Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kitap Tanıtım Yazısı: Jean Echenoz, Fransızların « Yaşayan Flaubert » dediği dünyaca ünlü bir yazar. Pek çok itibarlı ödülü var. Göl romanında polisiye bir macera üzerinden, kendine has üslubuyla sahici mi alaycı mı belirsiz, çok katmanlı bir hikâye anlatıyor. Hikâyede ince bir mizah da seziliyor. Grand Prix ödüllü roman aynı zamanda polisiye türünün bir parodisi olarak da okunabilir. Arka kapak yazısı : Esrarengiz bir dünyanın sırrını çözmeye çalışan Franck Chopin, hem böcekbilimci hem casus. Banli
Jean Echenoz, Fransızların « Yaşayan Flaubert » dediği dünyaca ünlü bir yazar. Pek çok itibarlı ödülü var. Göl romanında polisiye bir macera üzerinden, kendine has üslubuyla sahici mi alaycı mı belirsiz, çok katmanlı bir hikâye anlatıyor. Hikâyede ince bir mizah da seziliyor. Grand Prix ödüllü roman aynı zamanda polisiye türünün bir parodisi olarak da okunabilir. Arka kapak yazısı : Esrarengiz bir dünyanın sırrını çözmeye çalışan Franck Chopin, hem böcekbilimci hem casus. Banliyölerinin çıkmaz sokaklarından
Gerçek sanatçı ortaya öyle etkileyici ve güçlü bir sanat eseri koymalı ki, yeri gelince sağlığından, hatta canından bile feragat edebilmeli. Dünyaca ünlü Bolero’nun bestekârı Maurice Ravel de işte böyle sanatçılardan. Doğdu, yaşadı, beste yaptı, çaldı, gezdi, gördü, yavaş yavaş unuttu, kaza geçirdi, hatırlayamadı ve öldü. Sıradan bir hayat mı dersiniz? Cevabınız ne olursa olsun, büyük bir nota ustasının hayatını gelin, bir kelime ustasının kaleminden okuyun. Jean Echenoz, Maurice Ravel’in son on yılını bizi
Echenoz'dan farklı bir roman. Bir casus romanı parodisi. Kısaca, Fransız istihbarat örgütü, üst düzey bir Kuzey Kore devlet görevlisini saflarına çekmek istiyor, bunun için de bir kadını kullanıyor. Ne mi oluyor? Herkes her şeyi yüzüne gözüne bulaştırıyor. Evet, Paris'te ve Pyongyang'da geçen eğlenceli bir hikâye. Echenoz her zamanki sivri diliyle zamanla oynuyor, imgeleri, sözcükleri dikkatle seçiyor, olaylardaki katmanlı ironiyi ortaya çıkarıyor. İnsan zaman zaman şaşırıyor, kıs kıs gülüyor, ama dikkat, b
Tükendi
Bolero'yu herkes bilir. On dört on beş dakika boyunca aynı ritmi yineleyen, en sonunda yükselip zirveye ulaştığında bir anda kesiliveren, ilk temsilinde yaşlı bir teyzenin ?deli işi bu" diye feryat ettiği bir orkestra eseri. Bestecisine sormuşlar, başyapıtınız hangisi diye, ?Bolero" demiş, ardından hemen eklemiş, ?ama içinde müzik yok." Bu müziğin doğum yeri Vésinet'deki bir fabrika. Bestecisi, Ravel, yani Echenoz'un deyişiyle ?Ravel adı verilen organizma." Müşkülpesent, pimpirikli, mendebur, ama alabildiği
Tükendi
Hemen hepsi öneri ya da istek üzerine yazılmış, insanı tuhaf bir biçimde etkisi altına alan bu öyküler, Echenoz'un dünyaya eşi benzeri olmayan bakışını özetliyor adeta. "Ne basit yazıyor" diyebilirsiniz, "sadece gördüğünü anlatıyor, olayları art arda diziyor, o kadar." Ama neleri görüyor Echenoz? Gördüklerini hangi sırayla anlatıyor? İşte bu sorunun yanıtıdır Echenoz'u eşsiz kılan. Biraz uzak, biraz alaycı bir edayla her cümleyi ince ince kurar, her sözcüğü titizlikle seçer, kendimize, çevremize, açmazlarım
Tükendi
