Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Atatürk, istediği kadar “Yaşamda en doğru yol gösterici bilimdir” desin, bu özdeyiş, ne denli üniversitelerin duvarlarına kazınırsa kazınsın, oralarda bir süs bitkisi işlevini üstlenecek; yerini “bilim başka, uygulama başka” önyargısına, daha doğrusu saçmalığına, safsatasına bırakacak; beyinlere kaskatı yerleşen bu safsata da yükselme kaygısıyla ikonlaşıp yaygınlaşarak herkesi tutsak kılacaktı. Türk insanının, Türk hukukçusunun sorunu, hastalığın virüsü işte buydu: “Bu yapılan doğru mu?” sorusunu sormaksızı
Çağcıl demokrasi, özgür, özerk, eşit bireylerden oluşan, bilgilendirilmiş özgür halkın, hukukun egemenliği altında, sivil toplumun özgürlükçülüğe, çoğulculuğa ve katılımcılığa yaslanan normlarına göre, özgür halk tarafından, özgür halk için yönetilmesidir. Bu tanımdan da anlaşılıyor ki, demokrasinin ilk öğesi ve ortak değeri özgürlüktür. Demokrasinin özü, özgürlükte yoğunlaşır, iktidarın yürütülmesinde değil. Haklar ve özgürlükler, toplumla birlikte ortaya çıkar. Özgürlükçülük bir kez benimsenmeye görsün, g
Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti’yi kapatma davası, “Ergenekon”, “Bal-yoz” diye adlandırılan davalar ve benzerleri, Dreyfus Davası’nda yaşa-nanların bir başka toplumda ve kültür ortamında yinelenmesidir aslında. Dreyfus Davası’nda görüldüğü gibi, Türk kamuoyu da bu davalarda ikiye ayrılmış; Ergenekon, Balyoz gibi davaların yandaşları ile karşıtları, doğru hukuktan yana olacak yerde, ne yazık ki cemaatçi bir anlayışla karşı kar-şıya gelmişler, “ben haklıyım” derdine düşmüşlerdir. Sokaktaki insandan toplumun ü
Tükendi
Eğer ben bir hukukçuysam, ilkin yalın ve "genel" bir uyarıda bulunmak zorundayım. Devlet hukuka dayanmazsa, insanı köleleştirmeye yönelir, hızla yaşlanır (progeria) ve ölümcül "devlet yetmezliği" hastalığına yakalanır. Böyle bir devleti ayakta tutan biricik güç, artık kaba güçtür. Kaba güç ile meşruluk arasındaki ilişki ters orantılıdır. Kaba güç arttıkça meşruluk azalır ve gittikçe yok olur, devleti de tüketir. Çünkü kaba güç, ölümcüldür. Buna karşılık devlet, eğer biricik efendi olarak gerçekten yaln
Unutmayalım ki, Türkler Atatürk'ün dediği gibi sürekli Batı'ya "yönelmişlerdir." Bir Balkan imparatorluğu olan Osmanlı Devleti bu yönelimi güçlendirmiş, Balkanları "Anadolu"laştırmış, daha sonra da Balkanlardan Anadolu'ya göçler olmuş, Anadolu "Balkan"laştırılmıştır. Bütün bunlar, yoğun kültürel değişimlere yol açmıştır. 1856'da resmen Avrupa Devleti niteliğini kazanan Osmanlı İmparatorluğu, bu evrede Batı uygarlığını benimsemişse de bu uygarlığın özümsendiği söylenemez. Eziklik karmaşasına kapılmaksızın uy
İnsan hak ve özgürlüklerinin var olma koşulları, insanın insan olarak doğmuş olmasından, yani kendisinden kaynaklanır; asla devletle birlikte doğmaz. Devletin bu hak ve özgürlükleri geçerli ya da geçersiz kılmak diye bir yetkisi yoktur. Olamaz da. Devletin görevi, bu hak ve özgürlükler ile insana ilişkin ve insanın yarattığı değerleri korumak, insanları mutlu kılmak, başkalarından ve doğadan gelecek tehlikelere karşı korumak, insanların korkusuz yaşamalarını sağlamaktır (Anayasa, m. 5). Devletin insanlar ta
En kapsayıcı anlamda adli yanılgılar ... hukukun eyleme verdiği hukuki adlandırmanın (nomen juris) yanlış olmasından kaynaklanır. Bunun için ceza yasalarının elinde caydırıcı bir önlem yoktur. Olamaz da. Çünkü yanılgının kaynağı, yargıçların hukuk bilgisiyle ilgilidir ve bu yanılgıda sorumluluk artık bütünüyle yargıçların omuzlarındadır. Bu nedenle bunlara tanıda hukuki yanılgı demek, belki de daha yerindedir. Balyoz Davasıyla ilgili onama kararlarında yaşanan özellikle budur.
