Edesin Rabbim
Kimler aleyhime dönerse benim
O'na hiç yoksulluk gösterme Rabbim.
Her kim bana yanlış yolda der ise
Dü (iki) cihanda mutlu edesin Rabbim
Bütün yanlışımı gören canlara
Yüz çevirip dönüp gitmiş olana
Dolandırıp dahi hor bakanlara
Evladıyla mutlu edesin Rabbim
Kim ki beni hakir görüp yererse
Aleyhimde tüm suçlarım sererse
Dua dursun beddua da ederse
Malla mülkle mutlu edesin Rabbim
Oğlu kızı mutlu yaşasın dursun
Bu dünyada bolca sefalar sürsün
Ahirette Firdevs cennete girsin
Benim aleyhimde o
Yazar bu kitapta "Dört Kapı Kırk Makam"ı tarihsel boyutuyla, mitolojik kaynaklarıyla, onu besleyen değerleriyle, inanç, felsefe ve bilimsel akışın bu öğreti üzerindeki etkileriyle de ele almış ve onu hem bilimsel hem ritüel, hem de Batıni yönüyle irdelemiştir.
Müslümanın diyen kişi
İnsanları yakmak mıdır?
Aleviyim diyen kişi
Özgürlükten korkmak mıdır?
İnsanları bir bilenler
İnsan ayırmaz erenler
Tüm varlıkları sevenler
Sizce bunlar ahmak mıdır?
Muhammmed Ali'yi sevmek
Bütün güzelliği övmek
Kin kibirin hepsin yenmek
İnsanlıktan çıkmak mıdır?
Müslümanın diyor ahmak
Din hiç der mi ki insan yak
Bir de seviniyorlar bak
Yoksa Müslümanlık mıdır?
Edebiyatımızın hatrı sayılır bir bölümü sözlü gelenekten oluşmaktadır. Bu gelenek asırları aşarak günümüze kadar nice ozanlar taşımıştır. Bu ozanlar çoğu evrensel söylemleriyle bugün de hala varlıklarını sürdürmektedirler. Kendileri fiilen aramızda olmasalar da, pek çoğu eserleri aracılığıyla günümüzde de yaşamlarını devam ettirmektedirler. Ozanlarımız Anadolu'nun en özgün edebi eserlerinin mimarı, halkının sesi ve sözü olmayı başarmışlardır.
Biz insanların yaşamına geriye doğru baktığımızda uzun zaman işaret dili, vücut dili kullanmışız. Üzülünce ağlamış, canımız acıyınca bağırmış, sevinince gülmüş, korkunca yerlere kapanmış ya da kaçıp gizlenmişiz. Derken çıkardığımız sesler hareketlerimizle birleşmiş söze dönüşmüştür. Doğadaki sesleri, ritimleri de taklit eden insanlar süreç içinde sözü, sazla buluşturup bu ritimleri müziğe dönüştürmüşlerdir.
Anadolu özgün kültürünün yaratıcıları olan ozanlarımız, yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan insanlarımızın sesi, sözü, gözü ve özü olmuşlardır. Anadolu insanının yaşama, insana, doğaya bakışını, anlaşılır bir dille anlatan ozanlarımız söz kültürünün üretilmesinde ve yaşatılmasında çok etkin bir rol üstlenmişlerdir. Ozanlar geleneksel Halk Edebiyatı'nın temsilcisi olmuşlar ve bu kültür hizmetinin devam etmesini sağlamışlardır. Türkülerimizin, deyişlerimizin, ağıtlarımızın, mizahımızın... v.b. yitip gitmesini
Bugün dost yaralanmış
Yine gönlüm hoş değil
Her yanı parelenmiş
Yine gönlüm hoş değil
Dost hasreti zor imiş
Herdem ah-u zar imiş
Dert adamı yer imiş
Yine gönlüm hoş değil
Nice günler görsem de
Çok sefalar sürsem de
Dostlar ile olsam da
Yine gönlüm hoş değil
Akarsu'yum yansam da
kül olup savrulsam da
Bazı bazı gülsem de
Yine gönlüm hoş değil
Toplam 7 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.