Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Anadolu'yu aydınlatmanın gerçek öncüsü Mustafa Kemal Atatürk'ten Hacı Bektaş Veli'ye, Mevlana'dan Yunus Emre'ye, Ahmet Yesevi'den Ahi Evren'e, Pir Sultan Abdal'dan Şeyh Bedreddin'e, Seyit Nesimi'den Nesimi Çimen'e, Dadaloğlu'ndan Köroğlu'na, Karacaoğlan'dan Âşık Veysel'e, Nâzım Hikmet'ten Aziz Nesin'e, Hasan Ali Yücel'den İsmail Hakkı Tonguç'a, Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan Orhan Veli'ye, Cahit Irgat'tan İlhan Selçuk'a ve daha nice ozan ile yazarlara uzayan değerlendirilmeleri okuyacaksınız. Ayrıca; Anadolu'yu b
Tükendi
Bir sözcükte bulunan aynı harfleri kullanarak ikinci sözcük üretilmesine yabancı dilde ANAGRAM denilmektedir. Biz de bundan esinlenerek A'dan Z'ya dek uzanan sözcüklerden bir ve daha fazla sözcük üreterek okurlara sunduk. Örneğin İSA'dan ASİ'yi; HALİS'ten İhlas, İhsal, Sahil, Salih, Silah'ı ürettik. Yine okurlara aynı sözcüğün değişik anlamlara geldiğini yüzlerce örnek vererek sunduk. Örneğin; Ali askerde ERDİ, evlendi muradına ERDİ... YÜZ lira, denizde YÜZ, derisini YÜZ, önemli olan YÜZ güzelliği değil, gö
Tükendi
Türk dilinde kullanılan Atasözleri, Deyimler ve Deyişler hayli çoktur. Bu çalışmamda Emine ve Nazmi Şentürk'ün ortak hazırlamış oldukları "Açıklamalı-Uygulamalı Deyimler Sözlüğü" ile Ömer Asım Aksoy'un "Atasözleri ve Deyimler" yapıtından da yararlanarak daha kapsamlı olması için öğüt niteliğindeki Tanrı'nın, "Akıl verdik biz size, kullanasınız diye" buyruğunu; Hz. Muhammed'in, "Cennet anaların ayakları altındadır" hadisini; Hazreti Ali'nin, "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" deyişini; Hacı Bek
Tükendi
2 Kasım 2002 seçiminde tek başına iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi dini siyasette kullanarak 2 seçim daha kazandı ve aralıksız 11 yıl ülkeyi yönetir oldu. Bu süre içinde Fethullah Gülen cemaatiyle de ortak çalışan AKP Hükümeti, devletin tüm birimlerinde kadrolaştılar. Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk'e "Ayyaş" diyerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin simgesi olan T.C.'leri tabelalardan söküp atarak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim ulusal bayramlarımızı yasaklayar
Bir dağ köyünde çobanlık yapan eğitimsiz Osman ile Ömer, bir gün adları değiştirilerek Haso Ağa ile Şeyh Şerif Efendi'nin cemaatine katılırlar. Bu cemaatteki Kur'an kursunda, ayetlere dayalı olarak iyi bir mücahit olup din adına cihat eder, kâfirleri öldürür ve kendileri de şehit olurlarsa eğer, cennete gidecekleri; orada birbirinden güzel gencecik hurilerle hiç yaşlanmadan sonsuza dek mutlu yaşayacakları inancıyla beslenirler... Ve gün gelir yaşlı genç demeden kendilerine göre masum insanları bombalayara
