Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İlk hatam bu oldu. Sahteci olmak, her şeyi başkalarından almak ve kendinden hiçbir şey vermemek demektir. Hikâye bir polisiye gibi başlar: Sahte tablo ustası Gaspard Winckler, Paris’in eteklerinde bir stüdyodadır. Ellerinde finansörü Anatole Madera’nın kanı vardır. Cinayetin sebebiyse, Antonello da Messina’nın 1475 tarihli, kitaba adını veren Paralı Asker tablosudur. Gaspard Winckler, bu tablonun bir sahtesini yaparken Louvre’daki aslına taş çıkartacak bir ustalık sergilemiştir. Peki Winckler neden bu me
Her yapıt bir başka yapıtın aynasıdır. Zengin koleksiyoner Hermann Raffke’nin özel koleksiyonundan oluşan sergi, öngörülenin aksine, sanat dünyasında olay yaratır: İnsanlar dört bir yandan apar topar bu sergiyi görmeye koşar. Durum izdihama varınca, içeriye sınırlı sayıda ziyaretçi almaya başlanır. Fakat serginin sonlanmasına bir hafta kala işler iyice karışır, gün boyu bekleyip içeri giremediği için çileden çıkan bir ziyaretçi içeri dalar ve olan olur. Harikalar Odası, Perec’in harika tasvirlerinin a
Georges Perec ve OULIPO yazarlarından, sözcüğün gerçek anlamıyla benzersiz, sıra dışı bir edebiyat kurmacası, bir çoğul anlatı, bir “hiper-roman.” Yolculuğun öyküsü 1979’da başladı. Perec o yıl Kış Yolculuğu adında bir öykü kaleme aldı. “Henüz yazılmamış olması gereken” dizeler ve satırlarla örülmüş “imkânsız” bir kitabın öyküsüydü bu. “Gerçek” olması halinde, dünya edebiyat tarihini devasa bir “önceden intihal” vakasına indirgeyecek bir başyapıt. 1992 yılında yolculuğun seyri bambaşka bir hal aldı: Oulipoc
Tedirgin, heyecanlı, gözü yaşlı bir kalabalık... Korkunun dehşete, beklentilerinse hüsrana dönüşebileceği grotesk, müphem bir karmaşa... Tüm hayatını bir bavula sığdıran kimsesizlerin, zamanın ve mekânın dışına itilenlerin o yepyeni, ümitvar kurtuluş ihtimali: Ellis Adası. Georges Perec, yoldan çıkanların, isyan edenlerin, kaderine razı gelenlerin önünde uzun kuyruklar oluşturdukları Amerika'ya açılan bu küçük adayı, sırtında sürgünün ağırlığını taşıyarak arşınlıyor. Açlıktan, sefaletten, baskı ve şiddet
Fransız edebiyatının ele avuca sığmaz yazarı Georges Perec'in, yakın zamanda ortaya çıkan elyazmaları sayesinde "ilk romanı" niteliğine kavuşan Saraybosna Suikastı tarihin soğuk gerçekliğiyle iç içe geçen haris bir aşk ve kıskançlık öyküsü. I. Dünya Savaşı'nın müsebbibi gösterilen Franz Ferdinand suikastıyla, tutkulu bir aşığın kurduğu sinsi kumpas adım adım birbirini izler. Psikolojik tahliller metnin ana hatlarını çizerken Perec anlatıcı yazar rolü üstlenir ve ilkgençliğinde çıktığı Yugoslavya seyahati g
Birinci mucize: Georges Perec, Fransızcanın en çok kullanılan sesli harfi olan "e"yi kullanmadan bir roman yazdı: La disparition. İkinci mucize: Cemal Yardımcı, bu romanı "e" harfini kullanmadan Türkçeleştirdi: Kayboluş. Kayboluş, ilk yayımlandığı 1969 yılından bu yana kısıtlamanın kaçınılmaz olarak yoksullaştırdığı kuru bir anlatı olarak karşılandı hiç! Dil oyunları, çağrışımları, konusunu baş kahraman yapan kurgusuyla bir yazınsal başyapıt; doludizgin hayal gücü, insafsız mizah duygusuyla bir solukta o
Tükendi
“Ben ailemin konuştuğu dili konuşmuyorum, onların sahip oldukları hiçbir anıyı paylaşmıyorum. Onlara ait olan, onları onlar yapan şeyler, tarihleri, kültürleri, inançları, umutları bana aktarılmadı. Mülksüzleştirildiğimin bilincinde oluşumda hiçbir nostalji duygusu, sırf Yahudi olduğu için bana daha yakın olabilecek şeylere karşı hiçbir özel düşkünlüğüm yok. Ben yıllardır ailemin tarihçesini yazıyor, o sürekli parçalanmayı yeniden çizmeye çalışıyorum.” Otobiyografi denemeleri, yazınsal projeler, toplantı
