Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bir yanda zenginlik, diğer yanda fakirlik... Bir yanda eğlence diğer yanda çaresizlik... Bir yanda değişim, diğer yanda çözülme... Sefahat ile sefalet arasında akıp giden yıllar... Gelişme ve yozlaşmanın birbirini tetiklediği derin fay hatları... Devletin tepesinde bir vezir, halkı peşine takan bir hamam tellağı... Ve derin bir hesaplaşma... Şiirlerin, şarkıların, köşklerin, kasırların, isyan çığlıklarıyla inleyen meydanların Lale Devrini hiç böyle okumadınız... 18 yüzyıl İstanbul'unda nefes kesen bir yolcu
Eski kurt gözlerini daldırıp zihninde bir şeyler hesaplar gibi duraklamıştı. Yalnız tetik çekme işine sen karışma. İyi atıcısın, sağlam fedaisin amenna... Ama bu iş başka... Her şeyin bir ilmi, inceliği var. Olurda suikast hedefine ulaşamazsa alimallah tüm ittihatçıları seninle ilişkilendirip toptan darağacına gönderirler. Anlayacağın; bize bizden olmayan bir fedai lazım... İyi bir fedai... Attığını vuran, vurduğunu düşüren bir fedai... Aynı Yakup Cemil gibi...
Ülkenin gündemi bir anda değişmiş, bütün gözler Menemen'de cereyan eden meşum hadiseye çevrilmişti. Muallim birlikleri başta olmak üzere çeşitli meslek teşekkülleri ve cemiyetler ardı ardına beyannameler yayınlıyor, gazeteler konu ile alakalı gelişmeleri duyurmak için birbirleri ile yarışıyorlardı. Ülkenin dört bir yanında gözaltılar, tutuklamalar devam ediyordu. Hadise bir avuç meczubun çılgın bir eylemi olmaktan çıkmış, bütün ülkeye yayılan ve inkılaplara kasteden karanlık odaklara karşı yürütülen sürek
Kurşun gibi ağır her soruya tek tek cevap aradılar. Haysiyetin ve şahsî fedakârlığın sınırlarını mütereddit cümlelerle kolaçan ettiler. Doluyu boşalttılar, boşu doldurdular, ölçtüler, biçtiler nihayet gece yarısına doğru karara vardılar. Hüküm cümlesi zehir gibi dudaklarından döküldü: – Serbest Fırka'yı feshediyoruz... ... 1930'un ikinci yarısında yaşananlar Türkiye'nin belleğinde derin izler bıraktı. Serbest Cumhuriyet Fırkası isimli bir partinin kurulması haberi bir bahar müjdesi gibi gelmişti insanlara.
Fırtına ağaçları dibinden sökecek kadar şiddetliydi. Hava buz gibiydi ve Nice sokakları iyice tenhalaşmıştı. Geniş bir caddenin kösesinde elektrik direğine sırtını yaslayan hırpanî kılıklı bir adam, elini cebine soktu. Kirden rengini yitirmiş bir mendil çıkarıp burnunu sildi.Mendili tekrar cebine sokarken sararmış dişleri görünecek şekilde güldü. Caddenin karsı kösesinde yürüyen şişman bir adam, rüzgarın uçurduğu şapkasının pesinden koşarken direğe çarpıp yere düşmüştü. Sonra kendi kendine kızıp söylendi:
Bir yanda debdebe, lüks ve şatafatın baş döndüren cazibesi... Savaşmaktan yorulan devletlûların hiç bitmeyen eğlence sarhoşluğu... Gösterişli alaylar, köşkler, kasırlar; zevk ve safa ehli yeniyetme zenginler... Diğer yanda devleti kangren gibi saran suiistimaller... Mafyanın, adam kayırmanın, rüşvetin makbul sayıldığı devlet katları... Yangınlar, depremler, salgın talıklar ve pahalılığın çaresiz bıraktığı fakir kitleler... Sefahet ile sefalet arasında akıp giden yıllar... Gelişme ve yozlaşmanın birbirini te
