Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Çulcu`nun yapıtının "Özgünlüğü", adıyla başlıyor. Farklı bir bakış açısı, tarihsel olguların başka bir boyutunu görme, gösterme, değerlendirme çabası, iplerin ucunu ustalıkla birleştirerek birbiriyle ilgisizmiş gibi görünen tarihsel olgular arasındaki "gizli bağı" yalın bir dille gözler önüne seriyor. Spekülatif Marjinal Tarih Tezleri, "eğer"lere yer verenf bir tarih anlayışı değil. "Şöyle olsaydı böyle olurdu" gibi bir bakış açısıyla ele almıyor tarihsel olguları. Yaşanmışı yaşanmış olarak saptayıp, olgul
Tükendi
93 HARBİ sadece bir Osmanlı Rus Savaşı değildi... Aynı zamanda çok boyutlu bir Avrupa Savaşı idi...
Tükendi
Birinci Dünya Savaşı 1918de sona erdi. Boğazlar geçildi!... Ve Batı Emperyalizminin Büyük Asya Seferi başladı. Büyük Yağmanın ilk hedefi Anadolu idi. Cephe, Asyanın derinliklerine uzanıyordu. Gerçek misyon, Emperyalizmin Asya Seferini durdurmaktı. Bu ölümcül misyon onlara tarih tarafından yüklenmişti. Görevlendirmeyi Talat Paşa yaptı, Mustafa Kemal Paşa da onayladı. MURAT ÇULCU; 1919-1922 Anadolu Savaşının Asya Cephesinde yaşanan tüm gerçekleri 95 yıl sonra, olanca çarpıcılığı ve belgeleriyle gündeme getir
Tükendi
Murat Çulcu Siyonizmin ilk dönemi olarak adlandırırdığı 1895-1922 sürecini-her zaman olduğu gibi- kendine özgü bir yöntemle ve tarafsızca irdeliyor. Siyonizmin Berlin-Londra İkilemini- ve Herzl-Rothschild yapılanmalarını büyüteç altına alıyor. Herzl öncesine parantez açıyor. Çanakkalede çarpışan Sion Alayının siyasal misyonunu saptıyor. Pro-Palestinanın izlediği stratejiyi özgün belgeleriyle anlatıyor. Max Cohenin tarihsel konferansını tam metin olarak okura sunuyor. Osmanlı yönetiminin Filistine Yahudi
Tükendi
Bu kitapta; gizemini günümüzde de koruyan İttihat ve Terakkiyi ortaya çıkaran siyasal zemin, sosyal çevre, konjoktürel olaylar, ulusal/uluslararası sorunlar, legal/illegal yapılanmalar ve bireysel etkenler, kaynak niteliğindeki özgün yayınlara dayandırılarak irdeleniyor. Yasal/yasadışı yayınların önemli kısmını Kahireden Selanike kadar uzanan ve çeşitli merkezlerde Arap harfleri ile basılmış olan kitapçık teşkil ediyor. Tarih ve siyaset sahnesine Cemiyet-i Hafiye adıyla çıkan ve 24 Temmuz 1908 İnkılâbı ile
Tükendi
Eser Hakkında: Osmanlılar! Silah Başına!... adlı bu yapıt; Osmanlı İmparatorluğunun Birinci Dünya Savaşına nasıl girdiği sorusuna tarihsel zeminde yanıt veriyor. Emperyalistlerin tarihsel çıkar çatışmaları ve bu mücadeleler sırasında sergilenen çirkin ayak oyunları da gündeme getiriliyor. Osmanlı İmparatorluğu Büyük Harbe nasıl girdi? Harbe girmese olmaz mıydı? gibi soruları yeniden irdeleyerek, tarihsel gerçekler çerçevesinde yeniden tartışmaya açıyor.
Tükendi
Venedik İngiltereyi yeniden yapılandırdı. Sonra oligarşi City of Londona yerleşti. Şimdi sıra, Orta ve Doğu Akdenizin yeniden düzenlenmesine gelmişti. Murat Çulcu Önasya Mafios Toplum Yapısına bir neşter daha vuruyor. mafia-siyaset-isyan ekseninde; legal ile illegali hukuk devleti ile suç devletini, Yasalar ile yasa dışılığı örtüştürenleri okur ile yüzleştiriyor.
