Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Modern toplumsal örgütlenme biçimi, ilkel toplumlarınki gibi, simgesel değiş tokuş üzerine oturmamaktadır. Modern toplumlar belki de bu yüzden, değer yasasının beklentilerine yanıt vermeyen bu simgesel düzenden, ölümden korkarcasına kaçmaktadırlar. Marx’tan bu yana belli bir devrimci düşüncenin, değer yasasından sıyrılmaya çalışmış olduğundan kuşku duyulamaz; ne var ki, bu uzun bir süre önce kitabına uydurulmuş bir devrim düşüncesidir. Hiç kuşkusuz psikanaliz de bir saplantı haline getirdiği bu simgesel düz
Gösterge ekonomi politiğinin eleştirisini yapan kuramcı sayısı yok denilecek kadar azdır. Veblen ve Goblot kültürel sınıf çözümlemesinin önünü açan çok önemli isimlerdir. Bu çözümleme “diyalektik materyalizmin” yapmış olduğu üretim güçleriyle ilgili çözümlemenin ötesine geçerek gösterişe yönelik bir değerler mantığından söz etmektedir. Bu mantığa göre egemen sınıf toplum üstünde kurduğu ve kodlar aracılığıyla sürdürdüğü hâkimiyeti devam ettirebilmek amacıyla, değerleri “tözsel açıdan değişikliğe” uğratmış v
"Sessiz çoğunluğun ya da kitlelerin düşsel bir gönderen olması, onun var olmadığı anlamına gelmez. Bunun anlamı sessiz çoğunluğun artık temsil edilemeyecek bir durumda bulunmasıdır. Kitleler artık bir gönderen olmaktan çıkmışlardır. Çünkü artık temsil edilememektedirler. Ses vermeyen bu kitleler sondajlar aracılığıyla sık sık yoklanmaktadırlar. Düşünceleri yansıtılmamaktadır.Yalnızca ne düşündükleri konusunda testler yapılmaktadır. Referandum (kitle iletişim araçları da sonsuz bir soru/yanıt referandumudurl
Jean Baudrillard, 1996da Sanat Komplosunu yayınladığında, artık çağdaş sanatın varlık nedeni kalmadığını ilan ederek sanat çevrelerinde büyük bir skandala yol açtı. Sanat, bayağılığa, atıklara, vasatlığa, değer ve ideoloji diye el koyuyor, diye yazmış, çağdaş sanatın hükümsüz olduğunu, bir hiç olduğunu belirtmişti. Bu saldırı karşısında bazı eleştirmen ve küratörler Baudrillard ismini defterlerinden sildiler; işi bilenlerse, yankılar uyandıran bu parlak skandalın şehvetli ürpertisini hissettiler yalnızca. S
Tükendi
20. yüzyılın önemli iddialı çıkışlarından biri kuşkusuz Jean Baudrillard'ın "Simülasyon" kuramıdır. Baudrillard, radikal ve ayrıksı düşünceleriyle Batı toplumundan yayılan krizi haber verir. Baudrillard'a göre bugünkü sistemi kavramak için dolaşıma sürülen tezler "hiçlik" duvarında birer birer erimeye mahkumdurlar. İşlenen bu kusursuz cinayeti araştırmaya başladığımızda iletişim, sinema, reklam veya mimarlık alanlarında "gerçek" ve "hakikat" düzeneklerinin birbirleriyle nasıl yer değiştirdiğine göz atmamız
Yüzünü her zaman ustalıkla maskeleyebilmiş Şeytan, modern uygarlıkta gene kendine yakışan kusursuz kıyafeti seçiyor. Şeytanın bu sefer bizlere hazırladığı tuzak, çektiği son numara, gerçekle kurduğumuz hayalî ilişkiler ağında aranmalıdır. Sadece bir süreliğine coşkuyla kendimizden geçiyoruz, fakat ardından benliğimizi kötülüğün mutsuzluk sarmalına doladıkça dolayan "gerçekler" yığını, tepetaklak edilmiş bir dünyayı gözler önüne seriyor. İnsan benliği dünya adlı dev ekrana yansıyan zavallı görüntüsünü izleme
