Aranızda şu anne babaları anlayan var mı? Doğrusu ben hiç anlamıyorum. Bir dedikleri diğerini tutsa, söyledikleriyle yaptıkları uyuşsa ne güzel olur, değil mi? Örneğin benim babam, Yaşamda paradan daha değerli şeyler vardır. deyip durur. Sonra da, Tutumlu ol, paranın kıymetini bil. diye söylenir. Annem deseniz başka âlem. Sonunda şu değersiz kâğıt parçaları nasıl kazanılırmış öğrendim. Formülünü cadılık defterime gizledim. Bilmek istiyorsanız eğer, haydi açın kitabın kapağını. Cadılık Parayla mı? siz verin
Merhaba! Benim adım Tuğçe... Nedense, bana küp cadısı derler genelde... Kim ne derse desin umursamayın. Benim işim iyilik yapmak, bunu böylece bilin. İyi ki ağabeyimin sözünü dinleyip, tıpkı izciler gibi her akşam, ´Bugün ne iyilik ettim? ´ diye düşünmüşüm. Sonra da yaptıklarımı bir bir yazmışım. Yazmışım da üç defteri doldurup dördüncüye bile başlamışım. Ne o inanmadınız mı? İşte kanıtı. ´Bugün Ne Cadılık Yaptım? ´ kitabının sevimli kahramanı Cadı Tuğçe´nin son serüvenleri...
(Tanıtım Yazısından)
Dünyanın canı çok sıkılıyordu. Milyonlarca yıldır böyle birşey görmemişti. İçin için kuruduğunu duyumsuyordu. Yüzü gözü çatlamış toprakları kavrulmuştu. Eski güzelliğini yitirdiğini düşünüyordu. Evet, çok yaşlıydı, ama başına gelenlerin yaşıyla ilgisi yoktu. Oysa İnsanoğlu ona Mavi Bilye adını takmıştı. Gerçekten de bir zamanlar masmaviydi... Denizleri, okyanusları, gölleri, dereleri çevreye mavi ışıltılar saçardı. Evrendeki en güzel gezegendi.
Sevimli fok Copcop kocaman bir kayanın üzerine uzanmış güneşleniyordu. Kapkara gözleriyle den,izin üzerinde oynaşan ışıklara dalmış, gitmişti. Güneş ışınları dalgaları aşıp suyun dibine kadar ulaşıyordu. Sanki suyun altında kocaman bir fener yanar gibi derinlikler aydınlanmıştı.
Sıkıntıyla içini çekti. Çoktandır kendini yalnız hissediyordu. Çevrede çok az arkadaşı kalmıştı. Bir an eski günler gözünün önüne geldi. Eskiden ailesi ne kadar da genişti. Hep birlikte denize dalıp çıkarak dalgalarla oynarlardı
Çok çok uzak bir ülkede, çok çok küçük bir köy vardı. Bu köyün adı Şaka Köy`dü. Fakat bu adı kim koymuş, niye koymuş bilinmiyordu. Çünkü köyde kimsenin yüzü gülmüyordu.
Cemo, sevimli mi sevimli, akıllı bir çocuk. Bu yıl okula yeni başladı. Çok da çalışkan Sınıfta herkesten önce okumayı öğrendi. Kitap okumayı, resim yapmayı çok seviyor.
NİYE SEVGİNİN MIRNAVCASI?
Çünkü, sevgi tüm duyguların en önemlisi... Hangi yaşta olursak olalım, çevremizde bizi sevenlerin bulunması yaşama daha güvenli bakmamızı sağlar. Bu öylesine büyülü bir enerjidir ki, severek suladığımız bir çiçeğin renklerinin çok daha parlak, çok daha canlı olduğunu fark ederiz. Sevgiyle büyüyen çocuk, çevresindekilerle daha uyumlu, yaşamla barışık ve başarılı bir insan olur.
İnsanın sevildiğinii bilmesi gerçeten çok güzel. Sevmek ise ondan da güzel. Sevmeyi bilen kişi mutluluğu
Ormanın içlerinde Koca bir yılan vardı
Herkes ondan çok korkar
Yaklaşmazdı.
Oysa o zavallıcık
Yalnızlıktan bıkmıştı
Dost bulmak umuduyla
Yollara koyulmuştu.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.