Kurtuluştan kuruluşa devrilen yıllar... Memleketin zor zamanları... Yangının yeni bittiği, küllerin yere inmediği günler... Yorgun halk yığınları, viran olmuş köyler, yıkılmış şehirler... Yeni dönemin sancıları içinde matbuattan siyasete her tarafta derin fay kırıkları... İttihatçılar, İkinci Grupçular, Hilafetçiler, Cumhuriyetçiler... Ve kurtarıcı paşalar arasında başlayan kuruluş kavgası... Peş peşe gelen devrim kanunları... Deli Halit cinayetinin, Şeyh Sait isyanının, sürgünlerin, Takrir-i Sükûnların ka
1930 yılı, Türkiye için, bir yıldan çok daha fazlasıydı... Bu yılın özellikle ikinci yarısında yaşananlar, Türkiyenin belleğinde derin izler bıraktı. Bu dönemde Serbest Fırka adında muhalif bir parti kuruldu ve sadece üç ayda iktidar alternatifi olunca, mürtecilerin eline geçmekle suçlanıp kapatıldı. Ardından, bir şey daha oldu. Resmî söylemle; irtica Menemende bayrak açtı. Bir yedeksubayla iki bekçiyi katletti. Serbest Fırkanın seçim kazandığı Menemende yaşanan bu olaya, devletin tepkisi derin, sert ve kan
Bir yanda debdebe, lüks ve şatafatın baş döndüren cazibesi... Savaşmaktan yorulan devletlûların hiç bitmeyen eğlence sarhoşluğu... Gösterişli alaylar, köşkler, kasırlar; zevk ve safa ehli yeniyetme zenginler... Diğer yanda devleti kangren gibi saran suiistimaller... Mafyanın, adam kayırmanın, rüşvetin makbul sayıldığı devlet katları... Yangınlar, depremler, salgın hastalıklar ve pahalılığın çaresiz bıraktığı fakir kitleler... Sefahet ile sefalet arasında akıp giden yıllar... Gelişme ve yozlaşmanın birbirini
Tükendi
Genç Cumhuriyetin, cumhuru unuttuğu; toplumun içindeki her farklılığı tehlike olarak algıladığı bir dönem... Takrir-i Sükûn, İstiklâl Mahkemeleri, idamlar, sürgünler, her türden farklı düşünceye, inanışa ve yaşayışa karşı geliştirilen baskıcı ve yasakçı düzenlemeler Halk mutemedlerin ellerinde inim inim inliyor. İnsanlar tek partinin baskısı üzerlerinden kalksın, cumhuriyet cumhura vaad ettiği özgürlüğü ve serbestliği versin istiyorlar. Ve bir gün, bir talimatla, yeni bir parti kuruluyor: Serbest Cumhuriyet
Tükendi
"Hamidiye Camii'nin şerefesinde yavaşça dolanan bir müezzin salâ veriyordu. Süvari ve piyadeler cami avlusunda saf tutup Padişahı beklemeye başlamışlardı. Her hafta Padişahı görmek için İstanbul'un değişik yerlerinden gelen insanlar yine gelmişti ve oldukça kalabalıktılar. Namaz saatine yakın kalabalığın içinde fısıltılar dolaşmaya başladı: Cuma selamlığı olmayacakmış. Padişah gitmiş. Vahdettin İngilizlere sığınmış. Padişah yaban illere gitmiş. Ezan okundu, cemaat sessizce camiye girip namaza durdu. Cuma se
Tükendi
Bir yanda kalkınma, lüks ve şatafatın baş döndüren cazibesi Savaşmaktan yorulan devletlülerin hiç bitmeyen eğlence sarhoşluğu Gösterişli alaylar, köşkler, kasırlar, zevk ve safa ehli yeni yetme zenginler... Diğer yanda devleti kangren gibi saran suiistimaller Mafyanın, adam kayırmanın, rüşvetin makbul sayıldığı devlet katları Yangınlar, depremler, salgın hastalıklar ve pahalılığın çaresiz bıraktığı fakir kitleler... Sefahat ile sefalet arasında akıp giden yıllar Gelişme ve yozlaşmanın birbirini tetiklediğ
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1