Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 43 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın siyasal kimliği, kuramsal ve yöntemsel pozisyonu nedeniyle (Ümit Hassan bir istisna) gerek Batı'dan, gerekse de Türkiye'den Osmanlı tarihçileri tarafından göz ardı edilen ya da görmezden gelinen Osmanlı Tarihinin Maddesi, tarihe yaklaşımı, olguları ele alış biçimi, yöntemi ve ruhuyla öncü bir yapıttır. Eser, aynı zamanda Türkiye'de sosyalist düşüncenin özgün yapıtlarından biridir. Engin bilgi birikimi, sıra dışı gözlem yeteneği ve kendine özgü üslubuyla modern Türkiye'den Osmanlı
Tükendi
Diyalektik görüş genel olarak, bir Evrene Bakış... Özellikle bir Topluma bakıştır. Onun için, modern diyalektik: Evren ölçüsünde gelişkin bir sosyal doktrinin tuttuğu yol, yani metot ve mantıktır. Toplumun maddi, manevi tüm kuruluş, işleyiş ve gidişinde, diyalektik bakış genel ve özel görüşlü bir doktrin yarattı. Ona Tarihcil Maddecilik denildi.
Tükendi
Bugünkü sınıf mücadelesinin değişmesi ve kalkması, hangi sınıfın işine gelir? İşçi sınıfının. Şu halde Marksizm işçi sınıfının toplumu açıklama ve değiştirme bilimidir. Bugünkü toplumda hangi sınıf her şeyin olduğu gibi kalmasını ister? Sermayedarlarla büyük arazi sahipleri. Şu halde büyük zenginler, kodamanlar, ölümden korkar gibi Marksizm´den korkarlar.
Tükendi
sınıfların Durumları başka başkadır. sınıfların Çıkarları başka başkadır. Modern toplumda İşveren sınıfların durumu: Üst ve Güdücü sınıf olmak; İşçi sınıfının durumu: Alt ve Güdülen sınıf olmaktır. Gene modern toplumda, İşveren sınıfının çıkarı: Elinden geldiği kadar çok Artı - Değer koparmak, yani sömürmek; İşçi sınıfının çıkarı ise; elinden geldiği kadar az Artı - Değer koparttırmak, yani Sömürülmemek´tir.
Tükendi
Komün gücü, kişiyi hayvan kertesinden, sosyalite gücüyle sosyal hayvan kalitesine yükseltirken (kişiyi toplumcullaştırırken) kendi içerisinde esame okunmazca hazmeder. Kişinin sosyal hayvan biçiminde hazmedildiği süreç, Komün'ün yekpareleşmesi sürecidir de. Komün yekpareleştikçe, kişi hazmedilir. Kişi ile toplumun diyalektiği Komün'ün gücünü yaratır. Fakat bu genellik bize ne kişiyi, ne toplumu, ne de Komün Gücü'nü kavratabilir. Komün Gücü'nün kişi ile toplum arasında gidip gelen diğer elemanların diyalekti
Tükendi
Hikmet Kıvılcımlı, Türkiye sosyalist hareketinin özgün tarih tezleriyle bilinen önderlerinden. Kıvılcımlı bu eşsiz eserinde, tarih tezinin ışığında, günümüz toplumu açısından da çok önemli bir konuya yoğunlaşıyor: Allah, Peygamber ve Kitap. "Allah, her olayda işleyen determinist kanunlar gibidir. Peygamberler ise, aklıyla determinizmi yorumlayan bir elçidir; tarihsel determinizmin yoğun bir yansımasıdır. Zaten bu yüzden olayların gidiş kanunlarını çok iyi sezer ve yakalar. Bunu başardığı için de kendini k
Tükendi
Konumuz "Din". Üzerinde en çok spekülasyon düşünce vurgunculuğu yapılan alan! Oysa tam tersi olması gerekir. Öyleyse bilimin en çok kılıç kuşanması gereken alanlardan birisi de din konusu olmalıdır. Bu yüzden bu alanda "İdeoloji" ve "politika" sökemez, sökememelidir. O yavanlıklar ancak bilim ateşiyle durdurulup dönüştürülebilir. Meselemiz hiç de ikincil, üçüncül kategoriden bir iş sayılamaz. Çünkü din konusu, sadece toplumun çatısında tıkırdayan bir kültür meselesi değil, insan beyninde, düşünce mekanizma
Tükendi
Barbüs'ü "Cehennem"den kurtaran ve bizim Barbüs yapan şu üç şarttır: 1- Hayat ve kitle adamı oldu: Barbüs, bir yazardır. Fakat direktifi yukarıdan değil, aşağıdan, hayatın ve kitlenin kendisinden alır. 2- Barbüs, hareket ve teşkilat adamı oldu: Faşizm kurbanlarını kurtarmak için yalnız Cellatları yazmakla kalsaydı, kendi kendine ihanet etmiş olurdu. 4 Haziran 1933'te, Paris'te "Faşizm Aleyhtarları Enternasyonal Kongresine" önayak olan Barbüs, o zamandan beri, "bütün anti faşistler ile Thaelmann'ı kurtarma
Tükendi
"TİP, Partiler içinde adı sanı duyulur, şanı övülür bir Parti olmak değil, İşçi Sınıfının biricik teşkilatı olmak göreviyle karşı karşıyadır. TİP, böyle her 4 yılda çeyrek milyon oy kazanacaksa... 80 yıl beklemek zorundadır. O da başka hiç bir engel çıkarılmazsa... Yani TİP, halka verdiği sözün eri olduğunu ispat etmek için, 21. Yüzyılın ortasını (2048 yılını) bekleyecektir. Oysa, daha şimdiden bezirgân İktidar partisi, Seçim kanunu'nun Küçük partilere (özellikle İşçi Partisi'ne) soluk aldıran bütün delikle
Tükendi
Hangi bahane ile harekete geçildiğini bliiyoruz: Gelişen her dil gibi Türkçe de, iki zıt gidiş tutturmuş bulunuyor. 1- Türkçe içinden, birçok sözcük ve deyimler atılıyor. Buna dilin "arınması" deniyor. Bu olumsuz, eksi gidiştir. 2- Türkçeye, birçok yerli, yabancı sözcükler ve deyimler sokuluyor. Buna Türkçenin zenginleştirilmesi adı veriliyor. Bu olumlu, artı gidiştir.
