Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 25 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
“Sarı Saltık’ın bu yarı destani yarı gerçek kişiliği, Balkanlar’da daha sonra şöhret bulmuş hemen bütün benzerlerininkinden çok daha renkli ve ilginç, çok daha popülerdir. Sarı Saltık’ın sosyal-dini kökeni ve şahsiyeti hakkında kaynaklardaki değişik ve bazen çelişkili rivayet ve menkabeler ilk bakışta araştırmacının karşısına, sisler arasında kesin hatları belli olmayan bulutsu bir siluet çıkarır. Ancak dikkatli bir göz, bu bulutsu siluetin, elindeki tahta kılıcıyla bir gazi-evliyâya ait olduğunu fark etmek
“Sarı Saltık’ın bu yarı destani yarı gerçek kişiliği, Balkanlar’da daha sonra şöhret bulmuş hemen bütün benzerlerininkinden çok daha renkli ve ilginç, çok daha popülerdir. Sarı Saltık’ın sosyal-dini kökeni ve şahsiyeti hakkında kaynaklardaki değişik ve bazen çelişkili rivayet ve menkabeler ilk bakışta araştırmacının karşısına, sisler arasında kesin hatları belli olmayan bulutsu bir siluet çıkarır. Ancak dikkatli bir göz, bu bulutsu siluetin, elindeki tahta kılıcıyla bir gazi-evliyâya ait olduğunu fark etmek
Bir zamanlar “Doğudan gelen ışık” uzun zamandır parlaklığını yitirmiş görünüyor. O ışığın yeniden parlaması şüphe yok ki dünyayı da tekrar aydınlatacaktır. “Uzun zamanlardan bugüne İslam dünyasının yaşadığı, yenmeye çalıştığı sefalet ve perişanlığın sorumluluğunu sadece Batının sömürgeciliğiyle izah etmek artık yeterince ikna edici görünmüyor. Asıl sebep ona bu sömürü ortamını hazırlayan İslam dünyasının kendi iç zihniyet, toplumsal ve ekonomik problemleridir. Tasavvuf böyle bir ortamda yarattığı sanal,
“Osmanlı İmparatorluğu’nun İslam’la ilişkisi konusunun belki merkeze alınması gereken asıl boyutu, diğer kesimlerle olan sıkı bağlantısı ve onları domine etmesi itibariyle devletin İslam algısıdır. Bu sebeple çalışma, Osmanlı merkezi yönetiminin bizzat söz konusu ilişkinin merkezinde olduğunu göstermeye çalışmıştır. Devlet diğer sektörlerle ilişkilerinde daima üstte olduğunu hissettirmektedir. O sektörler de devletle, hatta birbirleriyle olan ilişkilerini son tahlilde buna göre düzenlemek ve yürütmek zorund
Bir zamanlar “Doğudan gelen ışık” uzun zamandır parlaklığını yitirmiş görünüyor. O ışığın yeniden parlaması şüphe yok ki dünyayı da tekrar aydınlatacaktır. “Uzun zamanlardan bugüne İslam dünyasının yaşadığı, yenmeye çalıştığı sefalet ve perişanlığın sorumluluğunu sadece Batının sömürgeciliğiyle izah etmek artık yeterince ikna edici görünmüyor. Asıl sebep ona bu sömürü ortamını hazırlayan İslam dünyasının kendi iç zihniyet, toplumsal ve ekonomik problemleridir. Tasavvuf böyle bir ortamda yarattığı sanal,
Bu çalışmanın tespitlerinden biri de Osmanlı medresesinin İbn Arabîci bir gelenek üzerine kuruluşu ve bunun bütün Osmanlı asırlarını nasıl etki altına aldığı meselesidir. “Osmanlı İmparatorluğu’nun İslam’la ilişkisi konusunun belki merkeze alınması gereken asıl boyutu, diğer kesimlerle olan sıkı bağlantısı ve onları domine etmesi itibariyle devletin İslam algısıdır. Bu sebeple çalışma, Osmanlı merkezi yönetiminin bizzat söz konusu ilişkinin merkezinde olduğunu göstermeye çalışmıştır. Devlet diğer sektörl
"Modern folklor araştırmalarının tespit ettiği, günümüzde artık tartışmasız kabul edilen gerçeklerden biri de, pek çok efsane, destan, menkabe ve hatta masalın, hakikatte tarihi bir hadisenin -halk muhayyilesinde hasıl ettiği yankı sonucu- bozulmuş şeklinden başka bir şey olmadığıdır. İşte bu vakanın tipik örneklerinden biri de, özellikle Anadolu ve Balkanlar Türk folklorunda çok tanınmış olan 'kesik baş' motifli belirtilen türlerdir."Ahmet Yaşar Ocak'ın bu çalışması Türk halk edebiyatı ve destan geleneğini
