Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Güneşin ışıyışı başka olur, kuşların cıvıltısı başka olurdu bayramlarda. Yaprağın hışırtısı başka, sokağın neşesi başka. Allı pullu olur, gülüp oynar sokak. Mekân güzelleşir, sesler tatlılaşır, sözler ahenkleşir. Gün, altın bir gün olur bayram sevgisiyle. Hiçbir can acımaz, hiçbir gönül incinmez sevgiyle. Hiç solmasın derim sevgi çiçeği, ama solar, bayram biter. Gönlümün istediği gibi olan gün çabuk biter. Evet, altın günlerimdi, altın vakitlerimdi sevgi dolu bayramlar." Sürgün Öğretmen, Çalınan Savaş v
Tükendi
Kendisi gibi düşünen insanların kanıyla sulanmış bu toprakları terkedecekti. Nasip olmamıştı işte. Yeryüzü yurttu artık kendisine. İnancını nerede yaşayabilirse, orası toprağı ve evi olacaktı. Miskin miskin, köşe bucak saklanıp solucanlar gibi bir delikte yaşamaktan bu yeğdi. Yahut mücadele edip, hayatı bu mücadelenin akışına bırakmak... Yüce bir davaya bağlanınca anlam kazanıyordu hayat...
Tükendi
Sürgün öğretmen, Tek Parti döneminin tipik öğretmenlerinden biri değil... Tam aksine varoluşun hikmetini kavramış, bunun için de ülke insanları ile bütünleşebilmiş aykırı öğretmenlerden biri. Onun için sürgün öğretmen. Tıpkı filmi gibi... Filmi de uluslar arası yarışmalarda ödül almış... Fakat yurt içinde bir türkü kabul görmemiş, halkının değerlerine yabancı çevrelerce. Son derece sürükleyici bir üslup, sizi alıp götürecek olayların geçtiği iklime...
Tükendi
Bir yerlerine iğne batırılmış gibi zıplamıştı kaba bıyıklı esmer memur. Omuzları öne doğru eğilirken, gözlerinde kirli ve güçlü ışıklar parlamış, hırsından burnuyla şakağı şişmiş, gırtlağındaki iri çıkıntı aşağı yukarı oynamaya başlamıştı. Neler söylediğini işittiniz. dedi. Laik devletimizin dairesinde İslamdan söz etti. Propaganda yaptı, suç işledi. Şahitsiniz, suç işledi. Elini kolunu sallıyor, kin dolu gözleri fır fır dönüyordu. Kişiliği değişip yerine yeni bir insan gelmişti sanki. Usta hikâyeci Hüseyi
Tükendi
Selahaddin Eyyûbi Haçlı saldırılarının karşısına sarp bir dağ gibi dikildi. Hıttin Savaşı ile 2 Ekim 1187'de Kudüs'ü Haçlılardan alarak 88 yıl süren Haçlı egemenliğine son verdi. Akabinde Hıristiyanların düzenledikleri III. Haçlı Seferini etkisiz hale getirdi. Bu eserde Kudüs için yapılan fedakârlıklardan bir bölüm bulacaksınız. Bu güzel belde için sergilenen kahramanlıklar bugünün direniş erleri için ilham kaynağı olmaktadır.
Tükendi
Selahaddin Eyyûbi, Haçlı saldırılarının karşısına sarp bir dağ gibi dikildi. Hıttin Savaşı ile 2 Ekim 1187de Kudüsü Haçlılardan alarak 88 yıl süren Haçlı egemenliğine son verdi. Akabinde Hıristiyanların düzenledikleri III. Haçlı Seferini etkisiz hale getirdi. Bu eserde Kudüs için yapılan fedakârlıklardan bir bölüm bulacaksınız. Bu güzel belde için sergilenen kahramanlıklar, bugünün direniş erleri için ilham kaynağı olmaktadır.
Tükendi
Kitapta yer alan fablların çoğu halk içinde yaşayan ve hikayelerden insan hayatına ilişkin gerçeklerden esinlenerek yazıldı. Kahramanlarının çoklukla hayvanlardan seçilmesi gerçeğin farklı bir dışa vurumudur.
