Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Yanılmışım Kezban... Otuz yaşındaki adam, dünyayı görmüş, insanları tanımış doktor, kendi içimdeki hisleri anlayamamışım. Bu gece gözlerim açıldı, hakikati gör¬düm. (...) Kalbimi sevgiye karşı kapatmıştım. Yalnız kalbimi değil, kafamı ve sinirleri¬mi de... Biliyorsun ki insan aynı zamanda muhakemesi ve asabıyla da sever. Ben bu tehlikelere karşı kendimi ağılan¬mış farz ediyordum. Aşkın kudretine inanmak istemiyor, bunu edebiyatçılar tarafından romanlara sokulan bir keli¬me addediyordum." Kezban yavaş y
Tükendi
"Hakikati istiyorsunuz değil mi? İşte: Sizin bana karşı samimiyet ve muhabbet komedisi oynamanız beni iğrendirmiyordu. Bu vaziyeti olduğu gibi kabul ettim. Elinizin elime değmesinden tiksinmiyordum. Hatta sükûnet bile veriyordu. Binaenaleyh sözlerimi dinlemeden ve meseleye vâkıf olmadan derhâl bu mevzuya temas ederek beni itham etmeniz çok şayan-ı teessüftür Halûk!" Bunları söylerken o kadar heyecanlı ve müteessirdi ki nefes almakta bile güçlük çekiyordu. Halûk ona doğru bir adım attı ve mahcubiyetle titre
Tükendi
Metin, neredesin? Seni büsbütün kaybettim artık. Ona bu büyük yalanı, bu büyük yalanları arka arkaya nasıl söyleyebildim? Onu öldürmemek için, onun ızdırap çekmemesi için kendimize kıydım. Ona acıdığım için seni ve beni ona sadaka olarak verdim. Beni affet Metin. Benim biricik sevgilim! Fakat başka türlü yapamazdım. İmkân yoktu. O ölecekti. Bu sadakayı istemek için ta İstanbul'dan buralara geldi. Bunu ben Viyana Garı'nda onu görür görmez anlamıştım. Bu sorgulardan kaçmak için her şeyi yaptım amma artık kaça
Tükendi
"Size doğrusunu söyleyeyim mi azizim?.. Ben, sizin bundan haberiniz var sandım; çünkü nişanlınızla tekrar tekrar yalnız kaldınız, serbestçe konuşmak fırsatını buldu­nuz. Bundan başka, halanız, yeğenimin başına gelen ka­zayı biliyordu... Size söyledi sandım." "Hayır... Hiçbir şey söylemedi." Hulûsi Bey, kendisine kafa tutan bu genç ve fakir mü­hendise öfkelenmeye başlamıştı. Müstehzi bir sesle "Şaşı­lacak şey!" dedi. "O hâlde sizin mantığınıza, dirayetinize müracaat ediyorum oğlum: Sizin gibi parasız, puls
Tükendi
Gülseren'le Necip için bu iki gün, rüya gibi geçmişti. İkisi de bu rüyanın büyüleyici akışına kendilerini kaptırıp gitmişlerdi. Birbirlerine son derece müşfik ve tatlı muamele etmişler, herkeste, çok sevişen bir karı koca hissini uyandırmış­lardı. Hatta Gülseren, Necip'in bu oyunu çok iyi götürerek bir defa kendisine "Karıcığım." bir defa da "Peki sevgilim." dediğini duymuştu. Buna karşılık Necip de onun kendi­sine hitap ederken "Necipçiğim, haydi şunu sen yapıver." gibi tatlı, yumuşak cümleler sarf ettiğ
Tükendi
SEN ve BEN yalnızdık... Sonu gelmeyen bir yeşil yolda yan yana yürüyorduk... Vücudumun bir tarafı senin ateşinle sıcaktı... Öteki tarafı buz gibi soğumuş­tu. "SEN ve BEN... Başka kimse yok ve olmayacak değil mi Leylâ?" dedin. "SEN ve BEN... Bedi Muammer, başka hiç kim­se yok ve olmayacak." Yeşil yolda gözlerinin yeşili büsbütün daha parlak­tı. Kolunu belime doladın... Vücudum, ortadan bölü­nüyor sandım... Ellerinin kıskacı kemiklerimi gıcırda­tıyor sandım... Ölüyorum sandım. "Ölüyorum sev
Tükendi
Seni görmek, seni tekrar yanımda hissetmek için bil­sen ne kadar sabırsızlanıyorum sevgilim! Her zaman seninle bir çatı altında yaşadığım için seni istediğim dakika görmeyi çok tabii bir şey sayıyorum. Şimdi sen­den uzakta bunun ne büyük bir saadet olduğunu takdir ediyorum. Bu birkaç günlük ayrılık bana bir ömür kadar uzun geldi. Daha birkaç gün seni görmeyeceğimi; senin güzel gözlerinin bakışını gözlerimde hissetmeyeceğimi; altın saçlarının güneş altında yanan tellerini parmakla­rımla okşayamayacağımı; sen
Tükendi
"Öyle ise eğer benden nefret etmiyorsan, saadeti­mize engel olan nedir? Kimdir? Söyle bana... Allah rızası için söyle artık ve bu işkence sona ersin!" Meral dengesini bulmak için ellerini onun parmak­ları arasından kurtardı, arkasındaki ağaca yaslandı ve metin bir sesle cevap verdi: "Bizi birbirimizden uzaklaştıran kimdir öyle mi? Sizsiniz... Benim..." "Aşk bütün engelleri ortadan kaldırır." "Hayır... Siz her zaman için Kantarcı Paşa'nın torunlarından Kenan Bey'siniz... Ben de sokakta buluna­rak, merham
Tükendi
Birdenbire Münir Bey'in sesi duyuldu. İlk defa olarak sert ve hâkim bir ahengi vardı: "Yani Gelgeçzade Ailesi'nin ismini ortadan kaldıracak mısın?" "Kızgın bir demiri taze bir yara üstünde dolaştırmaktan hepiniz zevk duyuyorsunuz. Sanki bütün bu olan biten şeylerin sorumlusu benmişim gibi... Hâlbuki beni bu korkunç izdivacı yapmaya teşvik eden hatta zorlayan siz değil misiniz? Sen de Yusuf Numan Bey de... Aile uğruna beni feda ettiniz; beni bir ucubeyle, korkunç bir yaratıkla evlendirdiniz. Hem de nikâhta
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1