'nin dış politikasının, çoğu zaman, sistemik etkilere oldukça açık bir özellik taşıdığı söylenebilir. Nitekim, 1945-1965 ve 1980-1991 sıkı iki kutuplu sistem dönemlerinde

Elinizdeki çalışma, bir yandan ülkenin dış politikasına ilişkin gelişmeleri, onları geçmişten kopar-madan, mümkün olduğunca ilişkilendirerek ortaya koymaya çalışırken, diğer yandan da ülkemizin konuya ilişkin akademyasında deneyim ile dinamizmi bir araya getiren bir yazar kadrosu seçimini gerçekleştirmeyi denemiştir.

XX. Yüzyılın ilk yarısı, gerek sona eren Osmanlı İmparatorluğu gerekse 1923 yılında ortaya çıkan yeni Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, Türkiye coğrafyasında yaşayan insanlar açısından kolay bir dönem olmamıştır. Özellikle XIX. Yüzyılın son onyıllarında doğanlar açısından hayat kelimenin tam anlamıyla mücadele içerisinde, en azından bu atmosferi derin bir biçimde soluyarak geçmiştir. Yüzyılın başlarından ortalarına doğru gidildiğinde olayların ivmesi azalmış, merkezinde I. Dünya Savaşı bulunan askeri müca

Bu çalışmanın başlıca iki amacı vardır. Bunlardan birincisi, özellikle son yıllarda iletişim teknolojisinde görülen baş döndürücü gelişmeler sonucunda bir hayli küçülen Dünyayı zeminde meydana gelen olgu ve olayları daha yakından tanıma alanında uzman olmayan okuyucuya yardımcı olmaktır. İkinci olarak çalışmanın bir diğer alanı da, bu konularla ilgili dersler gören üniversite öğrencilerine, özellikle de başlangıç aşamalarında faydalı olabilmektir.

M.A. Mert Gökırmak, Özlem Eraydın, Ö. Konuralp Pamukçu, Çiğdem Nas, Esin Yılmaz Başçeri, Sevgi Yöney, M. Cüneyt Yenigün, Tansu Yıldırım, Ali Faik Demir, Oğuz Eriş