Tükendi
Kendisi gibi düşünen insanların kanıyla sulanmış bu toprakları terkedecekti. Nasip olmamıştı işte. Yeryüzü yurttu artık kendisine. İnancını nerede yaşayabilirse, orası toprağı ve evi olacaktı. Miskin miskin, köşe bucak saklanıp solucanlar gibi bir delikte yaşamaktan bu yeğdi. Yahut mücadele edip, hayatı bu mücadelenin akışına bırakmak... Yüce bir davaya bağlanınca anlam kazanıyordu hayat...
Tükendi
Yüz yüzü bir insanın yüz değişik portresi olarak okumak mümkün. Hüseyin Karatay bu öykülerle "Kıssadan Hisse" geleneğine vurgu yapıyor. Yer yer masalsı öğelerin kullanıldığı öykülerle toplumdaki yanlışlıkları sorguluyor. Özellikler kişilik tipleri üzerine yoğunlaşarak çarpıtılan, yanlış tanıtılan olumlu tipleri mümkün oldukça öze indirgeyerek vermeye çalışıyor. Politikacısından çocuğa, generalden dilenciye kadar bu yüzleri belki sizler de tanıyacaksınız.
Tükendi
Anılarımı ne zaman yazmaya niyetlensem; kafama üşüşen bir sürü vesvese, endişe soğutup vazgeçiriyordu beni. Başarabilecek miydim? Kendimi tanıtmak için mi, sanat yapmak için mi? Öyle örnek mörnek alınacak parlak bir yaşantım yoktu. Benliğimi etkileyen, duyarlı ve alıngan kişiliğimi oluşturan olayları yerli yerince yazabilecek miydim? Yazmak için güçlü bir istek dalgası, beni itmeye başladı sonunda. Bu istek dalgasının götürdüğü yere kadar başarılı olmasa da yazmaya karar verdim olanca dünyamı.
Tükendi
İsyan Eşiği, belgesel bir roman olarak okunabilir. Tarihin bir kesitine tanıklık ediyor. Bizleri Osmanlı döneminde yaşanan gerginliğin içine götürüyor. Ermeni İsyanlarından Zeytun hadisesinin peşisıra yaşananları anlatıyor. Techir öncesi, Ermenilerin Bab-ı Ali yürüyüşü, Adana isyanı Zeytun isyanı önemli tarihi olaylardır. Hele Zeytun isyanları 1870´lerden itibaren devam eden bir harekettir. Ermeni eşkiyaların halka uyguladığı şiddet, baskılar roman boyuncu devam ediyor. Roman kahramanı Hasen, babası Zeytu
Tükendi
Ana
Son ışıkların abanmasından, erik ağacı yangına uğramış gibi. Yapraklar, sanırım, kırmızının değişik tonlarıyla donandı. Dallar arasında alevler, korlar kaynaşmada sanki, Her dal, güneş ışığıyla boyanmış bir yelpazenin kanatları gibi uzamada. Yangını gidince; ılık yapışkan, bir loşluk, büyüyüp genişleyerek her yana yayıldı. Serinlik; kadifeden yumuşak bir el gibi dolaştı, sardı, kucakladı. Ana, başını yukarı kaldırmıştı. Birşeyler mırıldanıyor, göğün derinliklerine doğru yükselen bir tüymüşçesine hafifliyor
Tükendi
Hüseyin Karatay, sanatın ne halk için ne de sanat için olması gerektiğini söyler. Sanat Hakk´a ulaşmakta bir araç olmalıydı. İşte bütün popülerliğini Hakk´ı dillendirmekten alan bu edebiyatın çerçevesini çizmek bu yazının kapsamındadır. Mümkün olduğunca ilk örneklerden yola çıkarak bu birikimi sorgulayacağım. Gerek tarihi, gerek dini/fıkhi art alanını göz ardı etmeden romanların tipik özelliklerini dönemle parelel olarak aktarmaya çalışacağım. Genel olarak romanları okuduğunuzda dönemsel İslam algısıyla par
Tükendi
Ana
En güzel çiçekler solar, en güzel anlar biter en güzel saraylar yıkılır ama analık anayla kalır.. "Sürgün Öğretmen" ve "Çalınana Savaş" adlı romanlarıyla okuyucunun teveccühünü kazanan Hüseyin Karatay'ın "Ana" romanını da beğenecek ve elinizden bırakmadan okuyacaksınız... "Ana" bir gerçeğin romanıdır...
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1