Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Sesler ve görüntüler, kalıcı izler mi? Büyük, baş edilmez bir korku bana onları toplattırıyor öteden beri. Toplamaktan vazgeçebilecek ölçüde dinginlik bulacağım bir eşik çizeceğim, umudum beni hırpalıyor, yoruyor. Beklemekse, içeride bir yerde, ola ki henüz uzakta, kendimin bekçisi, korkuluğu, totemi olabilirim de. Kendimin maketi, taşlaşmış gövdesi, hareketsizliğinde kıpır kıpır ifadesi. Bir tek bilgi yetiyor ama, dik tutmaya çalıştığım duyguları yıkmaya: Nöbeti devraldım, devredeceğim, bunu yadsısam bile:
“Yılda irili ufaklı birkaç yüz ziyaret gerçekleşiyor çalışma odamda. Yalnızca insanlar mı, hayır: Yapılar ve yapıtlar, olaylar ve nesneler de. Hep sevdim dolaşmayı. Dolaşmak, biraz da dolmak. Yazmak, boşalarak içini doldurmak. Bir bakıma ‘devriâlem’ olarak görüyorum kurulan ağı: Coğrafya’nın mı içinde bir tek, hayır Tarih’in, geniş zamanların da.” Enis Batur’un yeni içbükeyler toplamı Alacakaranlıkta Elyordamı. Her zaman olduğu gibi edebiyattan sinemaya, plastik sanatlara; yazardan yönetmene, r
Yedi-sekiz yıl önceydi, Ankara'da Ulus Meydanı yakınlarındaki Kediseven Sokağı'nın adı değiştirilince, Orhan Duru'nun Soyut dergisinde incelik dolu bir yazısı çıkmıştı. Hayli sonra, onun 1950'lerde bu sokak üzerine bir de şiirini görüp okuyacaktım. Nurullah Ataç da, Günce'sinde Kediseven Sokağı'ndan sözeder: "Bunlar güzel adlar doğrusu, ne var ki kolay değil böylesini bulmak. Böyle adları kolay kolay bulamadıkları için de ölüleri düşünüp odalarını koymaya kalkıyorlar." Yanılıyormuş Ataç, bu satırları yazışı
Nedir Kravat? Maktûlü kaybolmuş, dolayısıyla faili meçhul bir cinayet anlatısı mı? Cumhuriyet tarihinin, kravat takmayı zorunlu kılanlarla kravat takmayı reddedenler arasındaki kıyasıya mücadeleden ibaret olduğunu savunan bir siyasal yorum mu? Yoksa, ortalama yüzyirmi santimetre boyundaki bir kumaş kesitinin anatomisi mi? Enis Batur, "Fugue Sanatı üzerine bir roman denemesi" altbaşlığını taşıyan Acı Bilgi´den, "Örgü Teknikleri üzerine bir roman denemesi" altbaşlığını taşıyan Elma´dan sonra, Kravat´ı "roman"
Hayvan mezarlığına gömülmeyi yeğlerdim kesinkes. Hulusi'ye sırlanmak tabiî ilk tercihim olurdu. Bizim gibilerin yeri, sonra, orasıdır.
Tükendi
Yaşayan en "değerli" ressamlar arasında başı çeken Pierre Soulages için Louvre Müzesi'nde 2019'dan 2020'ye geçerken bir retrospektif sergisi düzenlendi. Enis Batur, 20 yıl önce ustayla yaptığı bugüne dek okura ulaşmamış bir söyleşi etrafına Simsiyah'a övgü ördü.