“Veysel Karenî, İslâmiyetin doğuş döneminde Yemen’de dünyaya gelmiş ve Müslümanlığı kabul ederek kendini zühd hayatına adamış bir şahsiyettir. Hz. Muhammed’in (s.a.) hayatında Müslümanlığı kabul etmesine rağmen onunla görüşememiş, ancak Hz. Ömer devrinde Medine’ye gelme imkânını bularak oradan da kendi zühd anlayışını paylaşan zahidlerin yaşadığı Kûfe’ye gitmiş ve yerleşmiştir. Yaşadığı inziva hayatı, kendisinin İslâm tasavvuf tarihinde sûfilerin ileri gelen öncülerinden biri, hatta birincisi olarak telâkki
Tükendi
Alanında otorite olarak kabul edilen Ahmet Yaşar Ocak bu kitabında yer alan makaleleriyle projeksiyonunu Osmanlı dönemindeki tasavvufî figürlere ve Osmanlı tarihinde önemli bir yer tutan sufî zümrelere çeviriyor. Bu kitapta serinin ilk kitabı olan "Türkiye Sosyal Tarihinde İslamın Macerası"ndaki genel perspektif çerçevesinden daha özele inen makaleler var. Selçuklu döneminde Balkanlarda önemli bir Türkmen kolonizasyon hareketine öncülük etmiş olup, buralarda İslamın yayılmasında ciddi bir payı bulunan Sarı
Alanında otorite olarak kabul edilen Ahmet Yaşar Ocak'ın Türkiye Sosyal Tarihi'nde İslamın yerine dair önemli bir çalışma. Ocak bu kitabında, 13. yüzyıldan başlayarak, görünürde siyasal ve kültüreş, ama temelinde Cumhuriyet'in kuruluşundan beri üstü kapatılan, merkezle çevre arasında İslam'la bir tür gecikmiş "satıhaltı" hesaplaşmanın yaşandığı günümüze kadar süregelen Türkiye tarihinde İslamın sergilediği panoramayı gözler önüne seriyor. "Türkiye Selçukluları ve Osmanlı'da İslam", "İslami Bilimler ve Mod
Tükendi
İslam toplumlarında Hızır oldukça yaygın, köklü ve etkili bir külttür. Öyle ki tarih boyunca çeşitli kültür ve inançlarda, insanlar tarafından bu ölçüde anılan ve kültürel uygulamalara bu kadar işlemiş bir kişiliğe çok az rastlanır. Halk inançlarında ab-ı hayattan içerek ölümsüzlük mertebesine erişen Hızır, bütün ümit ve çarelerin tükendiği durumlarda yardıma çağırılan ve çağırıldığında mutlaka geleceğine inanılan semavi bir kurtarıcıdır. "Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez" benzeri deyişler bu inanışın bir if
Müslüman Türk devlet ve toplum geleneğinde değişik boyutlarıyla İslam'ın yeri ve işlevi konusu, belki ilk bakışta Kristof Kolomb'un yumurtası gibi basit görünebilir. Ama temelde bu, Türk devletlerinin iç ve dış politikalarını, toplumlarının yapısını doğru ve gerçekçi olarak anlamamız ve analiz etmemiz konusunda önemli ve karmaşık rolü olan bir problemdir. Bu itibarla yüzyıllara yayılan uzun soluklu bir tarih sorunsalı olarak zihniyet, kullanılan araçlar, uygulanan yöntemler ve elde edilen sonuçlar olarak ci
İslam kültür ve inanç tarihine tasavvufun yaptığı en ilginç katkılardan birinin evliya menkabeleri olduğu şüphe götürmez. Müslüman halk inançlarını hâlâ derinden etkileyen ve ona bir çeşit evliya kültü mahiyeti kazandıran evliya menkabelerinin, bu kültürün tarihî, sosyolojik, psikolojik ve folklorik açıdan incelenip anlaşılmasında birinci dereceden önemli bir kaynak grubu olduğu da açıktır. Ne var ki, önemi bu derece meydanda olan evliya menkabelerinin ne belirtilen açılardan ne de İslamî edebiyat tarihi aç
