Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Tarihin farklı kültürlerinden ve değişik inançlarından gelen insanlar, diğerlerinin inancını, düşüncelerini, hayat tarzını ve dünya görüşünü merak etmiştir. Günümüzde ise değişen sosyo-ekonomik şartlar, farklı kesimlere mensup insanları birbirleri ile münasebete zorlamaktadır. İlişkilerin sağlıklı olabilmesi için de diğer insanların itibar ettiği veya kıymet verdiği değerleri öğrenmek ayrıca bir zorunluluktur. Bu açıdan ait olduğu sosyal ve kültürel çevreyi bilmek, kişi için daha da ehemmiyet arz etmektedir
Dünya ve âhiret saâdetini temin etme düşüncesinde olan her Müslüman için en zarurî şey, önce "Usûlü'd-Dîn" (dinin asılları) denilen akâid esaslarını doğru bir şekilde öğrenmek, daha sonra da onları, kalben tasdik/iman ederek itikad haline getirmektir. Bidatlerin karanlığının her yeri kapladığı, bir kısım Müslümanların bidat denizinin dalgalarında boğulduğu bu devirde İslâm'ın İtikad Esaslarının sahih olarak bilinmesi oldukça önemlidir. Ayıca bir Müslümanın ilminin ve amelinin kendine fayda vermesi, Ashâb-ı
İmâm-ı Rabbânî'nin gerçekleştirdiği tecdid hareketi, yaşadığı asır ve coğrafyayla sınırlı kalmadığından o, müceddid-i elf-i sânî olarak kabul görmüştür. Onun hicrî ikinci bin yılın müceddidi olarak kabul görmesinde şu iki hususun etkisi büyüktür: * İmâm-ı Rabbânî, akla gereğinden fazla değer vererek peygamberlik müessesesini ve sünneti itibarsızlaştırma, dinler arası diyalog, dinleri ve mezhepleri birleştirme, ashâb-ı kiram ve geçmiş ulemâyı kötüleme, ibadetleri önemsiz görme gibi bidatler karşısında Ehl-i
Osmanlı'da Nizâm-ı Âlem ve Din ü Devlet'in bekâsı için öncelikle İslâm akâidinin muhafazası zarurî kabul edildiğinden Ehl-i sünnet itikadı mevzuunda büyük hassasiyet gösterilmiştir. Bu sebeple Nadir Şah'ın Safevîler zamanında ihdas olunan bir kısım bidatleri terk etmenin karşılığında Caferîliğin beşinci mezhep olarak tanınması isteği kabul edilmemiştir. Aynı şekilde Sultan II. Abdülhamid Han, dünya siyasetinin gereği İran ile ilişkileri geliştirmeye çalışırken bu durumun Şiilere mezheplerini yayma fırsatı v
"Modern" kelimesinin "sanayi, teknoloji ve sanatta yenilik" manası ön plana çıkarılmasından dolayı insanların zihninde modernleşme hakkında pozitif bir algı oluşsa da Modernizm, sadece akla ve pozitif bilime dayalı bilgiyi geçerli kabul ettiğinden dini ve geleneği reddeden bir hareket olarak gelişmiştir. Modernizm'in dine yaklaşımının asırlarca bilimsel düşünce üzerinde baskı kuran Hristiyanlığa karşı gelişen bir tepki hareketi olma yönünü dikkate almayan Jön Türkler, modernleşmek için batıda olduğu gibi di
İslâm'ın esasları, "usûlü'd-dîn" ve "furûu'd-dîn" olarak iki kısma ayrılır ve usûlü'd-dîn'e kalbin kesin olarak inanması/bağlanması manasına gelen "akîde/akâid" denir. Akâid, İslâm'ın kalben tasdiki zarurî olan itikad esaslarını ihtiva eder. Kelâm ise aklî ve naklî delillerle akâid esaslarını geniş olarak izah edip, muhaliflerin görüşlerini reddetmeyi esas alan bir ilimdir. Önceki ulemânın mum ışığında yazdığı eserler temel alınarak hazırlanan bu çalışmada, yeni gündeme gelen itikadî meselelerle alakalı ol