Baştan çıkarma, Batının tarihinde, Şeytanın stratejisi olarak görüldü hep. Kötülüğün stratejisiydi o, yeryüzündeki lanet, hayatın hilesi... Günümüzde, Batı kültürü, her şeyi, libidoları, enerjileri, cinselliği, kötülüğü, sapkınlığı... serbest bıraktı! Yükselen değerlerini, hortlattığı bu duygu ve enerjilerin tüketimi üzerine kurdu. Ama baştan çıkarma hâlâ karanlıkta; hatta iyice karanlığa gömüldü. Bir gecelik aşklar, mekanik cinsellikler, sanal seksler çağında, baştan çıkarmaya, baştan çıkarmanın örtülü, m
Tükendi
Tüketim, doğal ihtiyaçların rasyonel olarak tatmin edilmesi midir? Daha çok tüketim, ilerleme ve mutluluk anlamına mı gelir? Tüketimin yaygınlaşması sınıf farklarının giderilmesi midir? Uluslararası markaların tüm dünyaya yayıldığı, yeni alışveriş merkezlerinin en geleneksel toplumların tüketim alışkanlıklarını bile değiştirdiği, insani ilişkilerin yerini giderek nesnelerle ilişkiye bıraktığı ve kitle iletişiminin tüm bu süreci yönlendirdiği çağımızı Baudrillard bu sorular aracılığı ile tartışıyor... Baudr
Tükendi
Temsil etmenin sona erdiği bir çağda yaşıyoruz. Sorun artık temsil etmek değil modaya uymaktır. "Siyasetçiler" umarsız bir şekilde modaya uymaya çalışıyor; başka bir deyişle yaptıkları konuşmaların önceden belirlenmiş özel efektler, ortam ve performanstan ibaret olduğu söylenebilir. Yaymaya çalıştıkları ideoloji, sahip olduğumuz sağlam ve samimi inançlarda en ufak bir değişikliğe yol açmıyor. Bu, bir gösteriye dönüşmüş siyaset ve medya profesyonelleri zaferidir. Kendini hâlâ "ilahi" özellikler taşıyan, şef
Tükendi
Çağdaş Fransız felsefesinin en çarpıcı yazarlarından biri olan Baudrillard Cool Anılar'da, 19801990 yılları arasında kendisi için tuttuğu notları okurla paylaşarak hayatı algılamanın, onu parmaklarının ucunda hissetme çabasıyla mümkün olabildiğini ortaya koyuyor. Daha önce, Amerika, Kötülüğün Şeffaflığı, Kusursuz Cinayet ve Tüketim Toplumu adlı kitaplarını yayımladığımız Jean Baudrillard, bu kitabıyla inançlarına yapışık yaşayanları sorgulayıp didiklerken, kendilerini yok sayarak başkalarına yer açabilenler
Tükendi
Baudrillard'a göre Foucault'nun söylevi iş işten geçtikten sonra ortaya çıkan bir mesih, iş işten geçtikten sonra yapılmaya çalışılan bir devrim gibi, iş işten geçtikten sonra verilmiş bir söylev olma özelliğine sahiptir. Foucault'nun cinsellik, iktidar, baskı, arzu, delilik vb. konularla ilgili olarak bu kadar güzel ve kusursuz bir söylev çekebilmesinin kökeninde bütün bu konuların ve kuramların günümüzde anlamlarını yitirmiş olmalarının yattığını söyleyen Baudrillard, böylelikle Foucault'nun söylevinin g
Tükendi
Baudrillard Amerika´da Avrupa kültürünün Amerika ile hesaplaşmasına alışılmadık bir boyut getiriyor. Amerika´yı ne modern Avrupa´yı tanımlayan kavram ve değerlerin tükenmişliğine ya da tıkanmışlığına bir alternatif olarak gören, ne de Avrupamerkezci bir kültür ve uygarlık anlayışıyla eleştirmeye yönelen bir kitap bu. Üçüncü bir yaklaşımın, Amerika´yı Amerika olarak anlamının ve bunu da yerinde, Amerika´nın kendisinde yapmanın zorunluğunu savunuyor. Öte yandan Baudrillard´a göre Amerika´yı yerinde anlamanın
Tükendi
Bu, bir cinayetin -gerçekliğin katlinin- öyküsüdür. Ve bir yanılsamanın -yaşamsal yanılsamanın, dünyaya ilişkin temel yanılsamanın- yok edilmesinin öyküsüdür. Gerçek, yanılsama içinde kaybolmaz; bütünsel gerçeklik içinde kaybolan, yanılsamadır. Eğer cinayet kusursuz olsaydı, cinayetin öğelerini sergilemeyi amaçlayan bu kitabın da kusursuz olması gerekirdi. Ne yazık ki cinayet hiçbir zaman kusursuz değildir. Kaldı ki gerçeğin yok edilmesini anlatan bu polisiye kitapta, ne nedenler ne de katiller saptanabil