13. yüzyıl Anadolu'sunun toplumsal, etnografik, dinî ve siyasi hâli nasıldı? Tarikatlar, devlet tasavvurları, İslâm anlayışları bugünkü gibi miydi? Günümüzde -özellikle Alevî tabanda- önemli bir yeri haiz olan Babaî hareketinin/isyanının tam olarak oturduğu zemin ne idi? Orta ve Yeniçağlar Türkiye tarihindeki yeri nedir? Hareketin mensupları Osmanlı Beyliği'nin kuruluşuna nasıl ve ne gibi bir katkıda bulundular? Osmanlı sultanları ile ilişkileri nasıldı? Ahmet Yaşar Ocak'ın bu titiz çalışması, ilk baskısı
Tükendi
"Sarı Saltık, 13. yüzyılın ikinci yarısı içinde popüler İslam'ın Balkanlar'a girişine ve bunun sosyal tabanını teşkil eden bir Türk iskânına adı karışan, gerçek hayatı menkabelerle, efsanelerle iç içe geçmiş bir şahsiyettir. Onun sosyal-dinî kökeni ve şahsiyeti hakkında kaynaklar­daki değişik ve bazen çelişkili rivayet ve menkabeler ilk bakışta araştırıcının karşısına, sisler arasında kesin hatları belli olmayan bulutsu bir siluet çıkarır. Ancak dikkatli bir göz, bu bulutsu siluetin, elinde tahta kılıcıyla
Tükendi
Türkiye ve dünya tarihçiliği, Türk tarihi konusunda siyasal, kurumsal ve -özellikle Osmanlı tarihçiliğinde sosyo ekonomik alanlarda önemli araştırmalar ortaya koydu. Buna karşılık, uzun zamandan beri Türkiye'nin içinde yaşadığı, siyasete kadar yansıyan kültürel bölünmüşlüğün altında yatan, Türk tarihinin belki en hassas meselesi olan "İslam" konusunda çok yetersiz kaldı. Bu ciltteki makale ve incelemeler, Osmanlı döneminde İslam'ın siyasî, toplumsal ve kültürel hayatta bıraktığı izleri anlamaya çalışıyor; T
Tükendi
Türkiye ve dünya tarihçiliği, Türk tarihi konusunda siyasal, kurumsal ve -özellikle Osmanlı tarihçiliğinde sosyoekonomik alanlarda- önemli araştırmalar ortaya koydu. Buna karşılık, uzun zamandan beri Türkiye'nin içinde yaşadığı, siyasete kadar yansıyan kültürel bölünmüşlüğün altında yatan, Türk tarihinin belki en hassas meselesi olan "İslam" konusunda çok yetersiz kaldı. Bu ciltteki makale ve incelemeler, Anadolu Selçuklu döneminde, İslam'ın siyasî, toplumsal ve kültürel hayatta bıraktığı izleri anlamaya
Tükendi
Eserin tarihte incelenmesi gereken pek çok konuya dikkat çekmesi ve araştırmacıları bu alanlara teşvik etmesi, yazarın tarihi tahlil etmedeki ?üçüncü göz" yaklaşımı ve olayları değerlendirirken takındığı ?tarihe doğru soruları sorma" tutumu elbetteki övgüyü hak ediyor. Üstelik Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler kendi alanında önemli bir boşluğu doldurduğu gibi şimdiden klasik bir eser niteliğinde. Tufan Gündüz, Virgül, 56- 1999 Bu esaslı ve zihin açıcı çalışma gösteriyor ki zındıklık ve mülhidlik
Tükendi
Şunu kendimize hep sormuşuzdur: Neden bunca Osmanlı tarihçisi, onca yıldır inceledikleri Osmanlı İmparatorluğu'nun kimliğini ve ideolojisini inşa eden, yönlendiren, ana zeminini oluşturan bu sorun-sal üzerinde durmuyor, tartışmıyor, kısaca bu karınca yuvasına neden girmeye teşebbüs etmiyorlardı? Bazı büyük Osmanlı tarihçilerinin bile bu meseleye dair muhakkak ki söyleyecekleri çok şeyleri olmakla beraber, neden söylemiyorlardı?
Tükendi
Ahmet Yaşar Ocak, "saptırılmış tarih geleneği"ne prim vermeden kaleme aldığı makalelerinde, Türkiye'nin tarihsel, toplumsal ve kültürel geleneği içinde şekillenmiş özgül haliyle İslam'ı tartışıyor. Türk Sufîliğine Bakışlar'ın özellikle yoğunlaştığı üç isim Mevlana, Hacı Bektaş-ı Velî, Yunus Emre ve üç konu Ahîlik, Alevîlik, Bektaşîlik... Popüler olma kaygısıyla değil, derinlik kaygısıyla ve araştırmacılık ruhuyla biçimlenmiş bir kitap...
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 25 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1