Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
ÇINARALTI "Bir 'ruh hastası', iki kere ikinin beş ettiğine kesinkes inanır ve bundan mutlu olur. Oysa bir ‘sinir hastası', iki kere ikinin dört ettiğini bilir ve buna sinir olur. Ama bende her iki durum gelgitli olarak var olduğundan benim 'ruh' ve 'sinir' hastalıklarında klinik bir durumum var. Ben iki kere ikinin beş etmesinden yanayım, edememesine sinir oluyorum." Narsistik kişilik bozukluğu olan hastaların belirti tabloları genellikle kötü tarif edilmektedir; hasta da genellikle rahatsızlığın temel öze
Bir bebek, annesinin babasının yarın işe gideceğini, onların da iyi bir uyku çekmesi gerektiğini düşünmez. O an ağlar ve isteğinin yapılmasını bekler. Bir nevrotikde aynısını yapar. Tek fark; bebeğin, anne babasının bu ihtiyaçlarını bilmemesi, nevrotik kişinin ise bu ihtiyacın sadece kendisine özgü olduğunu zannetmesi, başkalarının ihtiyaçlarını göz ardı etmekte bir sakınca görmemesi ya da sadece bunu değerlendirebilecek zihin açıklığına sahip olmamasıdır. Nevrotik kişi, çok yalnızsa "Ben yalnızım, gel bir
Tükendi
Şizofreni "Psikiyatrinin büyük bir muammasıdır." (Pichot). Şizofreninin 1950'lere kadar gerçek anlamda bir tedavi yapılanması yoktu. Sinir hastalıkları arasında sayılıyordu ve sahiplerine kısaca "deli" deniliyordu. Şizofrenler her şeyi şimdiki zamanda algılıyorlar. Bu aslında güzel değimli; Psikoterapinin en önemli ilkesi de "şimdi ve burada" değimli? O zaman şizofrenler niye "deli" olsun; hayatın esas ilkesini yaşamış olmuyorlarmı? Yani mektup yazmıyorlar, telefon açmıyorlar; berber, hamama, dişçiye gitmiy
Psikolojik travma güçsüzlerin felaketidir.Kurban, yaşadığı travmadan kaynaklanan ezici bir kuvvet tarafından çaresiz bir hale getirilir. Bu kuvvet doğaya ait olduğunda, afetten söz edebiliriz. Kuvvet başka bir insana ait olduğunda ise, vahşetten söz edebiliriz.Travmatik olaylar insanlara kontrol, bağ kurma ve anlam duygusu veren olağan davranış sistemlerini altüst eder. Travmatik olaylar nadir olduklarından değil, tersine insanın hayata olağan uyumunu altüst ettiği için olağan dışıdır. Sıradan talihsizlikle
Tükendi
Karizma, Eski Yunan uygarlığına uzanan bir geçmişe sahiptir ve Eski Yunanca ‘ilahi ilham yeteneği (divinely inspired gift)" anlamını taşır. Hıristiyanların kutsal Kitabı olan İncil'de de zikredilen bir kavramdır. Bu kavram eski Yunan felsefesinde hediye veya bağış anlamında kullanılan "gift" kelimesinden türemiştir. Bununla birlikte, kavramı yönetim ve işletme literatürüne sokan ilk kişinin, Bürokrasi Modeli'nin kurucusu Max Weber olduğu genel kabul gören bir düşüncedir. Max Weber, otorite biçimlerini serg
Tükendi
Bilişsel - davranışçı yaklaşım; şimdiki zamana odaklı, kısa süreli, aktif ve yapılandırılmış bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. (Beck ve Weishaar, 1989; Dattilio ve Freeman, 1992; DeRubeis ve Beck, 1988 ve Patterson ve Watkins, 1996) Tıpkı Akılcı - duy-gusal- davranışçı danışmada (rational - emotive-beha- vioral theraphy) olduğu gibi, bilişsel- davranışçı yakla-şım bilişlere, düşüncelere ağırlık vermenin yanında, danışma sürecinde duygu ve davranış boyutuna da değinir. Psikolojik rahatsızlıkarın açı
Tükendi
Prof. Dr. Mustafa keskin, kabadayılılığın babayiğitlik, ağabeylik olduğunu ifade ederek kabadayılığın esas anlamıyla mert, cesur, atılgan, geleneklerine bağlı, vatanını seven ve koruyan kişiler olduğunu söyledi. Kabadayılar kılık kıyafetlerine dikkat eder toplumdaki diğer bireylerden farklı görünmemeye özen gösterirlerdi. Fakat genellikle pardösüsüz gezmezlerdi. Çünkü koltuk altında, bellerinde silah taşırlar, bunu da bir gösteri vasıtası yapmazlardı. Hiç biri mesleklerinde sivrilmek iddiasında değildi. Çoğ
Tükendi
Yetişkin bireylerin sağlıklı ruh dinginliğine erişmesinde çocukluk yıllarından itibaren kazandırılan yetiler bireyin kendini gerçekleştiren ve gereksinimlerini doyururken ilkeli, çatışmayan, çözüm sunan, iradeli, özsaygısı mutlak, toplumsal saygıdan uzak olmayan onurlu ve erdemli bir kişiye ulaşmada sorumluluk prensibi en etkin karakter özelliğidir. Anne-Babalar, Öğretmenler ve Rehber Öğretmenler Sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmede üzerine düşeni yapmak için sorumluluğu tanımalı kaynağını ve verme şekl
Tükendi