Şimşekler'de Echenoz, ampulden radyoya, röntgenden helikoptere, füzeden internete kadar bin bir türlü fikri öne sürmüş, alternatif akımı yaygınlaştırmış, bunlardan çoğunu başkalarına kaptırmış, takıntılarla dolu yaşamında bir türlü sosyal bir varlık olamamış ünlü mucit Nikola Tesla'yı anlatıyor. Sonraki yüzyılda teknoloji olarak kullanılacak ne var ne yoksa o bulur, ama bu icatları paraya çevirme konusunda yeteneksizdir. Şimşeklerle başlayan hayatı güvercinlerin arasında son bulur. Çaktırdığı şimşeklere kar
Tükendi
Daha dün gibi hatırlıyorum bu küçümen kitabı nereden aldığımı. Montparnasse garından trene binip Marsilya'ya gidiyordum. Büyülendim. Kısa bir sürede bitince, tüm iyi romanlarda sizi çarpan his, geldi çöktü üstüme: "Niye bitti ki?" Hakikaten, niye bitmişti ki? Ben, Echenoz'un yeni Fransız romanının en büyük üstatlarından biri olduğunu bu romanla anladım. Arkasından Ben Gidiyorum'u okudum. Aynı minvalde bir hikâyeydi. O da şahaneydi. İşin tuhaf tarafı, bu küçümen Bir Yıl da, Goncourt ödülü alan Ben Gidiyorum
Tükendi
Fransızların Büyük Savaş dedikleri Birinci Dünya Savaşı'nı küçük bir romana sığdırmak kolay olmasa gerek. Ama iğne deliğinden Hindistan geçiren Echenoz var karşımızda. Dolayısıyla romanın tam bir Homeros destanına dönüşmesi işten bile değil. Öyle de olur, Anthime adlı roman kahramanı, türdeşlerinin bu tuhaf, müziksiz, bitmek bilmez savaş dansının tam ortasına düşer. Tek "kahramanlığı" sağ eline taktığı şövalye yüzüğüdür belki de. Bir şarapnel parçası sağ kolunu özenle kesip aldığında o da kalmaz geriye. Oy
Tükendi
Şimdi, açıkçası, bu Echenoz büyük yazar; hakikaten büyük yazar. Bence, Fransız romanının son büyük temsilcisi; müthiş bir üslûpçu, harika bir hikâye anlatıcısı. Cidden, bu dediklerime kalpten inanıyorum. Ondan başka hangi yazar, Çekoslovakya Çekoslovakya iken, 19 Eylül 1922de Koprivnicede doğmuş, fakir bir ailenin altıncı çocuğu olan, on altı yaşında Zlindeki ayakkabı fabrikası Batada çalışmaya başlayıp, bir gün fabrikanın spor danışmanının üç-beş çocuğu zorla uzun mesafe yarışında koşturması üzerine ikinci
Tükendi
Jérôme Lindon, Fransada 50li yıllarda deneysel bir edebiyat akımı olarak öne çıkan Yeni Romanın yayıncısı. En çok da, Parisin neredeyse tüm yayınevleri tarafından reddedilen Becketti bir çırpıda kavrayıp yayınlamasıyla ünlü. 1969 Nobeli bu ketum yazara verildiğinde onun adına ödülü İsveç kralının elinden alan da o. Genç yaşında staj için katıldığı Minuit Yayınlarını sürdürmek görevi bir süre sonra onun omuzlarına kalmış. Minuit II. Dünya Savaşı sırasında direnişe katkı vermek amacıyla yeraltında kurulmuş an
Tükendi
´Ravel bir binici kadar uzundur, yani Faulkner kadar. Bedeni de öylesine hafiftir ki 1914´de askere gitmek istediğinde, böylesi bir ağırlığın tam da havacılığa uygun olduğunu söyleyerek yetkilileri ikna etmeye çalışır. Birliğe alınmaz, zaten askerlikten de muaf tutulur, ancak öyle çok ısrar eder ki ağır vasıta şoförlüğüne atarlar onu, gülmeden. İşte böylece bir gün Champs Elysées bulvarında devasa bir askeri kamyon görülür, içinde de koca direksiyona iyi kötü hakim olmaya çalışan, kendisine fazla büyük gele
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1