Tükendi
Boş verin, yahu... İki gözüm İşçi kardeşler! Hele sen, "Tekstil ve Örme Sanayii İşçisi" Misin, nesin, birader? Sen büsbütün boş ver. Bilmez misin Şair ne der: "Mihneti kendüye.. Zevketmedir alemde hüner!" İşin be? Adı üstünde: "Teksitil" Öyleyse... haddini bil! İleri, geri söyleme: Kolay değil "İktisadi gelişme" "Büyüklerimiz" gibi düşün. Deme Sabah, Deme Akşam... Deme gece, deme Gün: "Gözlerimi kaparım, Vazifemi yaparım!" De. -Hikmet Kıvılcımlı-
Tükendi
Gerçekte, İstanbul'un Fethi, herşeyden evvel bir insanlık ve medeniyet hamlesidir. Arapça'da "Fetih" sözü güzel bir tesadüfle: "Açmak" manasına gelir. İstanbul'un Fethi de, o zamanki insanlığı bir çıkmazdan kurtarmış, medeniyete yeni ufuklar açmıştır.
Tükendi
"Yarınki yakın toplumsal devrimde, Türkiye çalışkan köylülüğü, Türkiye işçiler sınıfı ile beraber gelecek ve dövüşecek mi? ... Burada söz konusu olan Türkiye çalışkan köylülüğüdür. ... İşçi ve köylü sınıflarının düşmanları ortak mıdır? Evet! Türkiye'de çalışkan köylülüğün kanını ye canını emen, onu iliklerine kadar soyan düşmanlar kimlerdir? 1-Derebeylik artıkları; 2-Tefeci-Sermaye; 3-Finans-kapital; 4-Kapitalist devlet..." Dr. Hikmet Kıvılcımlı
Tükendi
"Burada düşma sınıf deyince örnek olarak burjuvaziyi alıyorum. Türkiye'deki düzen-tabii hakim düzen demek istiyoruz-kapitalizmdir. Türkiye'de hakim ekonomik ilişkiler, kapitalist ilişkileri olduğuna göre, Proletarya Devriminin hakim düşmanı da, bu ilişkilerin en "saf" temsilcisi olan burjuvazi olabilir. Strateji planında sosyal düşman, bir sosyal düzen ve hakimiyet temsilcisidir. O düzenin bir ülkedeki özellik ve anlamları üzerinde durulmazsa, temsilcisi hakkında layıkıyla fikir edinmenin imkanı var mıdır?
Tükendi
"Kuşku yok ki pratiği sen, ben o yapacak değil. Biz yapacağız. Parti yapacak. Ya benim burada yaptığım nedir? Her Türk Bolşeviğin ilk olarak yapmaya mecbur olduğu şey,.. ... İşte bu pratik için parti tarihinin verdiği "hazır ol!" komutuna, ben de bir Bolşevik nefer gibi kol ve bacaklarımdaki var gücüm, elimde ve kafamdaki bütün silahlarımla uyuyorum. ... Devrim bir kardeş savaşıdır. Hedef oportünizm ve fraksiyonizm: önümüze babamız çıksa vuracağız." Dr. Hikmet Kıvılcımlı
Tükendi
"Türkiye'deki Doğu ve Batı vilayetlerin bölünüşü esas itibariyle sınıf bölünüşünden doğar. Fakat daha özel anlamı, zalim milletle mazlum milletin ilişkisi oluşundadır. Bu meseleyi olduğu gibi, "anonim esrar perdesi" altındaki somut maddeyi, adı ile ve sanı ile çağırmaya mecburuz: Türkiye'deki 'Doğu' Meselesi ve 'Doğu vilayetleri' nesnesi bir millet davasıdır! ...1-Türkiye'nin kendisi: Doğu'nun su götürmez ezilen milletlerinden biridir. ...2-Türkiye kendi içinde: Örtbas edilemez bir Doğu'nun ezen milletidir
Tükendi
"Türk burjuvazisinin acıklı doğuş tarihi bize bir şeyi öğretiyor: herhangi bir memleketteki herhangi bir sınıf, kendi kurtuluşu için herşeyden önce kendi kuvvetine ve sınıfi devrimci hızına dayanmalıdır; hatta bu ülke, Türkiye gibi, bütün Avrupa'da burjuva devrimleri yapıldıktan yarım yüzyıl sonra aynı burjuva devrimini tekrarlamaya kalksa bile. Türk burjuvazisi-elbet somut şartların da zoruyla sırf dış güçlerle, fırsattan yararlanarak harekete geçmeyi düşündükçe, ciddi bir devrim değil, esaslı bir reform b
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 43 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1