Tarihin farklı kültürlerinden ve değişik inançlarından gelen insanlar, diğerlerinin inancını, düşüncelerini, hayat tarzını ve dünya görüşünü merak etmiştir. Günümüzde ise değişen sosyo-ekonomik şartlar, farklı kesimlere mensup insanları birbirleri ile münasebete zorlamaktadır. İlişkilerin sağlıklı olabilmesi için de diğer insanların itibar ettiği veya kıymet verdiği değerleri öğrenmek ayrıca bir zorunluluktur. Bu açıdan ait olduğu sosyal ve kültürel çevreyi bilmek, kişi için daha da ehemmiyet arz etmektedir
Tükendi
Osmanlıya hilafet hangi padişahın zamanında geçmişti? Osmanlı, hilafet makamına gereken ehemmiyeti vermiş midir? Hilafet Osmanlı'da olmasaydı, 600 küsur yıl süren devlet yönetimi bu kadar uzun soluklu yaşayabilir miydi? XIX. yy son çeyreğinden itibaren Osmanlının üzerine sistemli bir şekilde saldıran Avrupa devletleri, Osmanlı'yı zayıf düşürmek için bir taraftan "Osmanlı Hanedanı'nın Kureyş'e mensup olmamasını öne sürerek, Hilafetin Türklerden alınıp Araplara verilmesi gerektiğini dillendirmeye başlamışlard
Araştırmalar netiçesinde ortaya çıkan bu kitapta;İmamet yirminci yüzyılın başlarından itibaren daha çok hilafet şeklinde yorumlayarak kamuoyunun ilk maddesini teşkil etmiştir.20.Asrın ilk çeyreğinde Osmanlı ile hilafet de tarihe karıştığından konu dahada ciddi hale gelmiştir. Ülkemizde konu ile ilgili çok kitap yayınlanmışsada,Söz konusu çalışmalarda hilafetin dini,sosyal ve kültürel boyutları işlenmemiştir. İşte bu kitapta HZ.Peygamberin vefatından sonra dünya müslümanlarını en çok ilgilendiren konuda İMAM
19. Asrın son çeyreğinden itibaren, yaklaşık olarak on asırdır devam eden istikrarlı İslâmî hayat hakkında, bir takım şüpheler oluşturulmaya çalışılmış, Müslümanların bazı milletlere göre terakki edemediği iddia edilerek, bunun faturası adeta mezheplere dayalı İslâm anlayışına kesilmiştir. Bu gayretlerin, Avrupa'nın, İslâm coğrafyasının çeşitli hazinelerini keşfetmesinden ve sanayi devriminden sonra ortaya çıkan ham madde ihtiyacını karşılamak için Doğu'nun tabiî kaynaklarına da göz dikmesinden hemen sonra
Yaklaşık olarak, İslâm Tarihinin üçte birine tekabül eden Devlet-i Aliyyenin Sonbaharını konu edinen bu eser, Osmanlılar hakkında yapılan ilk çalışma olmadığı gibi son çalışma da olmayacaktır. Bu kitabı diğerlerinden farklı kılan ise Osmanlıya sadece tarih perspektifinden bakılmayıp, onun asırlarca dünyanın değişik coğrafyalarına İslâmı ulaştıran ve köklü bir medeniyet tesis eden konumunun nasıl değiştiğine ve bu çerçevede İslâmî değerlerinden uzaklaşmasının geleneksel kurumlarında meydana getirdiği tahriba
Mac Farlane 1847 yılında dinsizliğin el kitabı olarak vasıfladığı Baron dHolbachın Systéme de la Nature isimli eserini tıbbiyeli bir Türk gencinin okuduğunu görünce çok şaşırır. Okunan kısımların özellikle Tanrının varlığına inanmanın saçmalığı, ruhun ölmezliğine inanmanın imkânsızlığına dâir yerler olduğunu belirten Farlane, bir Türk doktorun kendisine Bu büyük bir eser. Adam büyük feylesof, bütün söyledikleri haklı dediğini anlatır. Modernleşmeyi, materyalizm ve pozitivizm ekseninde yapma mücadelesi veren
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1