Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 37 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Babası fabrikatör olan Mehmet sınıfın, sitenin ve oturdukları mahallenin en haylazıdır. Köpeklerin kuyruğuna teneke bağlar, gece karanlığında sitenin çiçeklerini söker, sınıfa kedi ve pilli fare soktuğu bile olur. Sıralara sürdüğü yapışkan ise ayrı bir zevk verir ona. Her şey istediği gibidir. Anne ve babası onunla ilgilenmemektedir. Bu sırada babası farklı hesaplar peşindedir. Bankalardan kredi çekmekte, fabrikada çalışan işçilerin maaşlarını vermemekte, eşiyle yurt dışına kaçma hazırlığı yapmaktadır. Para
Hayatı güzel yapan çok şey vardır. Yeter ki farkında olalım. Hayat paylaşmak içindir. Sevgimizi, duygularımızı, yiyeceğimizi paylaşmak gibi. Paylaşılan her şey eksilirken paylaştıkça çoğalan tek şey sevgidir. Her gün yeni bir olay yaşar, yeni arkadaşlar ediniriz. Çevremizde bizimle dost olmaya hazır birileri daha vardır: Kuşlar. Özellikle muhabbet kuşları, bülbüller, kumrular, güvercinler... Ötüşleri, konuşmaları, kanat çırpışları, taklaları, gökte kavis çizerek uçuşları... İşte bir dost, bir arkadaş yakı
Cin İkizlerin bu sefer de canları çok sıkılmaya başladı. Bir şey yapmaları gerekiyordu. Boş durmaya hiç alışık değillerdi. Çok geçmeden Sunanın aklına bir fikir gelmişti bile Hemen Tunaya yaklaşıp düşüncesini büyük bir ciddiyetle açıkladı: -Bak ne yapalım biliyor musun? Hani gazetenin çocuk sayfası var ya? -Evet var! Ne olmuş? -Oraya bir mektup yazalım. Kendimizi tanıtalım. Bizim gibi ikiz olan çocuklarla tanışmak ve mektuplaşmak istediğimizi söyleyelim. Beğendin mi? -Beğendim Çok güzel! Ama gazete biz
Ortaoyununun baş komiği dilimli, sarıklı bir kavuğu ve kırmızı çuhadan yapılmış kaftanı ile Kavukludur. Oyun kuruluşunu her ne kadar Pişekâr düzenler ise de bütün hareketlerin, konuşmaların Kavuklu ile bağlantısı olacaktır. Çünkü güldürücünün düğümü Kavukluda çözülmektedir. Kavuklunun kambur veya cüceden Kavuklu Arkası denilen bir de yardımcısı bulunur. Mesela beraber yürürlerken Kavuklu aranarak sorar: Fener nerede? Kavuklu arkası da Kavukluyu anlamaz, yanlış anlar: Fener mi? Balattan önce! Hay All
Tükendi
Ünver Oral tarafından, aynı isimle mikrofonik tiyatro olarak düzenlenip kaleme alınan Börekçi Güzeli, İstanbul Radyosunda banda alındıktan sonra ilk defa 19 Ekim 1972 tarihinde bir ramazan akşamı yine İstanbul Radyo- sunda daha sonra da TRTnin diğer istasyonlarının belirtilen programlarında yayınlanmıştır. Eser, radyo tiyatrosu olarak da dinleyiciler tarafından çok beğenilmiş ve sevilmiştir.
Tükendi
Karagöz gösterilerinin ana malzemesi tasvir yani perdede oynatılan hareketli resimlerdir. Tasvirler yüzyıllardır deriden yapılmış ve böyle devam etmektedir. Ancak ülkemizde bu imalâtı yapanların sayısı gittikçe azalmaktadır. Plâstik tekniği ise ayrı bir Karagöz gösterisi değil farklı bir malzeme kullanımıdır.
Tükendi
Karagözün yaşatılması ve geliştirilmesinde muhakkak ki ilk ve ana kaynak bu gösterileri tek başına gerçekleştiren sanatkârlardır. Giderek hızla azalan bu kaynaktan sonra gerekli malzeme ise yeni bir repertuvardır. Ancak Karagöz oyun metni (piyesi) yazanların bulunmayışı ve az sayıdaki çalışmanın yazarının da perde arkası tekniği ile konunun özünü bilmemeleri veya kavrayamamaları sebebi ile yeni metinler sahnelenememektedir.