Gülünecek bir şey yok, oysa gülüyoruz. Üstelik: Gülüyoruz, ama canımızı acıtıyor gülmek. Bütün renklerden gülüyoruz, bir de siyah, simsiyah bir gülüşümüz var. Andre Breton, Kara Mizahı "aydın kişinin tek lüksü" sayıyor. Hayatında başka hiçbir lükse yer açmamış insanlar için bu sert, amansız söz yağmuru önemli bir sığınak. Enis Batur'un hazırladığı, Dünya Edebiyatından ve Türk Edebiyatından en gözü pek örnekleri bir araya getiren Kara Mizah Antolojisi, yirmi yıla yakın bir süredir bu konudaki tek kaynak. Kar
İnziva Burçları'nın altbaşlığında "quartet" yazıyor : "Bir Varmış Bir Okmuş" + "Plati" + "Mekik" + "Sır" dörtlüsü, bir toz bulutu mahşerinde yaşamaya diklenerek dikkatle geri çekilmeyi seçmenin ufuk çizgisini tarıyor – burçların arkasında korunası değerlerimiz var. Bir meydan, bir ada, bir tımarhane hücresi, bir dağbaşında kayıt stüdyosu : Zorunlu ile gönüllü arası inziva halleri üzerine seferi metinler. Kişi, kendisini kuşatan kem dünyaya mesafe koyabilir mi ?
Tükendi
Pasaport Damgaları yola düşmenin, yolda olmanın ve kendi içinde yol almanın kesintisiz izleğinde ilerleyen bir yolculuk günlüğü. Bu kitap, Enis Batur'un 1987 ve 2006 arası, yirmi sene boyunca tuttuğu defterlerini bir araya getiriyor. Berlin, Madrid, Roma, Saraybosna gibi şehir ziyaretleri yanında, her sene uzun zaman geçirdiği Paris'te sosyal ve mekânsal belleği lirik merceğiyle ve kalemiyle kâğıda döküyor. Sadece yol izlenimleriyle de kalmıyor Pasaport Damgaları, yirmi seneyi kapsayan bir yazı seyrüsefer
"Adalı, adalıdır. Bir gün çekip gitmeyi aklından geçirse, çekip gitse de, sonuçta adalı kalır, adasını arar, onun rahmidir burası. Ada yerlileri onlardan oluşur, adasını büyük bir ev olarak görenlerden. Benim gibiler, tuhafın tuhafı: Bütün adaların çekim gücüne kapılmış, bir tek kendi adalarında karar kılamayanlar. Adalı doğmamışım, her ada benimkisi olabilir. Olasıya, ada ada dolaşıyorum. Hangi adadaysam bir başkasını düşleyerek. İşte Büyükada'da, önümde Plati defteri, aklımda elli yıl arayla iki Capri
"Dışımızdaki dünya serttir, durmadan yüzümüze yabancılığımızı çarpar; bu nedenle, meraklarımızın dümen suyunda kendi kıyımızdan uzaklaşma yolunu tuttuğumuzda bir an önce dönmek isteriz: Düzenimizi, sırasını koruduğumuz herşeyi, alışkanlıklarımızın ısısını ararız; bizi bir süreliğine boşlukta tutan, orada sallayan geçicilik statüsünden kalıcı halimize çok geçmeden geri geleceğimizi bilmesek erinç duygusunu yitirmekten korkardık sanırım." "Bir fetret döneminin içinden geçiyoruz, herkesin duracağı yeri seçmes
Enis Batur, yüzü aşkın kitabıyla çağdaş edebiyatın en önde gelen yazarlarından biri. Yazar, alabildiğine deneysel, alabildiğine geniş bir kültürel perspektifte sürdürdüğü yazı macerasını, bir labirente, o labirenti de türlerarası maceraya açık tutmaya devam ediyor. Smokinli Berduş, Enis Batur'un 1974 - 2000 arasında şiir üzerine kaleme aldığı eleştirel denemelerini kapsıyor. Smokinli Berduş'un en önemli özelliklerinden biri, tıpkı Ece Ayhan üzerine yazdığı Tahta Troya'da olduğu gibi, Batur'un aynı zamanda
Tükendi
Enis Batur, "kültür iktidarı"nın dillerden düşmediği bir dönemde, yeni denemeleriyle, kültürün has değerlerinin ancak muhalif bir duruşla elden ele geçebileceğini savunuyor.
