Geleneksel insan ancak toplumsal bellekte var olanı bilebilir. Oysa, Pierre Nora'nın ifadesiyle, "bizim
umutsuzca unutkan modern toplumlarımız" belleklerini yitirir ve yerine tarih yazımını yerleştirirler.
Yine onun deyişiyle, "milieux de mémoire" (anımsama ortamları) yerlerini "lieux de mémoire"a
(anımsama yerlerine ya da mekanlarına) bırakırlar.
Gecikmiş modernleşen toplumlarda yukarıdaki gelişme farklı gerçekleşir. Toplum bir yandan hızla
değişmekte, geleneksel "anımsama ortamlarını" ortadan kaldırmakta;
Bu kitap, Ankara'nın I. Dünya Savaşı sonrasından Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki 'kalıcı düzene geçişi' belirleyen durumu, 1922-1928 yılları arasında ortaya çıkan kentleşmeye modernleşme konusundaki arayışlarını, bunların gündeme getirdiği planlama ve yerleşim kararlarını birinci elden yeniden öğrenmemizi ve yorumlamamızı sağlıyor. Çalışmada sunulan yeni belgeler ve bağlantılı yorumlanan yeni planlar eşliğinde, genç başkentin gereksindiği fiziki plan arayışı çabalarına ve sonuçlarına ilk kez ışık tutulmakta
Arkadaş Yayınevi, Mimarlık Araştırmaları Dizisinin dördüncü kitabı Yerin Sesi: Ulus İşhanının Söyledikleri, ülkemizde ve başkentimizde mekân organizasyonunun son beş yılına damgasını vuran kentsel dönüşüm başlıklı kampanyanın nedenlerinden çok sonuçlarına odaklanırken bu eziyetin de kaynaklarından bir bölümüne inmiş olmaktadır. Kitapta, sloganı kentsel dönüşüm olan saldırı altında, içinde Türk ulusunun Kurtuluş Savaşını kazanmasına ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasına tanıklık eden yapılarını ve mekânların
Erken Cumhuriyet Döneminde Türkiyede İşçi Konutları: Yaşam, Mekan ve Kent
Türkiyede fabrika yerleşkeleri içinde tasarlanan işçi konutları, fabrika yerleşiminin geneldeki kararlarıyla birlikte, bir yeni toplum inşasını hedeflemiş görünmekte. Bu yoğunlukta bir kurucu işlevi olan bu yerleşkelerin ve işçi konutlarının, son on beş yıla damgasını vuran özelleştirme süreci içinde, kasıtlı olarak değersizleştirilmeye çalışıldığı gözden kaçmıyor. Sıklıkla toplu ve örgütlü, ama çok seyrek biçimde de farkında
Kültür Savaşı sonrasında 30 Ocak 1923 tarihinde Yunanistan'la imzalanan 'Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi'ne İlişkin Sözleşme ve Protokol ', aslında fiilen başlamış olan karşılıklı göç olgusuna yasal ve hakkaniyete dayalı bir çerçeve oluşturmak amacındaydı. 'Mübadele olarak adlandırılan bu olgu ve 'mübadiller', genellikle bıraktıkları topraklardaki kültürleri, yöresel tarihleri, tarihi yapıları açısından incelediler.
Kitap, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni gelen yurttaşlarını yerleştirme ; konut ve 'örnek köy
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.