Amerikan Şiirinin en hareketli dönemleri şüphesiz ki 55'lerde ivme kazanmaya başlayan 60 ve 70 de ise hızını 80lere ve 90lara değin devam ettiren süreçte "sokak"tan enerji olarak yeni bir gerçekçilikle ayakta kalmış ve akımlar doğurmuştur. Kendisi de sokak şairlerine ve şiirine her anlamda çok yakın duran Winans, şüphesiz Bukowski'nin popüler ettiği kadar gölgede de bıraktığı (ilk kazıklarını beat ekolünden yiyen bu şairler Bukowski'nin ağır ünü ile de istemsizce boğuşmak zorunda kalmışlardı) dönem şairleri

Hank'i pek çok insan bir kahraman gibi resmetmeye çalıştı ama o bir kahraman değildi. Bizler gibi biriydi, iyi ve kötü yönleri olan biri. Linda King'in evindeyken bir keresinde bana şöyle demişti: "Henüz sevdiğim bir azizle tanışmadım." İsa'nın ete kemiğe bürünmüş hali değildi ama Şeytan da değildi. Basitçe ifade etmek gerekirse epey iyi bir şair ve yazardı ama hayatta orospular, pezevenkler, alkolikler ve Pazar sabahlarının akşamdan kalmalığından fazlası var.

Devasa ve yıllar süren çok içeriden ve gerçek bir Bukowski güncesi. Amerikan yeraltı yayımcılığını, doğumundan itibaren gözlemlemiş efsane bir kayıt.