Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Gençlik bir şelale gibidir. Çağlar, coşar, köpürür, önündekileri siler süpürür. Sonunda denize ulaşır, deryaya doluşur, sükûnete kavuşur. Tıpkı şairin dediği gibi: “Cûlar ki deryaya vardılar hamûs oldular.” “Çağıldayan ırmaklar, denize ulaşınca sakinleşir.” Hayatınızın en güzel yıllarını, aklınızın ve gönlünüzün eğitim ve öğretimine ayırmakla tercihlerinizin en iyisini yaptınız. Meslek ve mektebinizin size sağlayacağı ufuk ise hakikate ve sonsuzluğa doğru kanat çırpmaktadır.
Gösterişe ve dünya tutkusuna karşı zâhidâne bir başkaldırış olarak ortaya çıkan İslâm tasavvufu, ilâhî gerçekleri en yüksek seviyede kavramayı ve bu suretle marifetullaha ulaşmayı bütün gayelerin başına koydu. Bunun için de insanın her şeyden önce kendisini tanıması, nefsiyle hesaplaşması, beşerî yönünü hiçliğe indirerek ruhî cephesiyle mümkün olan en ileri seviyede ilâhî âlemle münasebet kurmasının gerektiğini savundu.
"Büyükler, peygamberlerden sonra Allah'ın bizim için açtığı lütuf kapılarıdır. Onların yaydığı ışık sadece bir şehir, bir ülke ve bir dönem için değildir. Tıpkı peygamberler gibi bütün insanlık âlemi içindir. Onların gönül dünyası herkese ‘gel' diyebilecek bir genişliktedir. Âdemoğulları, onların tertemiz ‘çeşme'lerinden kana kana su içebilmeleri için bütün tedbirleri almalı, tüm çarelere başvurmalıdır." Bu kitap, yaşadığımız coğrafyayı varlıklarıyla bereketlendiren üç erenin fikirlerini yine kendi eserler
Tükendi
"Allah'ın ilk yarattığı şey akıldır yani kalem." İbn Arabî İnsan ağaç ve kitap. İnsan ağaç ilişkisinin sürekli olduğunu anlatmak için şöyle derler: Beşik de ağaçtan tabut da. Fakat biz şimdilik bu konuyla ilgilenmeyeceğiz. Kitap için Batı dillerinde kullanılan book/Buch, kayın ağacı anlamına gelen boc'dan, codex ise ağaç gövdesi manasına gelen caudex kelimesinden türetilmiştir. Kitap ise Arapça, toplamak, dikmek, bağlamak, inci tanelerini dizmek, deri veya kumaş parçalarını birbirine eklemek, yazmak gibi
Tükendi
Kur'an kıssalan, Insanların geçmişten ibret almalannt tevhid ekseninde imanlı ve ahlaklı bir hayat yaşamalannı ve mahşer günündeki büyük kurtul, ermelerini sağlamak amacıyla, Hz. Muhammedden (s) önceki peygamberlerin kavimleriyle giriştikleri tevhid mücadeleleri ve geçmiş toplumlar hakkında Kur'an'da anlatılara gerçek olaylardırf Bu bağlamda, Kurlın'daki toplam 6236 ayetin 1787 tanesi kıssalardan oluşmaktadır. Kıssalarla ilgili ayetlerin toplam ayet sayısına oranı 9627.651ir. Bu rakam ve oranlar, Kur'an, -a
Tükendi
Din hizmetleri insanlık tarihiyle yaşıt bir uğraş.. Zira ilk insan, aynı zamanda ilk peygamberdir ve onun Islâm, tebliğ ederken ve dinin emirlerini nasıl yerine getireceklerini insanlara öğretirken yaptığı tüm faaliyetler, din hizmetleri cümlesin-dendir. Bu doğrultuda, Hz. Adem (s)'den Hz. Muhammed (s), kadar bütün peygamberler, elçilik görevlerini yerine getirirlerken, aktif olarak din hizmetinde bulunmuşlardır. Son Peygamber Hz. Muhammed (s)in ardından da bu hizmet günümüze kadar aralıksız devam etmiş, dü
Selefî hareketin "Şeyhu'l-Islâm"ı Ibn Teymiye ve tasavvuf yolunun "Şeyhu'l-Ekber"i Ibn Arabî... Tarih boyunca pek çok ayrışmaya ve hatta savaşlara neden olan tartışmaların iki kutbu... Tasavvuf tarihi alanında öncü çalışmalara imza atan Mustafa Kara'nın bu ilk akademik metni, Islâm tarihinin bu iki büyük şahsiyetini karşılaştırmalı olarak analiz ediyor. Günümüze kadar gelen bu alandaki karmaşaya bir açıklık getirmesini umarak...
