Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 36 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Dağlarca çocuklar için yazdığı kitapları "Dağlarca Çocuklarda" dizisinde topladı. Bir balina ile bir mandalinanın sıcak dostluğunun anlatıldığı Balina ile Mandalina'yı bu dizinin ilk kitabı olarak yayınlıyoruz. Düş'le gerçek birbirine yakındır Bilmez misin Düşler Güçlü düşler Gerçek olur er geç. Mutluluğun Sonu - Ben Mandalinacık seviniyordum Gök yuvarlağına bakarken Güzel çocuğun elinde. Ne olduysa oldu Düşüverdim hızla Denize: Cup. Bir de ne göreyim şimdi Mavimsi olmuş Benim altın sarılığım. İlk Buzl
Ozanımız bu kitabı kalem tutmasını, düzgün yazı yazmasını bilen çocuklara sunar. İlk şiir anadilimizi sevdirmek isterken, son şiir yeryüzünü yakınlaştırmaktadır çocuğa. İlkokul 3le başlar belki Kalemde bir aydınlık vardır Çocuk ellerini seven İlkokul 3le başlar belki Yazıda bir aydınlık vardır Çizgisiz kâğıtlarda bile dümdüz - Yürümeyi seven
Tükendi
Dağlarca Çocuklarda: 2 Ozanımızın en çok uğraştığı yapıt. Belli sayıdaki sözcüklerin yer değiştirmesiyle oluşan bu çalışma Türk dilinin kendine özgü olanaklarını gösterir. Son şiirde 14 sözcükle, hiç yeni sözcük katılmadan 12 şiir elde edilmiştir. işte uzakları masal güpegündüz o çocuk gibi ağaçların aradım geceleyin anlaşılmamış gözlerini nasıl uyurlar görürler nasıl
Uygarlık ekmekle, suyla, havayla beslenmez. Karşıdüşüncediruygarlığı doğuran, yaşatan, geliştiren. Her çağda bizi uyanık tutan karşıdüşüncelerdir. "Elmanın yere düşmesinden", "Aya değen ilk güdümlü mermiye"dek. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 1961-1962 yıllarında yayımlanan,"aforizma tılsımlı" Vatan Gazetesi yazıları Türkçeyi "ses bayrağım" diye niteleyen şairin dönemin ruhundan da beslenen düşünme pratiğini gösterirken, gerek felsefi içerikleriyle asıl yapıtı Şiirine açılan yalınlığı ve yoğunluğu birleştirerek b
Tükendi
Ozanın Konya´da geçen çocukluğunun sinema olayı. Yaşanmış bir öykü. O yılların dinlenme günü olan cumalarda annesiyle, kardeşleriyle sinemaya nasıl gittiklerini, kadın-erkek ayrı yerlerde oturduklarını, sinemanın bir kırgezintisi yaparcasına yemeklerle, testilerle dolu yaşamını, okuma bilenlerin azlığı yüzünden sinemacının filmi gür sesiyle anlattığını dile getiriyor Ozan. Sevinirdim ya çok Korkardım da İçine girerken Kapkaranlık oluverirdi Güpegündüz Göz masal
Tükendi
Bu kitap bir cocuğun geri kalmış saatleri düzeltme çabasını anlatır. Ülküdeşi olan öbür çocuklarla kentte yayılmalarını , bütün saatleri geri kalmışlıktan kurtarmalarını anlatır. Sonunda ülke "çağdaş uygarlık düzeyine" ulaşacaktır. Geri kalmış benimki dedi Avucu parmakları gerçekle sızlamış İleri aldı bir bir Kendi saatini çabucak (Tanıtım Yazısından)
Tükendi
Bu bir çocuk romanı. Okuma yazma bilmeyen çocukların öğrenmeye karşı duydukları özlemi anlatmaktadır. "Çocukların da, büyüklerin de seveceği bir yapı" diyor Ozan. Yağınca kar Üstü dolan çamların hepsi Benziyor A´lara Seviyorum daha çok Çamları Kar yağınca ven
Tükendi
lk bölümde Atatürk ilkokul 2deki çocuğun duyarlılığıyla anlatılmaktadır. Bu duyarlılık onun eğitiminin yönünü sağlayacaktır. İkinci bölümdeki şiirler ise öğrencinin Mustafa Kemal sevgisini yaşamasıdır. Eğil Yurt toprağının Altını dinle Orda bir bayrak var Adı: Uygarlığımız Gökyüzüne çıkmak ister seninle
Ozanımız Dağlarca çocukları ilkokulun bütün odalarında gezdirmek istemektedir. Bu kitap okula başlayan yavrunun izlenimlerini sergiler. İlk günden başlayan bu eğilim bütün öğrencilerin bir sevgi yumağı olmasıyla sona erer. Sırama oturunca ben Yan yana getiriyorum ayaklarımı Sağa sola Uzanmasınlar Burunlarını yere vurmasınlar Oyunlara kaçıp gitmesinler istiyorum Öğretmeni dinlesinler istiyorum (Arka kapak yazısı)
Tükendi