Tükendi
"... hiçlikle birlikte yaşamayı öğrenmek gerekmektedir... Sahip olduğu insanı her şeye karşı duyarsız kılma gücü sayesinde nihilist olan bir şey varsa o da sistemdir. Baudrillard'ın deyimiyle sistem "hakikaten inkârcıdır", çünkü kendisi hiçliğin, her türlü illüzyonun inkâr edilmiş biçimidir. Meydan okuyan, dünyanın bir illüzyona benzediğini iddia edip, bir şeyler olması gerekirken neden hiçbir şey olmadığını soran ve 'hiç bitip tükenmeyecek bir anlam görünümüne sahip hiçliğin peşini bırakmayan' radikal düşü
Tükendi
Modern toplumların örgütlenme biçimi, ilkel ya da geleneksel toplumlardaki gibi, simgesel değiş tokuş üzerine oturmamaktadır. Modern toplumların simgeselden bir ölüden korkar gibi korkmalarının nedeni belki de budur. Tüm ekonomi politik ve libidinal ekonomi anlayışlarının ötesinde yer alan ve gözlerimizin önünde cereyan eden değeri yok etme ilkesi üstüne kurulmuş bir toplumsal ilişki biçiminin, bizi, ilkel oluşumlar modeline gönderdiği görülmektedir. Bu kitap emek, moda, vücut, ölüm, şiir dili gibi çeşitli
Tükendi
İnsanlar her zaman satın almış, sahip olmuş, zevk almış ve para harcamışlardır. Ancak bütün bunları yaptıkları için "tüketici" olarak nitelendirilmemişlerdi. İlkel toplumlara özgü şölenler, feodal senyörün cömertliği, XIX. yüzyıl burjuvasının lüks harcamaları, tüketim denilen alanın dışında kalan konulardı. Tüketimin çağdaş toplum için geçerli bir terim olmasının nedeni, daha güzel ve daha çok yemek yememiz, daha çok imge görüp mesaj okumamız, daha çok ev eşyası ve ıvır zıvır sahibi olmamız değildir. Tüketi
Tükendi
Gösterge ekonomi politiğinin eleştirisini yapan kuramcı sayısı yok denilecek kadar azdır. Veblen ve Goblot kültürel sınıf çözümlemesinin önünü açan çok önemli isimlerdir. Bu çözümleme diyalektik materyalizmin yapmış olduğu üretim güçleriyle ilgili çözümlemenin ötesine geçerek gösterişe yönelik bir değerler mantığından söz etmektedir. Bu mantığa göre egemen sınıf toplum üstünde kurduğu ve kodlar aracılığıyla sürdürdüğü hâkimiyeti devam ettirebilmek amacıyla, değerleri tözsel açıdan değişikliğe uğratmış ve bö
Tükendi
Dünya çapında tanınmış ve Türkçe´ye de çok sayıuda eseri çevrilmiş Fransız düşünür Jean Baudrilliard, Cool Anılar adılı metin dizisini sürdürüyor. Bu beşinci kitap, düşünürün 2000 - 2004 dönemindeki aforizma biçimli güncesini içermektedir. Uluslararası arenanın hemen hemen her köşesine uzanan bu kısa metinlerde Baudrilliard, kendi kavramı olan "hiper gerçekliğin" aldığı son biçimleri de gözler önüne sermektedir. Diğer yandan, hayran olduğu Canetti, Lichtenberg ve Nietzsche gibi yazarların aforizmik tarzın
Tükendi
Eserleri ve düşünceleri dünyada olduğu kadar Türkiye´de ilgi ve merakla izlenen Fransız düşünür Jean Baudrillard, İmkansız Takas´ta yaşadığımız çağın ve tek tek hayatlarımızın lanetli yanları üzerinde düşünmeye yöneltiyor bizleri... Her şeyin bir sona doğru evriliyor gözüktüğü bir dünyadaki sınır-durumlar üzerine sorular soruyor ve cevaplar arıyor Baudrillard. Dünyanın yerine ne koyabiliriz? Düşüncenin, duygunun, arzunun yerine ne koyabiliriz? Yaşamı neyle takas edebiliriz? İnsanlık olarak, takas edilemez
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1