Bilindiği gibi Osmanlı zihniyetini oluşturan "atardamar"lardan biri de severiz, sevmeyiz tasavvuf kültürüdür. Maksadımız Tanzimat ve Cumhuriyet döneminde bu damarda cevelân eden "kan" hakkında biraz bilgi sahibi olmak, dünden nefret etmeden ve onu tabulaştırmadan olabildiğince soğukkanlı bir şekilde anlayabilmek ve yarına ışık tutabilmektir. Elinizdeki kitapta tasavvuf ve tarikatlar hakkında genel bilgiler verildikten ve bazı değerlendirmeler yapıldıktan sonra Tanzimat döneminde yaşayan veya bu dönemde doğu
Tükendi
Bu kitap, Kur'ân ve Sünnet ekseninde bir hitâbet anlayışının nasıl olması gerektiğini tartışan bir çalışmadır. Zira hitâbet, muhatabı ikna etmek amacıyla gerçekleştirilen her türlü iletişim faaliyetidir. Bu doğrultuda hitâbet, insanlık tarihiyle yaşıt bir konuşma sanatıdır. Zira ilk insan, aynı zamanda ilk peygamberdir. O ilk hitâbetini, varlıkların isimlerini öğretme/öğrenme adına Yüce Allah'tan kendisine doğru yönelen iletişimle gerçekleştirmiş ve ardından onları meleklere iletmek suretiyle, hitâbet sana
Dergâh, âsitane, ribat, zaviye, hankah gibi isimlerle de anılan tekkeler, tasavvuf hareketinin müesseseleri olarak ele alınmalıdır. Diğer Islâmî ilimlere göre medrese ne ise tasavvufa göre tekkede odur.Son ikî asırdır tasavvuf kadar tekkeler de çoğunlukla menfi olarak değerlendirilmiş, İslâm dünyasını gerileten geçerliliğini kaybetmeye başlamıştır. Afrika ve Asya'da olduğu gibi Avrupa'da da Islâmiyetin tasavvuf ve tekkeler vasıtasıyla yayılmaya başlaması ve hız kazanması bu zihniyeti değiştiren en mühim seb
Tükendi
Hem bir yaşama biçimi hem de bir bilgi edinme yolu olarak tasavvufun İslâm kültüründe çok etkin ve yaygın bir yere sahip olduğu bilinen bir gerçektir. 3918 yılında sırf İstanbul'da faaliyette bulunan dergâh sayısının üçyüze yaklaşması bu konuda bir fikir verebilir.Elinizdeki eserde tasavvuf ve tarikatlar, tarih içindeki gelişme çizgileri de gözönünde bulun-' durularak, ana hatlarıyla verilmeye çalışılmış; Giriş'te genel bilgiler, tasavvuf, sufî ve ilgili terimler, 1. bölümde tasavvufun Kur'an ve hadisteki k
"Benim yetişme tarzım rasyonalisttir. Hukukî çalışma ve incelemeler bana, inandırıcı bir şekilde tarif ve ispat edilemeyen her şeyi reddettirmiştir. Muhakkak ki, ben namaz, oruç vesaire gibi İslâmî vazifelerimi tasavvuf! sebeplerle değil, hukukî sebeplerle ifâ ediyorum. Rendi kendime diyorum ki: Allah benim Rabb'imdir. Sâhib'imdir. O bana bunları yapmamı emretmiştir, o halde yapmalıyım. Bundan başka, hak ve vazife birbirine bağlıdır. Allah bunları ben istifade edeyim diye bana emretmiştir; şu halde ben O'na
