Sessizce acı çekenler, acılara kör ve sağır kalanlar
Ezik, kırık, parça parça olmuş kimlikleriyle kadınlar
Unuttuğumuz, kaderlerine terk ettiğimiz, fark ettiğimizde yüreğimizin telini titreten kadınlarımız
Öyle çoklar ki
Hepsinin fotoğrafı bu yazarın kaleminin ucunda.
1939 yılından, 1952 yılına kadar, bu kitaptaki yirmi üç hikâyede okunacak, tam yirmi üç hayat yaşandı. Küçük meraklı bir kız çocuğunun yanından sakin bir dere gibi akıp gittiler...İçine benim gölgemin düştüğü bir dere gibi...Onlar benim insanlarım, aynı yağmurda ıslandığım, aynı çamura battığım, aynı güneşin kavurduğu kasabalılarım...Kendi limanında kendi gemilerini saklayan küçük kasaba, benim ve birçoğumuzun palamarlarını çözüverdi, yelkenlerimizi rüzgârla doldurmamızı izledi çoşkuyla...Şimdi sıra bende,
2007 yılında
ben içmimarım diyebilen
meslektaşlarım gerçekten şanslı!
Aman anacığım bu devletin hiç aklı yok, koltuğun kanepenin yerini değiştiriyorsun diye bu kadar para verilir mi? Vah, vah, vah! diyor büyükannem.
Yıl 1963
Ve Sümerbankın ehil personelcileri
soruyor bana;
- Mimar mısın?
- Hayır!
- Mühendis misin?
- Hayır!
- Desinatör?
- Hayır!
- Dekoratör?
- Hayır, ben içmimarım!
Ama aylığımın tespiti için gereken bu meslek ve tanımını önce büyükanneme,
sonra devlete kabul ettirmem
tam iki yılımı al
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.