Tükendi
İndirdiği ilk vahiyde; "İkra", yani "Oku, bilgi sahibi ol, cahil kalma. Biz, kullanasınız diye size akıl verdik" diyerek aklını kullanmayanların, aklını kulananlara kul köle olacağı vurgusunu yapan Tanrı'nın; "Bilim Çinde'de olsa ara, bul. Ben ilmin şerhiyim, Ali de kapısıdır" diyen Hz. Muhammed'in: "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum! Bilgin olan ölü de olsa da diridir; bilgisiz olan diri olsa da ölüdür. Akıl dindir, din de aklıdır. Akla uymayan din, din değildir" diyen Hz. Ali'nin; "Bilimle gi
Tükendi
Malatyada 9 Nisan 1962de günlük olarak çıkartmaya başladığı Sebat gazetesinde yazarlığa merhaba diyen Lütfi Kaleli, şimdi yazarlıkta 50. Yılını doldurmuş oluyor. Bu süreç içerisinde ağanın, patronun, yönetim erkini ele geçiren siyasetçilerin nasıl bir acımasız olduklarına; işçinin, çiftçinin, kentlinin, köylünün zor yaşam koşullarında nasıl ezildiklerine tanık olan Kaleli, tüm yazılarında mazlumların yanında yer alıp zalimlere karşı hep dik durdu. Bu nedenle suçlandı, yargılandı, tutuklandı, tehdit edildi a
Tükendi
"Kullanasınız diye, akıl verdik size" diyen Tanrı'nın; "Bilim Çin'de de olsa ara, bul" ilkesinden hareketle, "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum! Akıl dindir, din de akıldır. Akla uymayan din, değildir"
Tükendi
Yaşamların parçalanışını, parçalananlar çoğunlukla anlayamazlar. Doğmatik kalıpların sarıp sarmaladığı kimliklerinden sıyrılarak, toplum içinde birey olmayı kavrayabilmek akla, bilime dayanan eylem gerektirir. Ekonomik ve sosyal gelişmelerin çarpıklığı, köyü köylüyü etkilediği kadar bunun sürecinde doğal olarak kenti ve kentliyi de etkiler. Bu etkileşim çoğunluk için acılı bir süreçtir. Lütfi Kaleli, Acılı Yaşam adlı romanında, güncel gerçeklerle dağılmaya yüz tutan bir Anadolu köyünden, taşı toprağı altın
Tükendi
Kaleli bu kitabında, kutsal sayılardan yola çıkarak, Üçler, Beşler, Yediler, Onikiler, Ondörtler, Onyediler, Kırklar, Yetmişikiler kimlerdir sorularına yanıt verirken, tarihsel ve güncel konuları irdeliyor. Anadolu Aleviliği'nin ibadet biçimine, cenaze törenine ve gelenek-göreneklerine birer pencere açıyor.
Tükendi
Bu kitabımızın birinci bölümünde Aleviliğin Batıni yapısını Tasavvuf kanalında ele alıp, evrensel inancımızı tanıtmaya çalışırken; sözlü kültürümüzün ustaları olan Halk Ozanı / Halk Aşıklarımızın Aleviliği tanımlayan dizelerinden ve Alevi-Bektaşi hoşgörüsüyle oluşturulan fıkra güzelliklerinden örnekler aktarıyoruz. İkinci bölümde ise inanç önderlerimizin gerçek yaşamları ile tarihsel gerçekleri belgeleriyle özetliyoruz.