Güdülenme kaynağı olarak İslam'ı öne sürseler de teröristlerin en büyük zararı İslam'a ve onun inananlarına verdikleri çok açık. Bu kıyametideolojisi sözüm ona karşısına aldığı hegemonik düşünceyi aslında bire bir taklit ediyor. Geçmişe ve geleneğe saygı duymuyor, uygarlığındüşünce ve irfan uğraklarında hiç soluklanmıyor. ?Biz ve onlar' üzerinden paranoid bir imgelemi yeniden üretiyor. ?Onlar saf kötüler ve bizsaf iyileriz, onlar bizim yaşama biçimimize saldırıyor' tarzı bir düşünce, bu asimetrik savaşın he
Tükendi
Bilim adamları sevgi güdüsünün doğumla birlikte başladığını söylemektedirler. Bu durum sevginin kaynağını ortaya koyma açısından önemli bir başlangıç noktasıdır. Bu noktadan hareketle sevginin ilk insanın var olmasıyla beraber başladığını söylememize katkı sağlayacaktır. İlk zamanlar insan yalnızlık hisseder kendisi ile baş başadır. Daha sonra kendinin dışındaki varlıklar ve nesneleri tanıdıkça onlarla bir takım ilişkiler içerisine girer. Bu ilişkilerde eğer bir sevgi ifadesi yoksa insan tekrar yalnızlığın
Tükendi
Saygı; değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram: "insanlara saygıyı yitirdin mi yandın bittin, on paralık oldun demektir." (Y. KEMAL). Bir başka ifadeyle saygı; başkalannı rahatsız etmekten çekinme duygusu. Sevgi ve bağlılık kanşımı bir duygudur. Hürmet göstermektir. Birinin önemsenmesinden, üstün görülmesinden kaynaklanan ve o kişiye değerini belirtecek biçimde davranılmasına seb
Tükendi
Prof. Dr. Mustafa keskin, kabadayılılığın babayiğitlik, ağabeylik olduğunu ifade ederek kabadayılığın esas anlamıyla mert, cesur, atılgan, geleneklerine bağlı, vatanını seven ve koruyan kişiler olduğunu söyledi. Kabadayılar kılık kıyafetlerine dikkat eder toplumdaki diğer bireylerden farklı görünmemeye özen gösterirlerdi. Fakat genellikle pardösüsüz gezmezlerdi. Çünkü koltuk altında, bellerinde silah taşırlar, bunu da bir gösteri vasıtası yapmazlardı. Hiç biri mesleklerinde sivrilmek iddiasında değildi. Ço
Tükendi
Dostluk, kişiliğin önemli bir parçasıdır. Dostluk kavramı sevgi, saygı, yardımlaşma, paylaşma, fedakârlık, özveri, güven, hoşgörü gibi birtakım insanî değerleri içerir. Birbirileriyle dost olan insanlar arasındaki bağ, kan bağı değil yürek bağıdır. Bu önemli ve anlamlı duygunun insan yaşamının ilk dönemlerinden itibaren var olması ve karşılanması gerekir. Yapılan araştırmalar bebeklerde bile sosyal ilgilerin, etkileşimlerin olduğunu ortaya koymuştur. İnsan yaşamının devamı için fizikler ihtiyaçlann yanı sır
Tükendi
"Hiçbir şey beceremiyorsan, ölmeyi de mi beceremiyorsun?" Bu sözlerin kulağında son kez yankılandığından emindi. Gordiyon düğümünü çözen İskender edasıyla tüm soruları ve yaşamı bitiriyordu. Ne kadarda uzun sürmüştü bu ölüm yolculuğu. Ölmek niye zordu, niye günahtı? Özgür insanın eriştiği en son nokta değil miydi, kendi hayatına son verebilme erki ve özgürlüğü?
Tükendi
Dostluk, kişiliğin önemli bir parçasıdır. Dostluk kavramı sevgi, saygı, yardımlaşma, paylaşma, fedakarlik, özveri, güven, hoşgörü gibi birtakım insani değerleri içerir. Birbirileriyle dost olan insanlar arasındaki bağ, kan bağı değil yürek bağıdır. Bu önemli ve anlamlı duygunun insan yaşamının ilk dönemlerinden itibaren varolması ve karşılanması gerekir. Yapılan araştırmalar bebeklerde bile sosyal ilgilerin, etkileşimlerin olduğunu ortaya koymuştur. İnsan yaşamının devamı için fizikler ihtiyaçların yanı s
Tükendi
Sahip olunan değerler kişinin toplum içerisindeki konumunun belirlenmesinde etkili olmaktadır. Bu değerler sayesinde birey, diğer insanlar ile etkili iletişime geçebilir ve sosyal konumunun belirlenmesi için uygun bir zemin hazırlayabilir bir eğitimci grubuna göre, bu özelliklere sahip değerler siteminin fonksiyonlarını şöyle sıralamaktadır: 1. Bireye amaç ve yön tayin eder. 2. Bireysel ve toplumsal faaliyetlerin esaslarını ve genel yönünü verir. 3. Bireylerin davranışlarını yargılamaya yardımcı olur. 4
Tükendi
Bilim adamları sevgi güdüsünün doğumla birlikte başladığını söylemektedirler. Bu durum sevginin kaynağını ortaya koyma açısından önemli bir başlangıç noktasıdır. Bu noktadan hareketle sevginin ilk insanın var olmasıyla beraber başladığını söylememize katkı sağlayacaktır. İlk zamanlar insan yalnızlık hisseder kendisi ile baş başadır. Daha sonra kendinin dışındaki varlıklar ve nesneleri tanıdıkça onlarla bir takım ilişkiler içerisine girer. Bu ilişkilerde eğer bir sevgi ifadesi yoksa insan tekrar yalnızlığı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1