Tükendi
Osmanlı orduları, Birinci Dünya Savaşı sırasında en ağır yenilgiye; Sina-Filistin-Suriye Cephesi'nde uğruyordu. Kanal Seferi ile başlayan 'Çöl Harekatı'; Birüssebi-Gazze savunma hattının çökmesi ile birlikte 'bozguna' dönüşüyordu. Nablus, Yafa, Kudüs, Şam, Halep, Hatay birbiri ardına düşmanın eline geçiyor; saldırganlar Osmanlı Ordusu'nu kovalayarak Adana'dan Anadolu coğrafyasına giriyorlardı. İstanbul'daki yönetim 'mütarekenin ağır şartlarına' kayıtsız şartsız boyun eğiyor; Osmanlı İmparatorluğu'nun şan
Tükendi
İZMİRi işgal eden Yunanlıların sloganı Zito (Yaşa) Venizelos! idi. Esir edilen Türk subayları Kordonda ve kışla önünde böyle bağırtılıyor, kalpakları ayaklar altına alınarak çiğneniyordu. Bağırmayanlar süngüleniyor, mülâzımlar, kaymakamlar, miralaylar kana bulanıyorlardı. Yunan Ordusu İzmirde emperyalizmin taşeronluğunu yapıyor; Sevrin hükümlerini silahla uyguluyordu. Zito Venizelos! çöküşün, esaretin ve yok oluşun sembolüydü. Ve kalpak! Ayaklar altında çiğnenen ve kana bulanan kalpak ise 9 Eylülde İzmire
Tükendi
DERİN SUÇUN KÜRESEL OTORİTESİ Murat Çulcu Bir tarafta krallar, imparatorlar, sultanlar, din adamları. Diğer tarafta "Venedik-Londra oligarkları..." Bir tarafta ordular, bürokratlar, devlet adamları, generaller, diplomatlar. Diğer tarafta finans ve ticaret manipülatörleri, Masonlar, Tapınak Şövalyeleri, Conversolar, Mitracılar, İsmailiye, Haşhaşiye, Haçlılar... Bir tarafta dinsel ve siyasal hesaplaşmalar, meydan savaşları, ölüm saçan bataryalar, katliamlar, soykırımlar… Diğer tarafta entrika, sui
Tükendi
Yeni Mecmua, Ziya Gökalp’in yönetiminde 1917’de yayımlanmaya başlayan bir dergi. Yahya Kemal’den Hamdullah Suphi’ye kadar bir çok aydının katkıda bulunduğu bir çalışma. İmparatorluğun zor günlerinde ulusal bilinci geliştirme, halkın bozulan moralini yükseltme çabası içinde olan İttihad ve Terakki Fırkası’nın da desteklediği bir yayın. 1918 yılının ilk yarısında Birinci Dünya Savaşı devam ediyor, Yeni Mecmua da ulusal bir söylemle yayınlarını sürdürüyordu ve o yıl Çanakkale Savaşı’nın 3. yıldönümüydü. Savaş
30 Ağustos 1922`de düşman bozguna uğratıldı. 2 Kasım 1922`de saltanat kaldırıldı ve ilk kez, Halife TBMM tarafından seçildi. 29 Ekim 1923`te Hilafet kaldırıldı. Ama Türkiye`de Hilafet ve sistem tartışmaları bitmek bilmedi. Günümüze kadar sürdü. Bugün de `Başkanlık Sistemi` örtüsü altında `dinsel yapılanmalar` topluma dayatılmaya çalışılıyor. Çünkü Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP)`nin odağında bu `dinsel kurum` yer alıyor.
Tükendi
Tarihe büyüteçle bakan meraklı gözler için... Tarihte olaylar zamanına, zeminine, önemine ve tarihçinin bakış açısına göre ele alınır. Kitabın kapsamına göre bu bazen birkaç satırla sınırlı kalır. Bazen de hiç değinilmez. Oysa bir tarihsel sürecin yoğunluğu içerisinde ayrıntı gibi görünen olaylar, bir başka zaman aralığında tarihe ışık tutan tanıklıklara ve yol göstericiliğe dönüşür. Günümüzde, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sürecine ilişkin art arda yayınlanan kitaplar o döneme ilgiyi artırmış,
Batılı devletler Osmanlı'yı yağmalamak istiyordu. Ermenileri kullandılar. 'Çeteler' kurdurdular. Silah dağıttılar. Cinayet işlemeyi öğrettiler. Ve kanlı 'planlarını' uygulamaya koydular. Planlarında 'siyaset ve terör' bütünleşmişti. Günahsız insanların canı, malı, özgürlüğü ve namusu önemli değildi. Önemli olan 'emperyalistlerin çıkarları ve yağmasıydı'. Bu yağmanın gerçekleşmesi için 'Anadolu'ya el atmanın' zemini hazırlanmalıydı. ...