"İsterdim ki sabit, hareketsiz, dokunulamaz, dokunulmamış ve neredeyse el sürülemez, hareket ettirilemez, köksüz yerler olsun: referans, çıkış noktası, kaynak vazifesi görecek yerler: doğduğum ülke, ailemin beşiği, doğmuş olduğum ev, büyüdüğünü gördüğüm (babamın ben doğduğum gün diktiği) ağaç, çocukluğumun el değmemiş hatıralarla dolu tavanarası..." - Georges Perec Mekân Feşmekân, Georges Perec'in yapıtının tüm stratejilerini yeniden üreten, sonradan ortaya çıkacak kitapları birer düşünme
İÇERİK TANITIMI İlk olarak 1990´da yayımladığımız Uyuyan Adam üçüncü baskısını yaptı. Georges Perec´ten, acı, umut ve doğruluğa dair bir roman... "İnsanlardan nefret ettiğin anlamına gelmez bu, ne diye onlardan nefret edesin ki? Ne diye kendinden nefret edesin ki? Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi; keşke hayvanlar âleminden çıkıp aşılan o birkaç gülünç adımın bedeli, sözcüklerin, büyük tasarıların, büyük atılımların o dinmek bilmeyen hazımsızlığ
Tükendi
On yıl boyunca tasarlanan, iki yılda yazılan, belki bir günde bir solukta okunacak, belki bir haftada hazmedilemeyecek, herkesin istediğini bulabileceği bir yapıt olan Yaşam Kullanma Kılavuzu düzensiz büyük bir düzen ya da son derece düzenli bir düzensizlik -yani yaşamın kendisi- Edebiyat türleri açısından sınıflandırılması oldukça zor bir yapıt. Betimlemeler, sıradan öyküler, olağanüstü yazgılar, kataloglar, bilgelik dolu egzotik olaylar, mükemmel biçimde tasarlanmış cinayetler, karanlık kara büyüler, muci
Tükendi
20. yüzyıl sonu edebiyatında çok özel bir yere sahip Perec: Başkasına hiç benzemeyen, her kitabıyla şaşırtıcı olabilen bir yazar. Metis Edebiyat´ta daha önce Şeyler ve Uyuyan Adam´a yer vermiştik. W ise 1975 tarihli bir metin. Kitap birbiri ardına ilerleyen iki anlatıdan oluşuyor. İlk metin, biyografik olarak nitelenebilir; soluk birkaç aile fotoğrafından yeniden kurgulanmak istenen bir çocukluk, bir aile, bir geçmiş. İlk izlenimler, okunan ilk kitaplar, görülen ilk film, biçilen otlar, amiral battı
Tükendi
Perec, yeri geldiğinde değerli kadın ses sanatçılarının üzerinde domates atılması deneyinin sonuçlarını göstermek için nörofizyolist veya İputupi Adası´ndaki kelebeklerin melezleşmesini incelemek için böcek uzmanı, yeri geldiğinde iki büyük adamın arkadaşlığının şarkısını söylemek için kutsal işler bilimcisi veya Chartres Katedrali´ni takdim etmek için tarihçi olacaktır. Son olarak, onu, arkadaşı Harry Mathews´la işbirliği yaparak, bilgili filolog kimliğiyle, Raymond Roussel´in daha önce yayımlanmamış, değe
Tükendi
Georges Perec deneysel bir metin yazmaya karar verir. Parisin kilisesi ve çeşmesiyle ünlü Saint-Sulpice meydanındaki kafelerde üç gün belli saatlerde oturup gördüğü her şeyi not eder. Otobüslerden güvercinlere, tanıdık yüzlerden Japon turistlere Saint-Sulpice meydanından geçen her nesneyi ve kişiyi dikkat çeken özellikleriyle yazar. Günlük hayatın durağanlığını ve heyecanını yansıtan bu metinde hiçbir şey olmadığını düşündüğümüz anlarda olanları anlatır Sıradan görünen hayatın sıra dışı anlarını sözcüklerle
Tükendi
