Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Takımın İçindekiler: -Tanrıların Babası Zeus -Evliliğin Koruyucusu Hera -Işık ve Aydınlık Tanrısı Apollon -Avcı Tanrıça Artemis -Zeka Tanrıçası Athena -Ateşin Topal Efendisi Hephaistos -Aşk Tanrıçası Afrodit -Denizler Tanrısı Poseidon -Bereket Tanrıçası Demeter -Şarap ve Neşe Tanrıçası Dionysos -Tanrıların Habercisi Hermes -Savaş Tanrısı Ares -Yeraltı Tanrısı Hades
Tükendi
Ben Laertes´in oğlu Odysseus´um. Yurdum İthaka´dır. Benim yurdum kayalıktır; fakat yaşamak için iyi bir yerdir ve dünyada hiçbir yeri ona yeğ tutmam. Beni geniş mağarasında koca olarak tutmak isteyen tanrısal güzellikteki Kalypso´yu bile vatanım uğruna terk ettim. İnsana kendi yurdundan ve ana babasının yanından daha sıcak hiçbir yer olamaz. Yabancı bir ülkenin en zengin konağında yaşasa bile, insan gene uzaklardaki baba evini özler durur... (Arka Kapak´tan)
Tükendi
Ak Köpüklerden Doğan Aşkın ve Mutluluğun, Sonsuz Güzelliğin Tanrıçası Afrodit Neden sonra gelenin bir çift güvercin tarafından çekilen bir araba olduğu anlaşıldı. Bembeyaz kuşlar güçlü kanat çırpışlarıyla arabayı Zeus’un tam önüne indirdiler. Tanrıların ağızları şaşkınlıktan bir karış açık kalmıştı. Arabadan inen bu kız kadar güzel bir varlığı daha önce hiç görmemişlerdi. Onların şaşkınlığını fark eden Afrodit, en güzel gülümsemesiyle onlara seslendi. Aşkın ve güzelliğin tanrıçası Afrodit’e yer verin,
Tükendi
Ay Gibi Işıldayan, Dağların Doruklarında Gezen, Vahşi Hayvanların ve Avcıların Tanrıçası Artemis Bu esnada Agamemnon hançeri kızının boynuna yaklaştırmıştı. Miken kralı, can almaya alışkındı. Ama kendi kızı söz konusu olduğunda... Bir harekette boğazını kesmeliyim! Acı çekmesine izin veremem! Agamemnon gözlerini kapadı ve güçlü bileğinin sert bir hareketiyle kızının boğazını kesti. Koca meydanda yankılanan müthiş şaşkınlık çığlıklarını duyduğu zaman gözlerini açtı. İşte tam o anda yıldırımla vurulmuş gibi
Tükendi
Zeusun Kafasından Doğan, El Sanatlarının Yaratıcısı, İşlek Aklın ve Keskin Zekânın Tanrıçası Athena Senin için ne yapabilirim? Baltanı kafamdaki şişliğe indir! Emin misin? diye sordu demirci tanrı. Elbette! diye gürledi Zeus. Çabuk ol, yoksa seni tuttuğum gibi Olimpostan aşağı fırlatırım. Hephaistos, emri ikiletmeden yerine getirdi ve keskin baltasını Zeusun alnındaki şişliğe indirdi. Ve tüm tanrıları şaşırtan bir şey oldu: Zeusun yarılan alnından tanrısal bir öz akmış, sonra da pırıl pırıl parlayan zırhl
Tükendi
Üç Dişli Yabasıyla Yerleri Sarsan, Odysseusa Dönüş Yolunu Dar Eden, Lacivert Saçlı Denizler Tanrısı Poseidon. Zeus rakiplerini alt etmeyi başarmış ve onları yeraltı dünyasında tunç kapılı bir zindana tıkmıştı. Artık egemenliğinin önünde hiçbir engel yoktu. Elbette ağabeyleri olan Poseidon ve Hades hariç! Zeus bu iki ağabeyiyle uzun süren pazarlıklar yapmış, sonunda onlara şu anlaşmayı kabul ettirebilmişti: Kâinatın efendisi, bulutların arasındaki göğün sahibi kendisi olacaktı. Yeraltı dünyası Hadese, den
Tükendi
Altın Sandaletleriyle Denizlerin ve Karaların Üzerinde Yelden Hızlı Yol Alan, Tanrıların Habercisi Hermes "Benim özel habercim olacaksın! Emirlerimi diğer tanrılara ve insanlara ileteceksin. Benden başka hiç kimse senden haberci olmanı isteyemeyecek!.. Bir de ölüler ülkesinin tanrısı olan Hades ile eşi Persephoneye hizmet etmeni istiyorum. Onların yaşadığı yere inmek, hele tekrar çıkmak hiç de kolay değil. Ama çevikliğinle, zekânla ve kurnazlığınla bu işi sen kolaylıkla başarabilirsin. Sandaletlerin, şapka