Tükendi
Örgütlü (mafios) suçun ve vahşetin kanlı zaferi, belgelerle anlatılıyor... "...Büyükkapi dahilinde Mehterbaşısıyla birlikte yüzbin pare ettikleri ve kılıçlarında arşa astıkları ve kemâl-i gayz ve garezlerinden kılıç ve bıçaklarının kanını yalayıp ve aşırı kalabalıktan darb ve cerhine muvaffak olamayanlar; - Karındaş!... Aman, ben de senin kılıcından bir damla kanını yalayım! diyenin had ve hasrı olmadığı... ...hınzırın et parçasından beş-on dirhem miktarına nail olanlar, köpek peynir tulumunu çekişt
Tükendi
Birinci Dünya Savaşı´na girişimizin başında, 1914 Aralık ayının karakışında Enver Paşa komutasındaki Türk Doğu Ordusu, karşısındaki Rus Ordusu´nu imha etmek üzere taarruz etmişti. İki hafta gibi kısa bir sürede 90 bini aşkın en seçme Türk evladının -düşmana bir tek kurşun sıkamadan, Rus askeri ve süngüsü ile karşılaşmadan- mevsim bakımından dondurucu karakışın kar ve ayazında, arazi bakımından üç bin metreyi aşan Allahüekber Dağı´nın doruklarında donarak şehit olan atalarımızın anısına sunulan bu eser -Belg
Tükendi
Kökeni tarihin yüzlerce yıllık derinliğine dayanan-batı odaklı-Şark Meselesi 20. Yüzyıl ın başında bir kez daha kanlı bir paylaşıma yol açıyordu. Adına Harb-i Umumi de denilen 1. Dünya Savaşı sırasında imparatorluklar yıkılıyor, rejimler çöküyor, ayaklanma ve ihtilaller birbirini izliyor, milyonlarca insan yaşamını yitiriyordu. Dünya bir bakıma yeniden kuruluyordu. Tüm oluşumların başında ise Osmanlı İmparatorluğu yer alıyordu. Zira, kanlı paylaşıma girişen düvel-i muazzama ve küresel finans ligarşisinin an
Tükendi
Her Sakaldan Bir Kıl ve Sikkesiz Sultanlar`dan sonra "Türkiye`de MAFİA`laşmanın Kökenleri" dizisinin üçüncü kitabı: Düşmüş Ocağa, Yanıyor!.. Murat Çulcu `Önasya`nın karanlık yüzünü` aydınlatmaya ve `sosyal sırtlanların` izini sürmeye devam ediyor. Günümüzdeki toplum düşmanlarının, endüstriyel ve finansal canilerin, uluslararası suç mekanizmaları ile bütünleşen yerel / merkezi güç odaklarının, entrika, cinayet ve komplo örgütlerinin, narko / militer emperyalist sermayenin, suçu ve soygunu yasallaştıranların
Tükendi
Celali İsyanları`nın ünlü eşkiya reisi Abdülhalim Karayazıcı`nın, Ordu`suna gerekli hayvan yemini sağlamak için köyleri yağmalarken kullandığı söz bir tür eşitlikçi zorbalığın işaretiydi. "Atların arpa parası" diye halktan zorla toplanan yaygın vergi ağının, daha doğrusu haracın adıydı: "her sakaldan bir kıl" Küreselleşme olgusunun iyice öne çıkardığı Mafa`laşma, tüm dünyanın en önemli sosyal sorunu haline geldi. Peki Türkiye açısından durum ne? Türkiye bu küresel anlamda yasal/yasadışı düzenin neresinde? V
Tükendi
Ayrıntılarda Saklı Tarih dizisinin ikinci kitabı olan Çanakkale 1915-Boğaz Harekâtı dipnot niteliği taşıyan dört uzun makaleden oluşuyor. Birinci Dünya Harbi´nde Osmanlı Ordusu ve Çanakkale başlıklı birinci makale, Kurmay Binbaşı Mehmed Emin Bey´in iki önemli konferansını içeriyor. İkinci uzun makale Dünya Harbi´nde Boğaz Harekâtı başlığını taşıyor ve kitabın esasını teşkil ediyor. Bu uzun makale, Fransız Kurmay Binbaşısı Maurice Larcher´in üç ciltten oluşan Büyük Harp´te Türk Harbi adlı başyapıtında yer al
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1