Kurmaca bir anlatıda dile dökülen nedir? Anlatılanlar sonuçta, daha en baştan dille, dil içinde tasavvur edilmez mi hep? Dil içinde vücut bulmadan, dile dökülebilmiş bir şey var mıdır? Georges Perec işte böyle bir sınav koyuyor önüne: Kolay dile gelmeyen bir şey olan rüyaları kaleme almak... Perec, 1968-1972 arasında bir deneye girişir ve farklı bir edebiyat türü yaratmak istercesine rüyalarını kayda geçirir: "Herkes rüya görür. Ama sadece bazıları hatırlar rüyalarını, hatırlayanların çok azı onları anlatır
Tükendi
Nice harp akademisinin ödüllendirmekte bir an bile tereddüt etmeyeceği bir yazardan, askerlik sanatı ve insanlık halleri üstüne bir sinsi gülüş. Dikkatimizden kaçmasın sakın: Bu romandaki, savaşın en canalıcı anında, imdat isteyen genç bir askerin Cezayir cehennemine düşmemesi için ellerinden gelen her şeyi yapan (ama heyhat! başarıya ulaşamayan) yiğit gençler, Ajax ve Aşil'in, Herkül ve Telemak'ın, altın postu arayan Argonotların, Üç Silahşörler'in ve hatta Kaptan Nemo'nun, Saint-Exupéry'nin, Teilhard de
Tükendi
Jérôme'la Sylvie, özgürlüklerinden hiç ödün vermeden her şeye sahip olmayı düşlerler. Oysa öğrencilikten çıkıp daracık odalardan, "bir pantolon, bir kazak"tan, kötü yemekhane yemeklerinden kurtulmanın ve düşledikleri yaşama ulaşmanın bir bedeli vardır. Nesnelerle örülü yaşam giderek daha da ulaşılmaz bir imgeye dönüşür. Perec, Şeyler'de, 60'lı yılların, Jérôme'la Sylvie ve arkadaşlarının bu hikâyesiyle Fransız toplumunun keskin bir tanımını veriyor. Dahası her şey ne kadar tanıdık... Açılış Bölümü, s. 9 -
Tükendi
Perec'in 1957-1960 yılları arasında yazdığı ilk roman olan Paralı Asker yazarın ölümünden otuz yıl sonra bulunur. Farklılığı ve yenilikçiliğiyle öne çıkan Perec dünyasını işte bu roman başlatmıştır. Antonella de Messine'in 1475'te yaptığı Paralı Asker tablosunun sahtesini yapma işini üstlenen Gaspard Winckler'i heyecan ve gerilim dolu, hayat kadar gerçek, sanat kadar kurmaca bir serüven beklemektedir. Özgün yapıt ile sahte yapıt arasındaki karmaşık ilişkide ruhu ve bedeniyle birlikte kaybolan kahraman aslı
Tükendi
Birçok okuyucunun mesleki yaşamlarında, iş yaşamlarında yaşadıkları ya da yaşayacakları bir durumu sözcüklerle bir şemaya dönüştürmek... ücretinin artırılması talebiyle amiriyle görüşmek... Her şey kitabın başlığında söylenmiştir. Yazar bu girişim bağlamında olası bütün durumları anlatmayı üstleniyor. Ne var ki Perec'tir söz konusu olan. Dolayısıyla sözcük oyunları, farklı durumlar, saçmalıklar... Bütün bunlara bir balık kılçığını, belki çürümüş yumurtaları, bir kızamık salgınını ve başka bazı sürprizleri e
Tükendi
Gazeteler gündeliğin dışında her şeyden bahsediyor. Gazeteler beni sıkıyor, bana hiçbir şey öğretmiyor, anlattıkları beni ilgilendirmiyor, ne beni sorguluyor ne de sorduğum sorulara ya da sormak istediklerime cevap veriyor... Gerçekten olup bitenler, yaşadıklarımız, ötesi, bütün geri kalan nerede? Her gün olup biteni ve her gün yineleneni, basmakalıbı, gündeliği, besbelliyi, ortaklaşa olanı, sıradanı, olağan-içini, arka plandaki uğultuyu nasıl açıklayacağız, onu nasıl sorgulayacak, nasıl tarif edeceğiz?
"Harikalar Odası" diye anılan tablolar öteden beri büyülemiştir beni. Kendi içinde bir müze olan, imge olan, bir dizi tablonun temsilini veren bir tablo düşünün; dahası, zaman zaman bu tabloların içinde bir dizi tablonun vb. temsil edildiği bir tablo daha oluyordu, birbirini izleyen tüm bu "tablo içinde tablo"lardan çok hoşlanıyordum. - Georges Perec- Georges Perec in sanatsal vasiyeti diye anılan Harikalar Odası nda, sahte tablolar üstüne sahte bir anlatının labirentinde ilerlerken, okur, yazarın harik
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1