"Devamlı hasret olan vecd ile, niha-î vuslat hali yaşatan huzur, acaba birbirinin zıddı haller midir? Görünüşte öyle olmakla beraber, hakikatte vecd ile huzur, birbirine zıt ve aykırı davranışlar değildir. Tasavvufun gayesi olan huzura, vecd yolu ile ulaşmak zarûridir. Ancak, huzura ulaştıktan sonra, dervişte vecd yok olmuyor. Aynı huzur mertebesinin, hayatının her ânında bozulmadan, zayıflamadan devamı mümkün olmadığına göre, derviş huzura yükselmek için her defasında vecdin kanatlarını açmaya muhtaç oluyo
Tükendi
Ahlak, insanlık tarihi boyunca daima var olagelmiş bir değerdir. Ahlakın bir fitri, diğeri de sonradan kazanılan olmak üzere iki boyutu vardır. İşte bu kitapta, bireyin fitri olan güzel ahlâkını koruması, dışarıdan olabilecek tüm müdahalelere karşı güçlü bir savunma oluşturması ve güzel ahlak sahibi insanlardan meydana gelen imalı ve ahlâklı bir toplum tesis edilmesi adına, Kur ân ın ortaya koyduğu ahlaki ilke ve erdemler tahlil edilmektedir. Söz konusu ahlâkî ilke ve erdemler iki bölümde ele alınmakta; b
Anadolu´da siyasi ve sosyal ortam güçlü bir yapı kazandıktan sonra özellikle Horasan, Maveraünnehr, Harizm, Azerbeycan ve Irak bölgesinden göç dalgalarıyla muhtelif cereyanlar bu topraklara gelmeye başladı. Böylece söz konusu akımların temsilcileri olan şeyhler ve dervişler, tarikatlarını yayabilecekleri müsait imkanlarla dolu bir çevre bulmuş oluyorlardı. İslam´la yeni tanışmış olan Anadolu coğrafyasında yayılmaya başlayan tarikatlar, aynı zamanda temsil ettikleri kültür ve inancı da beraberlerinde getirmi
Toplum içinde insanlar var olmak için amansız bir yarış içinde. Helal ve haramın daha çok birbirine karıştığı, güçlünün güçsüzü ezdiği "global dünya"nın hayatı içindeyiz. Yemek alışkanlıklarımıza, aile ev ve iş düzenimize, toplum yaşayışımıza "global" iktisat ve ahlâk anlayışı hakim oldu. Hız bağımlısı olurken tahammülsüz olduk. Ferdin sıkıntıları ve rahatsızlıkları ilaç bağımlısı bir yapı getirdi. Bu ortamda Mustafa Kara "Gönül Mektupları" ile insanımızı kalp gözünü açarak gönül yolculuğuna çıkarmak is
Tükendi
"Son kırk yılda yazılan ve değişik yerlerde yayınlanan makale,tebliğ ve incelemeleri bir araya getiren projenin üçüncü halkası ilehuzurunuzdayız.Birincisi Türk Tasavvuf Tarihi Araştırmaları, ikincisi Dervişin HayatıSafînin Kelâmı adlarıyla neşredilmişti. Bu eserimizin adı ise BuharaBursa Bosna.Tasavvuf kültürü ile ilgili yaptığım araştırmalarda dikkatimi çeken vetakip etmekten zevk aldığım konulardan biri de kültür unsurlarınıninsanlar arasında akışı ve bu akışın soluklanma durakları olarakgördüğüm şehirler
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1