Demokraside devlet, toplumun çoğulcu yapısını benimser ve onu özendirir. Çoğulculuk, düşünce ve inançlar karşısında devletin yansızlığını gerektirir. Devletin, ne dayatacağı resmi bir görüşü vardır ne de bir dini. Çoğulculuk devletin yansızlığını, yansızlık ise laikliği gerektirir. Laiklik demokrasinin izdüşümüdür. Doğa, tek tip insan yaratan bir laboratuvar ya da insan çiftliği değildir. Doğa, tek düşünce, tek inanç, tek tip insanı reddeder. Doğanın çoğulculuğuna dokunulamaz. İnsan her şeyin ölçüsü ise ins
Tükendi
Digesta, "Hominum causa omne ius constitutum est" der. Yani "Bütün hukuk insan içindir." Hukukun temel görevi, insanı özgürleştirmektir. Bunu başaramayan bir hukuk, özde hukuk değildir. Bunu başaran bir hukuka, yasama, yürütme ve yargı dahil, herkes bağlı olmak durumundadır. Özellikle yargıçlar, yasaları uygularken yorum disiplinine uymak; anayasaya, yasaya / yasalara ve hukuka uygun vicdani kanıya göre hükümler kurmak; yetkilerini kullanırken insanın onuruna ve doğasına saygılı olmak, hukuku güzelleştirmek
Tükendi
Şu hiç unutulmamalı: Suçun siyasi olması başka, davanın siyasileştirilmesi başkadır. Kilise yargılamasında, 14. Louisnin 1670 yılındaki Buyrultusunda, ikrar kanıtların kraliçesiydi. Ne pahasına olursa olsun ikrara ulaşılmalıydı. İkrarı elde etmek için onurlar çiğnense bile her yönteme başvurulurdu. İşkence yasaldı. Bu sistemin adı, yasal kanıta yaslanan engizisyondur. Aydınlanma bu tiksindirici zorbalığı yıktı. Çağcıl hukukta her şey kanıt olabilir. Kanıtlar arasında sıradüzeni olamaz. Kanıtları değerlendir
Tükendi
Prof. Dr. Sami Selçuk, 1937 tarihinde Konya Taşkent'te doğmuştur. 1955'te Konya Lisesini, 1959'da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiş; askerliğini Merzifon'da yedeksubay olarak yapmıştır. Ankara hakim adayı olarak mesleğe başlayan Selçuk, sırasıyla, Sütçüler, Akşehir, Yenice ve 1972'den sonra Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunmuştur. 21.09.1982 tarihinde Yargıtay Üyeliğine seçilen Sami Selçuk, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca, 10.07.1990 atrihinde ilk kez, 13.07.1994 tarihinde ikinc
Tükendi
Bir ülkede özgürlükten söz edebilmek için yasaların özgürlükleri güvence altına alması yetmez. Herkesin yasalara uyması da gerekir. Özgürlüğün birinci koşulu budur. Bu nedenle yargıçlar, yasa metinleri kendi görüş ve inançlarına ters düşse bile yürürlükteki yazılı hukuku uygulamaktan kaçınamazlar. Özgürlüğün ikinci koşulu ise yargının/yargıcın bağımsızlığı ve yansızlığıdır. Yargı bağımsızlığını gerçekleştirecek temel ölçütler, özgürlükçü demokrasinin vazgeçilmez öğeleridir. İnsan hakları çağında yaşıyoru
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1