Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ZİHİN EVRENİ Türk Dinî Musikisinin 200'ü, "Kavram Haritaları Serisi"nin ikinci seviye kitaplarından biridir. Bu seri, alanla ilgili ilk seviyeyi tamamlamış okurlar için hazırlandı. Terimlerin rahat kavranması için 100, 200 ve 300 kelimelik gruplar esas alındı. Her seride, bir önceki seriden farklı kelimeler seçildi. •Türk dinî musikisinin kavramlarını, sıkılmadan ve akıcı bir şekilde okuyabileceksiniz. • Kavramları kısa ve net bir biçimde öğrenmenin keyfine varacaksınız. • Kavramlar önem sı
İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ZİHİN EVRENİ Türk Dinî Musikisinin 100'ü, "Kavram Haritaları Serisi"nin kitaplarından biri olarak hazırlandı. Bu seri, dinî ilimlere ait kavramları 100, 200 ve 300 kelimelik bölümlere ayırarak açıklamayı hedeflemektedir. • Türk dinî musikisinin temel kavramlarını, sıkılmadan ve akıcı bir biçimde okuyabileceksiniz. • Kavramları kısa ve net bir biçimde öğrenmenin keyfine varacaksınız. • Harf sırasına göre değil, önem sırasına göre bir akış tercih edildiği için kavramları kolayca anlayabilec
İmam-ı Rabbani'nin oğlu olan Muhammed Ma‘suum Sirhind'i, 16. yüzyılın başlarından itibaren Hindistan alt kıtasında Nakşbendiyye'nin bir kolu olarak tarih sahnesine çıkan Müceddidiyye ekolünün önde gelen ikinci büyük ismidir. Muhammed Ma‘sum'un Mektubat'ı, Nakşbendîliğin Müceddidiyye kolunun 17. yüzyıldan itibaren hem silsile/ ekol hem de tasavvufî düşünce ve pratiği açısından nasıl konumlandığını gösteren çok orijinal bilgi ve belgelerdir. Müstakimzade Süleyman Sadeddin'in yaptığı bu çeviri, Mektubat
Ortalama tarih bilgisine sahip pek çok insan, Roma İmparatorluğu'na karşı Spartaküs önderliğinde M.Ö. 74-71 yıllarında başkaldıran Romalı kölelerin isyanından haberdardır. Ama pek çok tarihçi, Aşağı Mezopotamya'nın bataklıkları içinde çalıştırılan zenci kölelerin M.S. 869-883 yılları arasında Abbasilere karşı isyanının ismini bile duymamıştır. Basralı büyük toprak sahipleri tarafından bataklığın ortasındaki güherçile ocaklarında şekerkamışı ve pirinç tarlalarında çalıştırılmak için Doğu Afrika'dan (Zengibar
Tükendi
İmam-ı Rabbânî'nin oğlu olan Muhammed Ma‘sûm Sirhindî, 16. yüzyılın başlarından itibaren Hindistan alt kıtasında Nakşbendiyye'nin bir kolu olarak tarih sahnesine çıkan Müceddidiyye ekolünün önde gelen ikinci büyük ismidir. Muhammed Ma‘sûm'un Mektûbât'ı, Nakşbendîliğin Müceddidiyye kolunun XVII. yüzyıldan itibaren hem silsile/ ekol hem de tasavvufî düşünce ve pratiği açısından nasıl konumlandığını gösteren çok orijinal bilgi ve belgelerdir. Müstakîmzâde Süleyman Sadeddîn'in yaptığı bu çeviri, Mekt
Tükendi
İmam-ı Rabbani’nin oğlu olan Muhammed Ma‘suum Sirhind'i, 16. yüzyılın başlarından itibaren Hindistan alt kıtasında Nakşbendiyye’nin bir kolu olarak tarih sahnesine çıkan Müceddidiyye ekolünün önde gelen ikinci büyük ismidir. Muhammed Ma‘sum’un Mektubat’ı, Nakşbendîliğin Müceddidiyye kolunun 17. yüzyıldan itibaren hem silsile/ ekol hem de tasavvufî düşünce ve pratiği açısından nasıl konumlandığını gösteren çok orijinal bilgi ve belgelerdir.Müstakimzade Süleyman Sadeddin’in yaptığı bu çeviri, Mektubat’ı
Abbasilerin iktidara gelişiyle, bir çok sebebin etkisiyle müslümanlar Mezopotamya, Mısır, Asur-Babil, Grek ve Hint medeniyetlerinin fikrî ve ilmî mahsullerinden istifade etmeye yönelmişlerdir. Müslümanların kendi evrensel medeniyetlerini kurarken, daha öncekilerin tecrübelerinden esaslı bir şekilde faydalanabilme amacına yönelik olarak Abbasiler tarafından Bağdat´ta Beytü´l-Hikme kurulmuştur. Daha önce İskenderiye ve Cundişapur´da olduğu gibi, burada da çoğunlukla tercüme ve yüksek seviyeli ilmî ve fikrî ar
Her şeyden ve candan geçtim. Bir damla su, bir damla gözyaşı idim, denize intikal ettim." Arkasında bıraktığı hayat kendisi için cehennemden farksızdı. Yaşayamadığı duyguları, söylemediği sözleri, gerçekleştiremediği hayalleri vardı. Her şeyi arkaya atarak girmişti istediği kapıdan, Mevlevîhaneden içeriye. Osmanlı'nın son dönemi ve Cumhuriyet'in başlarında yaşayan, Diyamandi'den Yaman Dede'ye değişen ismiyle birlikte mesleğini, evini ve ailesini, dinini, hayatını kısaca her şeyini baştan kuran Hristiyan bir
Tükendi
Tıraş olup, güzelce giyindim. İlçemize gelen yabancı bir profesör, konferans verip, yapılacak yatırımlar hakkında görüşmeler yapacakmış. Sokakta rastladığım birkaç tanıdığa gülümseyerek selam verip, konferansın verileceği salona girdim. İlçemizin ileri gelenleri için ayrılan yerde benim de sandalyem var. Sessizce yerime oturdum. Salon ağzına kadar dolu. Biraz sonra profesör bilmem ki, alkış tufanı arasında masaya geldi. Coşkun tezahürata, ellerini kaldırarak, biraz da eğilerek karşılık verdi. Hafif göbeği
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1