Sen bir sözcuk sayma beni betiklerinden Çeker giderim butun tumcelerden butun dizelerden Boşluğum kalır Göklerden bin kat iri Tadımlık Giriş Fazıl Hüsnü Dağlarca (19142008) Türkçenin ve dünya şiirinin en verimli şairlerinden biridir. 73 yıllık yayın yaşamında, irili ufaklı 150ye yakın yapıt bırakmıştır. Dağlarca şiirinin niceliğiyle birlikte kapsadığı alanlar, kitaptan kitaba şaşmayan niteliği, onu eşsiz bir konuma yerleştirmektedir. Biz bu seçkide, onun önemli yapıtlarının bazılarından şiirler su
"Bitkiler çocuklar için sanki bir oyundur. Ne çiçek, ne ağaç... başka bir görüntü. Bu yapıtta bitkiler evreni çocuğun gözleri önüne serilmektedir. Bir Bitkiler Okulu'nda buluşmaları, ağaçların odalara sığamadıkları için 'Açıköğretim' ile eğitildikleri anlatılmaktadır. Bitkilerin sevilmesi önerilmektedir çocuklara. " Ağaçlar esen yeli sever Esen yel Ağaçları sever Kuş İkisini birden sever Çocukların hepsi Üçünü birden sever
Çocuk ve Allah Türk şiirinin en özgün, dil ve yapı bütünlüğü bakımından en sağlam yapıtlarından biri. Türk edebiyatında çok az kitap böylesine kalıcı bir yer edinmiş, neredeyse yazarını aşan bir üne ulaşmıştır. Bin yıllık Türk şiirinin son yüzyıldaki evrensel verimlerinden biri olarak varlığını sürdürüyor Çocuk ve Allah. İnsanın evrendeki yerini, doğanın görkemi karşısındaki sarsılış ve duyuşlarını zengin, çocuksu bir düşgücüyle, şaşırtıcı bir duyarlıkla dile getiriyor şair. Yayımlanışının 70. yılında yer
Tükendi
Dedim, dedim ya duyuramadım Sevgisinden kopan bireyin Sekseni aşmış yaşında bile kocaman kara yalnızlığını Bunların Hepsi Bendekiler
Tükendi
Tadımlık Elinizdeki kitap Ozanımızın ilk çocuk romanıdır. Çocukların hayal gücüyle örülmüş dizeler bizi onların evrenine götürür. Şaşkınlığım artıyor sarı karanlıkta Yıldızlar ayak ucum, baş ucum şimdi, Sıcaklığı göğün İçimin sıcaklığına karışıyor Karışıyor sıcaklığı göğün İçimin çocukluğuna.
Tükendi
Yapı Kredi Yayınları, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ölümünün ardından kitaplarına girmemiş şiirleri "Kaçaklar" üst başlığıyla yayımlamaya başlamıştı. İşte bu "Haydi 2" kitabı, "Kaçaklar" dizisinin ikinci cildidir. Aynı zamanda Dağlarca'nın 1968'de yayımlanan "Haydi" adlı dörtlüklerden oluşan kitabının devamı niteliğindedir. Bu kitapla, Dağlarca'nın kamuya açılmamış arşivlerinde olduğu bilinen büyük bir "dörtlük" toplamı gün yüzüne çıkıyor. Çok deme sen Dörtlüklerime benim Bir bir dağıtsam onları Birer sözcük bi
Tükendi
Bu kitabı için Ozan şöyle diyor: "Gülmek,gülümsetmek, çocukların afacanlığına göz gezdirmek çok tatlı bir çalışma." Söylenmezdi gerçek adları iki çocuğun Biri Cin diye anılırdı Biri Cincik Şeytana külah giydirirlerdi afacanlıkta Tadımlık TANITMA Söylenmezdi gerçek adları iki çocuğun Biri Cin diye anılırdı Biri Cincik Şeytana külah giydirirlerdi afacanlıkta. Yıllar geçti aradan Bugün bile Birine gülmekteler Birine daha çok gülmekteler.
Tükendi
Bir oyuna dönüştürmüş Dağlarca bu kitabında her şeyi. Akla gelebilecek her şey bir oyun, dünyamız ise bir oyun okulu. Anlatırken güzel güzel oyunları, unutmamış ama sözü karanlık bir oyuna, savaş oyununa bağlamayı. Atatürkten, Ankaradan, Kurtuluş Savaşımızdan söz etmeyi unutmamış. Mustafa Delioğlunun desenleriyle, tam bir şiir şenliği Sıraya Girmek 1
Tükendi
Keman mısın? / Ekle bir tel mavi aydınlığa Piyano musun? / Üç elin olsun ışık mermerlerine dokunan dokunmayan Soluklu çalgılarda mısın? / Anımsa sevi solumalarını, dinle Ayrı ayrı okusunlar / Birlikte okusunlar İki yazıda ulaşsınlar üç evrenselliğe
Tükendi
Ozan değişik konuları işlerken Cincikte, insanı gülümsetir de. Usu güldürmede Hepimizin gördüğü yaşadığı Ta gerilerde kalmış anılarını anımsatır Cincik öyküleriyle sunduklarımız Tadımlık Çıt Öğretmen gecikmişti biraz Geçti onun yerine Bizimki Çabucak soruverdi arkadaşlarına çabucak: Simit parayla Kalem parayla Elma parayla Önlük parayla Ayakkabı parayla Keçiboynuzu parayla dedi Peki parasız ne var? Çıt çıkmadı odada Hepsi Hepsi sustular ürkünç. Büyümemiz işe yaramamız dedi çabucak Parasız olan.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 36 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1