gündüz sataştığım kalabalık
ayın altında beni azarlıyor
pazaryerinde yıkarak geçtiğim omuzlar
zarafet kursunda ders vermeye başlamış
herkes alışkanlıklarını değiştirmiş
şehrin çıtakları bir bir kırpılırken
payıma huysuzluk düşmüş
On iki yıl aradan sonra yeniden ve bir kez daha Akif Kurtuluş şiirleri...
Maziyi anlamaya cesaretli, var olmayı kavramaya hazır, kendini saklayacak kadar sade... Hayat, Saat Farkıyla...
Akif Kurtuluş'un Politika ve Sanat ile Harita Metod Defteri isimli kitapları, Daktilo Yazıları başlığı altında, "bir" kitap olarak bir araya geldi.
Derin, kuvvetli ve entelektüel enerjisi yüksek bu yazılar, Ekim Devrimi öncesi ve sonrasında yoğun olarak ortaya çıkan sanat-iktidar çatışması; sanatın, gerçekliği kavrama ve kurma sorunu gibi önemli meselelere değiniyor. Aynı zamanda Türkiye'deki sanat pratiklerini, eleştirinin besleyici damarından vazgeçmeden çözümlüyor.
Politikanın, "kültür dünyası"nı kestiği
İhtimamda hep bir eksiğim oldu ama sevgimde kuşkum yoktur. Hayat da benim için böyle bir şey. Sevdim ama herhalde beni tatmin edecek bir ihtimam gösteremedim. Ölümden korktuğumdan mı? Yine de bu korkunun bende uyandırdığı hiçbir saygı yok.
Hayata, benim için "yeterli" özeni göstermediğimin sorumlusu ölüm korkusuysa, demek ki tuhaf bir paradoksla yüz yüzeyim.
Denemenin, o zor ulaşılan lezzetini ve ele avuca sığmaz sesini, "şair" Akif Kurtuluş'un, bildiği ve düşündüğü, gördüğü ve yazdığı yerde karşılamak için
Onun benden özür dilemesi, özrümü kabul etmek zorundasın anlamına geliyordu. Sahtekârca, hiçbir samimiyeti olmayan bir özür, hani. Onu affetseydim ben de aynı sahtekârlığı giyinecektim. Düşünsene, affetmediğim için ben suçlu olacağım. Dönüp ona, seni affetmediğim
için beni affet diyeceğim neredeyse.
bir defter: İç döken, hatırlayan, nedamet getiren, anlamak ve anlatmak isteyen satırlar... Nuru Gardaş, Benjamin Ağabey'i anlatıyor. Cavidan okuyor, kadınlar konuşuyor. Gurbet yollara düşüyor. Utanan, bağışlayan
Virajı döner dönmez boğaza girdiğim anda, birisi sağ diğeri sol şeridi ortalamış, kaleşnikoflu iki genci görünce Beyefendi alkol var mı? sorusuna muhatap olmayacağımdan emindim.
Ehliyet ruhsat da sormayacaklardı. Doğrusu, nereden çıktığını anlayamadığım, hemen yanlarında bitiveren kadın gerillanın, Zorluk çıkarmayın ve hemen arabadan çıkın, diyeceğini de sanmıyordum. Yanıma hiçbir şey almayacaktım. Ne söylüyorsa yapmam için, bana emretmesi gerekmiyordu.
Orta yaşlı bir avukat, kendi devranında yaşayıp gider
Ben de Marika'ya âşıktım.
Costas Ferris, ölümsüz Rembetiko filmi projesinde, büyükrebet şarkıcı Marika Ninu'dan ilham aldığını söyler. Gerçekten de filmdeki Marika ile Marika Ninu'nun hayatı arasında büyük benzerlikler vardır. Hatta, bu dünyaya yakın yorumcular, Marika'nın kocası, belalısı, kırığı, artık ne derseniz, yanı başındaki o "hırt" buzukici ve besteci Babis'in, ben pek kondurmak istemesem de Çiçanis olduğunu söylerler.
Birçok şarkıda sesini duyarsınız, ama Rembetiko filminin bilinen 'cast'ında ad
(...)
ağrı değil, sancı değil, o var
sende tenim, bende terin sızlar
gözünden düştüğüm Kirpiğim var
çok uzaklardan bir rüzgâr umar
bize hiç yetmeyen bu acı var
sağır hayat, ne duyar ne anlar
zaman mı, dili yok da sözü var
herkes gitmiş, akif kalmış: anlar
(...)
Az ve seyrek yazmasına karşın, şiirini belli bir düzeyin altına hiçbir zaman düşürmedi. Genellikle, öfkeli, muhalif ve politik bir kimlik sergiledi şiirlerinde. Verili değerleri, adları, kimlikleri, durumları bu muhalif politik kimlik süz-gecinde
Toplam 8 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.