Herculine Adélaïde Barbin, Alexina B. ya da Abel Barbin... Bu hermafrodit, on dokuzuncu yüzyılda çokça tartışılan "kimlik avının" kurbanlarından yalnızca biriydi. Alexina B.'nin erkek kimliğini elde ettikten sonra yazdığı Anılarım, cinsel kimlik arayışının bir mesele haline geldiği on dokuzuncu yüzyıl gerçekliği içerisinde, metni yüz yıl sonra sağlık bakanlığı arşivlerinde keşfeden Michel Foucault'nun tabiriyle tarihi bir belge niteliğindedir. Alexina B.'nin resmi olarak cinsiyet değişikliğine onay veren
Tükendi
Uyurken bile refleksleri devrede olan kediler vardır. O kediler ne kadar "dalgın"sa Yumurtalarını Kollamak başlıklı "yeni dalgınlık kursları"nda okurlarına o kadar dalgınlık vaat ediyor Enis Batur. Kitap sayfalarından duvar yazılarına sıçrayan bir dikkatle kedimetinler iliştiriyor. Her şeyin her şeye bağlandığı denemelerinde damıtıyor, aktarıyor, çıkarıyor, bağdaştırıyor, iliştiriyor, uyanık kalma iradesine sesleniyor okurun(un). Her şeyin üst üste yığıldığı günümüzde, yumurtaları kollamak için, bir mayı
Hayatım kitapların arasında, ortasında geçti. Birkaçını yazdım, birçoğunu yaptım, daha çoğunu okudum, okumak için edindim, edinmek için elledim, sayfalarını karıştırdım, evimin duvarlarını kaplamalarından zamanla bir tür güvence duygusu yonttum. Neredeyse bütün düşüncelerimin, duyularımı harekete geçiren kıvılcımların kaynağında, kökünde, kuyusunda yer aldı kitaplar. Korktumsa, en çok onlardandır; şüpheler içinde kendi kendimi ve başkalarını kemirdiysem, onlardan. EnisBatur, yeni şiir kitapları A Capell
Alberto Manguel, "Yedi Temel Günah" antologyasının ithafında "bir sekizincinin varlığını bilen Enis'e" notunu düşmüştü; bu kitap oradan boyattı: Alberto, Enis,başkaları – hepimiz yedi temel günâhın altında yeralan asal günâhın Tecessüs olduğunu yolda öğrenmiştik: Merak ediyorum, ergo sum; öyleyse sen busun.
Bak, diyor karga Gak diyor şairler.
"Edebiyatımızda eşine benzerine rastlanmamış bir ‘kendini gözünün önünden ayırmama' kalkışımı. Tanpınar, o ayna görür görmez yüzüyle gözüyle oynaşan adam, defterini açtığında beyaz duran zeminini mürekkep lekeleriyle karartıyor, bundan önemlisi bakışına yeretmiş, karamsar mercekle aynayı, Mallarmé'nin sözünü ettiği yansıtıcı siyah mermere dönüştürüyordu."
Tükendi
Balıkların sessizliğine ilişkin bir şüphe seziyorum, bu sorunun altında. Büyüklerin kuşkuculuğunun çocuklara da bulaşması ne acı verici. Hayır: Bir balık başka bir balığa onu sevdiğini söylemez. Onlar, çünkü, biribirilerine karşı yansızdırlar. Bir kayıtsızlık anlamı çıkarılmamalı buradan, hemen: Balıklar biribirilerine dokunur, biribirileriyle oynar, biribirilerini yerler. Ne iyilik yönlendirir onları, ne kötülük. Kimileri safdil, kimileri kurnaz değildir. Bir balık, hepsi hepsi, ötekinin sonsuzluğudur. Onl
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1