Tükendi
Diyanet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz, "Müslüman'ın mabedi camidir, cemevleri bölücülüktür!" derken: Diyanet Başmüfettişi Abdulkadir Sezgin, bulunurken; onlar bölücülük yapmış olmuyorlar da; bunlara karşı Alevileri savunan Lütfi Kaleli ve Alevi kimliğiyle kendilerini yasal olarak ifade etmek isteyen Aleviler neden bölücü oluyorlar? Gerçekten Kaleli ve mensup olduğu Alevi toplumu bölücü müdür? Bugüne dek Aleviler, kimlere "böö!" diyerek onları korkutup Bölücülük yapmıştır? Bir belgesel olarak hazırladığımız
Tükendi
Din, Tanrı buyruklarını rehber edinen insanların oluşturduğu bir inanç kurumudur. Bu kurumda aslolan Tanrı sözleri ve onları uyulayan Peygamber eylemleridir. Bunların dışındaki yorumlar ve uygulamalar yanlıştır. Konumuzla ilgili olarak burada görülen gerçek odur ki, Tanrı sözleri, yol gösterici olarak tüm insanlar için inmiştir. Tanrı da, Peygamber de salt Arap toplumuyla sınırlı değil, tüm insanları kucaklayıcıdır. Tüm evrenin Tanrı'sını (alemlerin Rabbı olan Allah'ı) Arap toplumuyla daraltmak, yüce Tanrı'
Tükendi
Ülkenin birinde, nur topu gibi bir kız çocuğu dünyaya gelmiş. Güldükçe güller açan, gülücükleri neşe saçan kızın ünü ülkeden ülkeye dolaşmaya başlayınca, yaşamı efsaneleşmiş. Ona “Gülünce güller açan, çevresine altınlar saçan kız” denilmeye başlanmış...Aslında gülünce güller açan, çevresine altınlar saçan kız gerçekte ne gülünce güller açıyor, ne de çevresine altınlar saçıyormuş; ama onun iyilik dolu, kötülük bilmez yüreği, daima gülen yüzü ve becerikli elleriyle ürettiği yapma gülleri, iyiliğin, güzelliğin
1960´lı yıllarda gelişen devrimci gençlik hareketlerinin odağında, değişen toplumsal, siyasal, sosyal ve ekonomik olayların eleştirildiği bu romanda, Amerika´nın dayatmasıyla yasaklanan haşhaş üretiminin sonuçları irdelenerek antalımaktadır. Romana ad olan Haşhaş; kaçakçılığı, kara parayı ve her türlü kötülüğü pompalamasına karşın, toprağı kıt olan yoksul köylünün de geçim kaynağıydı. Roman kahramanlarımızdan Hasan´ın kişiliğinde devrimci hareketler değenlendirilmekte ve bir tür özeleştiri yapılmaktadır.
Tükendi
Ahmet Yesevi ile Hacı Bektaş´ın ilişkileri ve Yesevi´nin şeriatçı olup olmadığı ilerdenberi tartışılmaktadır. Kuşkusuz bundan sonra da tartışılacaktır. Biz, bu tartışmalar ışığında gerek Yesevi´nin, gerekse Hacı Bektaş Veli´nin birer fani olarak bu dünyada yaşadıkları dönemleri, yaşlarını, yaşamlarını ve ilkelerini derleme yöntemiyle enine-boyuna irdeledik, farklılıklarını ve benzerliklerini değerlendirmelerinize sunduk. (Önsöz´den)
Tükendi
“Ay, güleyim bari!” dedi horoz şekeri. “Senin gibi kendini beğenmişleri çok gördüm ben! Ama hiçbiri benim gibi aranılan, istenilen olmamıştır.”“Tehhoovvv!” dedi badem şekeri. “Seni isteyenler kimler ola ki? Üst tarafı şu sokak çocukları değil mi? Bunların istemesi hiç de önemli değil. Beni isteyenler; sokaklarda değil, saraylarda, konaklarda arıyorlar. Değerimi para ile ölçüyorlar. Her isteyen beni alamıyor... Anladın mı, çöp bacaklı!..”
Bu kitap Anadolu´da yaşayan Alevilerin bin yıllık tarihinde, kendi kimlikleriyle örgütlenmelerinin ve Alevi kimliğine yasallık kazandırmalarının onurlu mücadelesini belgelemektedir. 1960-2000 yılları arasını kapsayan 40 yıllık sürede Alevi örgütlenmelerini ve 1990-2000 yılları arasını kapsayan 10 yıllık sürede de Alevi kimliğinin hukuksal savaşımını içeren bu belgesel yapıt, araştırmacılara kaynaklık yapacak bir başvuru kitabı olacağı gibi, meraklılarına da Alevi kimliğiyle iftihar edecekleri ve gurur duy
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1