Tükendi
Herkülün Baş Belası, Zambak Kollu Tanrıça Hera Zeus ile Heranın el ele, göz göze geri döndüğünü gören Olimpos sakinleri sevinçle el çırpmaya başladılar. Tanrılar, tanrıçalar, peri kızları, satirler, cinler, velhasıl tüm doğaüstü varlıklar onları tebrik ediyorlardı.Pek yakında düğünümüz olacak! diye bağırdı Zeus elini kaldırarak. Hepiniz davetlisiniz! Kimse düğünüme gelmemezlik etmesin. Olimposun doruğunda, Zeusun altın tavanlı sarayının önündeki geniş çayıra kocaman masalar kuruldu, aralarına kırların en g
Tükendi
Kara Saçlı, Kara Sakallı, Kara Giysili, Ölülerin Ruhlarına Hükmeden, Yeraltı Dünyasının Tanrısı Hades Yarığın içinden korkunç seslerle kişneyen dört kara aygır tarafından çekilen kara bir savaş arabası çıkmıştı. Aygırların burun deliklerinden kapkara dumanlar, ağızlarından yalım alevler yükseliyordu. Gözleri kor birer ateşti. Ancak asıl dehşet verici olan, savaş arabasının üzerinde atların dizginlerini kavramış olan kapkara saçlı, kapkara sakallı ve kapkara giysili adamdı. Heybetli gövdesi ve güçlü kolla
Tükendi
Uzun saçlı Akhalar kulübelerinde aceleyle birkaç lokma atıştırdıktan sonra zırhlarını giydiler. Troyalılar da kentte zırhlarını giymekle meşguldü. Sayıca Akhalardan daha azdılar ama hepsinin yüreği savaş ateşiyle yanıyordu. Bir ölüm kalım savaşına giriştiklerinin farkındaydılar. Hazırlıkları tamam olunca şehrin tüm kapıları açıldı ve Troya ordusu zincirlerinden boşanmış gibi dışarıya akın etti.
Tükendi
Ansızın tuhaf bir şey oldu. Megaranın yüzü yavaş yavaş değişmeye başladı. Kestane renkli güzel saçları gürleşti, kiraz dudaklarının arasından parlayan bembeyaz dişleri uzadı, sivrileşti, zeki bakışlı gözlerinde zalim bir bakış belirdi. Sevgili karısı, Herkülün gözleri önünde korkunç bir aslana dönüşüyordu... Bu kez aslanın yanında üç tane kurt belirmişti. Pembe dilleriyle dudaklarını yalıyor, soğuk gözleriyle etraflarına ölümcül bakışlar fırlatıyorlardı... Herkül korkunç bir çığlık atarak kılıcını çekti ve
Tükendi
Kutsal Olimpos Dağının Efendisi, Tanrıların En büyüğü, Yüce Kronosun Oğlu, Bulutlar Devşiren Zeus. Zeus bakışlarını Hermese çevirdi. Sana ne demiştim? İki iyi insan bulursak insanlığı yok etmeyecektin! Zeus buz gibi bakışlarla oğlunu süzdü. Artık yeryüzünde iki iyi insan yok! Hermes itiraz etmeye hazırlanıyordu ki Philemonun başının göğsüne düşmüş olduğunu gördü. Yaşlı adam oturduğu yerde son nefesini vermişti. Karısı Baucisin başı da onun omzuna düşmüştü. Zeus onların dileğini kabul etmiş, aynı anda ölme
Tükendi
Kendisine ağaçların altında güzel bir yer seçti. Sonra teker teker diğer tanrılar da sökün etmeye başladılar: Savaş tanrısı Bel, aşk ve bereket tanrıçası İştar, Sirius yıldızının bekçisi Ninurta, başak taçlı tahıl tanrıçası Nisaba, ana tanrıça Mah da oradaydılar. Sonunda, postlara ve tüylere bürünmüş hayvan tanrısı Sumukan ve Gılgameşin tanımadığı birçok tanrı da vahaya geldiler. Babaları Mardukun çevresine halka biçiminde oturarak, ağaçların olgun meyvelerinden koparıp yemeye başladılar. (Arka Kapak)
Tükendi