Tükendi
Ayşe, Fatih ve Ali üç kardeşler. Birlikte iş yapmayı çok seviyorlar. Bir yaz tatili başlangıcında ne yapacaklarını düşünürlerken kuklacılık yapmayı konuşurlar. Ali önce sıcak bakmaz. Çünkü böyle bir şeyi yakın çevresinde yapan biri yoktur. Kimden öğrenecek, kim onları seyredecektir? Fakat ablası daha bir isteklidir. Çünkü kukla gösterisi üzerine bilgisi vardır. Ayrıca istekli olduktan sonra çoğu şeyin öğrenilebileceği ve yapılabileceği kanaatindedir. Nitekim Ayşe hayallerini gerçekleştirmeye başlar. Ali y
-Kediler belli zamanlarda tüy değiştirirler ve tüylerini fırsat buldukça sık sık yalayarak temizlerler. Kediler evde pişen hemen her yemeği yerse de bazıları dondurma, zeytin, leblebi... gibi değişik şeyleri de yiyebilirler. -Şeyi de yazıyor mu? -Neyi? -Ne kadar yaşıyorlarmış? -Ne kadar, ne kadar? Tamam, zaten o bilgiye gelmişim... Bak yazıyor! Kediler ortalama ondört yıl yaşarlarmış... Ama yirmibir yıl yaşayanlar da varmış... Devam ediyorum! Günde iki kere yemek yemeleri yeterliymiş... Sonraaaa, hamilelik
Çevre konulu Ah Şu İnsanlar tiyatro metni, dünyanın bugününü ve geleceğini okuyucunun gözleri önüne sermektedir. Tarih Dede, Nasreddin Hoca, Keloğlan ve Dünyanın baş rolde olduğu kitapta insanlardan şikayetçi olan bir dünya karşımızdadır. Günübirlik olayların geleceğimizi nasıl etkileyeceği konuşmaların aralarında net bir şekilde okuyucuya verilmektedir. Tarih Dede, Nasreddin Hoca ve Keloğlan üzerlerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirip düşündürürken, güldürmeyi de ihmal etmemektedirler.
Dünya!.. Ormanları, tarlaları, bahçeleri ile toprak... Denizleri, ırmakları, dereleri ve şırıltıları ile su... Rüzgârı, ozon şemsiyesi, uçurtmaları ile hava... Bulutları, yağmuru-karı, güneşi-ayı ve yıldızlarıyla kucaklaşıp denizi, toprağı ve havasıyla yaşamak... Fakat sırıtan gerçek nedir? Toprakta, havada, suda: kirlilik! Azalan ormanlar, verimsizleşen toprak, kokuşan su... Erozyon, şehirleşme, tarım ilaçları, hastalık, açlık, nüfus artışı, çöpler... Kendi geleceğini yok eden insan! Bu dünya sadece bir k
Tükendi
Bu kitap elinizde olduğuna göre, siz de Karagözü çok sevenlerden birisisiniz! İyi seçilmiş kitaplarla bilgili, kültürlü, doğru düşünen, güzel konuşan, güzel yazan, dinlemesini bilen, yazıları düzgün ve doğru okuyan bir insan olursunuz! Biliyor musunuz ki, neşeli olmak herkes için çok güzel ve faydalıdır. Neşe denince de akla elbette Karagöz gelir. Karagözün şiirleri, şarkıları, karikatürleri, fıkraları, resimleri, gösterileri vardır da hikâyeleri neden olmasın? Kitaptaki hikayeler, perdede gösteri yapmak
Karagöz ve Hacivad, felsefi derinliğini tasavvufi köklerinden alır. Oyunun temel amaçları olan perde, gölge ve ışık kaynağı, aynı zamanda vahdet-i vücud düşüncesini işaret eden remizlerdir. Oyun, bu dünyanın bir gölgeler alemi olduğunu işaret eder. ...
Tükendi
Artık can öğretmen yoktu. Evin dört bir yanında kitaplar vardı.Miras olarak Gül hanıma sadece maaşı kaldı. Evin uygun yerlerinde ödülleri dizili idi. Gül hanım duvarlara çiviler çakarak kuklaları,Karagöz ve Hacivat ile arkadaşlarını sıraladı.Onlarda öksüz kalmışlardı.Kalan boş yerlere ise Can öğretmenin yazdığı şiirlerden seçmeler yazarak dosya kağıtlarını tutturuyordu.ev bir müze gibi olmuştu;ziyaretçilerin gelmediği gün olmuyordu.Köşedeki masanın üzerinde Can öğretmenin büyütülmüş bir fotoğrafı ve dibin
Meddah ve meddahlık hakkında yazılmış yazılardan, şiirlerden ve oyun metinlerinden seçmeler yapılarak hazırlanmış olan Meddah Kitabı, geleneksel tiyatromuzun bu sahadaki önemli bir eksikliğini tamamlamak amacını gütmektedir. Meddahlığın tarihi gelişimi, sanat kıymeti, geçmişte yaşamış ünlü meddahlar orijinal anekdotlarla okuyucuya sunulmaktadır.
Tükendi
İlk defa 1961 yılında, ilgili derneğin karagöz oynatım kursu ile başlayan Türk Halk Tiyatrosu çalışmalarım içinde "Karagöznâme" isimli ikinci kitabımın yeri başkadır. Onun ilham kaynağı, Baltacıoğlu´nun "Karagöz" isimli derlemesi idi. İçinde haberler, resimler, bilgiler, belgeler, karikatürler, çeşitli yazılar vardı. Bu özelliği ilgi çekiyor, sayfalar sıkılmadan ve defalarca gözden geçirilebiliyordu. Öyle ki, Karagöz ile ilgisi olmayan bir okuyucu bile sayfaları karıştırmadan ve okumadan elinden bırakamazdı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 37 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2