Bana şiir gelirken toprağa şimşek gelir
Ölürkenki o gülüş, tutsak dirilten umut
Çiğnenmiş güller gibi kara yere saçılmış
Ölmüş ozanlar gelir, gönlü kor yüzü bulut
Ey kişi, ey maroken, ey mersedes, pangonot
Ey yalan, ey alçalma: çiftleşir, vergi verir
Ey yoksulun kanına ekmeği banan hoca
Ey çorak dağlarında yalvaç taşlayan kibir
Yağdırıp duruyorken esirgeyen o Tanrı
Bana şiir gelirken söyle sana ne gelir.
Süleyman Çobanoğlu bu kitapta da yer alan şiiri "Lamba"yı 1990'da Dergâh dergisinde yayınladığı zaman, getirdiği ses ve yenilikle, ısrarla sürdürdüğü şiirsel tutumla dikkatleri çekti. 1995'te ilk baskısı yapılan Şiirler Çağla, beraberinde çağdaş Türk Şiiri'nin son büyük tartışmasını da getirdi. Henüz doğuşunu tamamlamadan yok sayılan, son dönem şairleri nezdinde aceleyle gömülen yeni hece şiiri, Şiirler Çağla ile birlikte, beklenmedik bir dönemde umulmadık atılımını yaptı. Eğer, Büyük Türk Şiiri'nin ulusal
Süleyman Çobanoğlu, ilk kitabı Şiirler Çağla (1995) ile hem yoğun tartışmalara yol açmış hem de takındığı şiirsel tutumu sürdürüp sürdüremeyeceği konusunda merak uyandırmıştı. 14 yıl sonra, 2009'da gelen Hudayinabit, hem bu spekülasyonlara esaslı bir cevap verdi, hem de şairinin Türk Şiiri'nde açtığı alanı genişletip pekiştirdi.
Hudayinabit, özü itibarıyla çağdaş Türk Şiiri'nin ilk dönemine bir saygı ifadesidir: Şair, Türkçe konusunda duyarlı ve kıskanç, yazdığı ve yayınladığı her bir dizeye karşı titiz ve
Gelse de trenden ikimiz insek
camları buğulu iki tas çorba
bir kitap -- çantana korkup tutunmuş
kâğıdı samandan şiiri zorba
ve o hışırdayan uykudan geçsek
sobanın ayrımsız adaletinden
çok büyük bir yağmur işte başlamış
kimse çıkmayacak bugün evinden
böyle susuyorum ben çok değiştim
sense nasıl denir -- hâlâ o kızsın
dinle ağlayarak çıkrık sesini
işte şu dünyada yapayalnızsın
her neyi dilesek burada olmaz
en büyük erdemi bunun, susamak
yalar yarasını içte bir geyik
hepsi bu kadardır: adı
Yolu tez geçmelisin; cılız, cıvık bir nehir, Uysal bir zehir gibi kimseye ilişmeden Her şey sonsuz karşılık ve sonsuz hakedişdir Yaşamak bereketsiz; biz bize, didişmeden Öte yandan akşamı kollaman gerekir Satlere uymamak öcü çok kötü fena Her şey sonsuz karşılık ve sonsuz kakedişdir Terfilere karşılık teslimiyet ve gına Çocuklar iyi kolej, yarasa kahramanlar Ki onlar küt pabuçlar yamalılar giymesin Onlara ölçü/biçim tesbitli diplomalar İçinde kıvrılmalı bir hayatçık verilsin Eski evler içinde eski hatlar bi
´Şiir hakkında yazmak ya da söylemek, şiiri daima sıkıştırır. Yazdıklarım kimbilir ne; bunu tam olarak bilemiyorum. Yine de, şiirin, ´kıyamet koparken elindeki yeşil dalı dikmek´, tekrar tekrar kesilen damarlara tekrar tekrar ulanmak, içimizde dolanan sıcak kurşunun dilde soğuması demek olduğunu kavrıyorum. Beni uzaya dağılıvermekten, berbat bir duvarın ahmak bir tuğlası olmaktan kurtarıyor şiir: O ne sanıldığı kadar geniş, ne de sanıldığı kadar cılızdır.´
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.