Tanrıların Demircisi, Altın Sarayların Yaratıcısı, Ateşin Topal Efendisi Hephaistos Bu mu bir tanrı? Şunun haline baksanıza! Yamrı yumru bir şey... Bir bacağı da topal mı ne? Bu işi tek başına becerdiğin belli oluyor, Hera... Yeteneksizin teki olduğunu böylece herkese ispatlamış oldun. Lanet olsun! diye bağırdı Hera ve elindeki yamrı yumru, pembe et yığınına öfkeyle baktı. Keşke seni hiç doğurmasaydım! Böyle olacağını bilsem, Zeusa kızıp seni yaratmaya kalkışmazdım! Ama senden kurtulacağım... Defol! Ve
Tükendi
Odysseus tam on dokuz yıl önce Troya savaşına gitmek üzere adadan ayrılmış, o günden sonra da bir daha kendisinden haber alınamamıştı. Savaşa giden tüm önderler sağ salim geri dönmüşlerdi; ancak onun başına neler geldiğini tanrılardan başka kimse bilmiyordu. Odysseus İthaka Adasının kralı olarak zengin bir adamdı; güzel bir konağı, değerli hazineleri, sürü sürü hayvanları vardı. Herkes onun ölmüş olduğunu kabul ediyordu. Öyle ya, savaş tam dokuz yıl önce sona ermişti. Bu kadar zamandır geri dönmeyen bir ada
Tükendi
Lidyanın Altın Ovalarından Arabistanın Kumlu Çöllerinden Gelen, Şarap ve Neşe Tanrısı Dionysos Dionysosun her zamanki gibi Nysa Dağının tepesinde ceylan peşinde koştuğu günlerin birinde, ansızın karşısına iri yapılı iki aslan çıktı. Genç tanrı irkildi ve elinde olmadan birkaç adım geri çekildi. Aslanlar gelip tanrının ellerini yalamaya, kafalarını onun bacaklarının arasına sokmaya başladılar. Dionysos artık onlardan çekinmesine gerek kalmadığını anlamıştı. Hayvanlar onu tanımış, bir tanrı olduğunu bilmişle
Tükendi
İnsanları Doyuran Tarlaların, Bitkilerin ve Bereketin Sarı Saçlı Tanrıçası Demeter "Buraya bir han yapacağım demiştin, değil mi?" "Evet, daha kaç kere söyleyeceğim! Buraya bir yığın yorgun ve aç insan gelecek; ben de onlara yatacak yer ve yemek vereceğim." "Demek açların karnını doyuracaksın! Peki senin karnını kim doyuracak?" Yaşlı kadın arkasını dönüp topallaya topallaya oradan uzaklaşırken, Erysichton şaşkınlıkla onun arkasından bakakaldı. "Benim karnımı kim mi doyuracak? Bu da ne demek oluyor! Neyse,
Tükendi
Tunç Zırhları Işıl Işıl Parlayan, Kılıcıyla Ölüm Saçan, İnsanların Baş Belası, Savaş Tanrısı Ares Ares, ovaya hakim bir tepenin üzerinde yerini almıştı. Pırıl pırıl bir savaş arabasının üzerine binmişti. Arabaya koşulu olan atların ağızlarından ve burunlarından alevler fışkırıyordu. Tanrının üzerinde korkunç Gorgo başı olan tunç bir zırh, şakaklarını ve burnunu örten bir miğfer, uzun bir mızrak ve belinde sallanan kılıç, ona gerçekte olduğundan da heybetli bir hava veriyordu.Savaş tanrısının yanında yardım
Tükendi
Güzel Sanatların Koruyucusu, Işığın ve Aydınlığın Tanrısı, Kâhin Tanrı Apollon Apollon güçlü adımlarla babasının yanına geldi. Zeus ona saf altından yapılmış uzun bir külah, bir lir ve kuğuların çektiği altın bir araba verdi. Şimdi arabaya bin dedi sonra. Kuğular seni doğruca Delphoiye götürecekler. Genç tanrı babasının dediğini yaptı ve arabaya bindi. Ancak kuğuların Delphoiye doğru uçmadıklarını anlaması fazla uzun sürmedi. Nereye gidiyoruz? diye sordu onlara. Bembeyaz kuşlar, zarif boyunlarını tanrıya
Tükendi
Theseus, beklediği vaktin geldiğini anlamıştı. Rehineler arasında kendisine en yakın olan Antilochosu bir kenara çekti. Yakında buradan gideceğiz. Ama önce Giritlilerin güç sembolünü yok edeceğim. Kimden söz ettiğimi anladın umarım: Minotaurus... Antilochosun gözleri korkuyla irileşti. Minotaurus mu? Nasıl olur!.. Boğa başlı canavar! Onu nasıl öldürebilirsin! (Arka Kapak)
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1