Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 19 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yol uzun, ömür kısa olduğuna göre, hayatı güzelleştiren sırları çözmek gerekiyor. Bunun için de kültür hazinelerinin kapılarını açmak, mücevherleri ortaya saçmak icap ediyor. Unutmayalım ki, medeniyetimizin pırlantaları, dün olduğu gibi, bugün de hem gözlerimizi hem gönüllerimizi dinlendiriyor. Kültür tarihçisi Dursun Gürlek’in hazırladığı bu kitap Osmanlı medeniyetinden ve İstanbul kültüründen kesitler sunuyor. Evliya Çelebi’den anekdotlar, eski kitapların tozlu sayfalarında unutulmaya yüz tutan latifeler,
Bu kitap, Osmanlıdan Cumhuriyet'e yaşayan bir kültür abidesi olarak intikal eden ibnülemin Mahmud Kemal inal'ın hayatının tüm safhalarını, kültür dünyamızdaki değerini ve yerini onu tanıyanların gözünden ortaya koymaktadır.
Asıl adı Ahmet Ersin Yücel olan merhum Zaptiye Ahmet, Osmanlı medeniyetini Cumhuriyet devrinde bütün özellikleriyle ve güzellikleriyle temsil eden bir delikanlıydı. Haksızlıklar karşısında susmadı, dinî ve millî geleneklerimize aykırı harekette bulunanlara anında müdahale ettiği, gerçekleri söyleme konusunda şaşırtıcı cesaret örnekleri sergilediği için ona "Zaptiye" ünvanı verildi. Zaptiye Ahmet, Osmanlı'ya duyduğu büyük hayranlığı hâl ve hareketleriyle de dile getiriyordu. Zemin ve zaman gözetmeden herkese
Tükendi
Bir kitapla eski İstanbul sokaklarında bayram gezmesine çıkmak ister misiniz? "Bayram günü güler yüz göstermek, neşelenmek İslam şiarındandır." der Muzaffer Efendi İrşad isimli eserinde. Eski bayramların havası ve saray erkânının bayramlaşma törenleri kendilerine has, apayrı şölenlerdi. Mübarek bayram namazı ile başlayan sevinç, ev halkının bayramlaşması, aile büyüklerini ziyaret, çocukların büyüklerin ellerini sevinçle öpüp başlarına koyduktan sonra aldıkları çeyreklikleriyle şekerciye, salıncağa koşmala
Şurası bir gerçektir ki, herkes fıkra anlatamaz, ibretli ve hikmetli sözler söylemek, kulaklara küpe hazırlamak, insanları hem güldürmek hem düşündürmek için keskin zekâ kadar, ilim ve irfan hazinesine de ihtiyaç var. Dağarcığı dolu olan bir bilginin, bir şâirin, bir sanatkârın sözleri, hiç şüphe yok ki altın ve mücevher değerindedir. Onun içindir ki, eskiden bazı padişahlar, birtakım önemli devlet adamları, dinledikleri ve beğendikleri mizah üstadlarının, şâirlerin ve ediplerin ağızlarını altınla doldurmak
Tükendi
Karaların ve denizlerin hakimi Kanuni Sultan Süleyman aynı zamanda "Muhibbi" mahlasını kullanan büyük bir şairdi. Önemsediği, fakat karıncaların bürüdüğü bir ağacı kesmek için Şeyhülislam Ebussuud Efendi'ye bir tezkire yazar ve konuyu sorar: Dırahta ger ziyan etse karınca ziyanı var mıdır anı kırınca Şeyhülislam aynı yolda cevap verir: Yarın Hakk'ın divanına varınca Süleyman'dan hakkın alır karınca! *** Dursun Gürlek hazine dairlerine giriyor, saray bahçelerinden güller deriyor, geçmiş zaman güzellikle
Dursun Gürlek, Ayaklı Kütüphaneler isimli eserinde bize, hakiki kitap âşıklarını ve "ayaklı kütüphane", "canlı kitap" gibi deyimlerin hakkını veren, kafasında kütüphane taşıyan, kitapların kadrini kıymetini bilen âlimlerin hayatlarını ilginç anekdotlar eşliğinde anlatıyor. Bu kitabı okuduktan sonra "yıldızları konuşturan âlim"le, "kafasının içi müdürlüğünü yaptığı kütüphane kadar zengin olan hoca efendi"yle, "ölüleri dirilten ve mezarlıklara hayat veren biyografi bilgini"yle, "kahvelerde ders veren ünlü tar
Felakatimizin kaynağı kültür yokluğu. Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak, kalabin daha hassas, kanın daha sıcak. zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. Harami mağaralarının kapılarını değil, hükümdar hazinelerinin kapılarını açan büyü, kitap!...?Gözlerinin ışığı tükenene kadar gözünü kitaptan ayırmayan Üstad Cemil Meriç böyle söylüyor kitap hakkında... Bir başka kitap aşığı da 'Benim sevgilim kitap ve kalemdir. Geride kalanların hepsi mihnet, endişe ve gamdır.' dyerek muhabbetini d
Kültür dünyamızın önemli simalarından Dursun Gürlek'in süzgecinden geçen ve yine kültür dünyamızın canlı tablolarından olan yazarların, şâirlerin, edebiyatçıların ramazanlarla ilgili hâtıraları... Kendisinin Dersaâdet'te Ramazan Akşamları adını verdiği bu kitapta, Refi'i Cevad Ulunay, Münir Süleyman Çapanoğlu, A. Râgıp Akyavaş, Ercüment Ekrem Talu, Safiye Ünüvar, Ayşe Osmanoğlu, Mehmet Kaplan ve Süheyl Ünver gibi İstanbul yazarlarının yanı sıra daha birçok kalem erbabının yazısı bulunuyor. "Ramazan piyasası
Elinizdeki bu kitap, bilgi hazînelerinden birkaç pırlantayı sînesinde barındırıyor. Okuyucuyu; yıldızları konuşturan âlimle, kafasının içi, müdürlüğünü yaptığı kütüphâne kadar zengin olan hoca efendiyle, ölüleri dirilten ve mezarlıklara hayat veren biyografi bilginiyle, Kahvelerde ders veren ünlü târihçiyle, Osmanlı arşivi belgelerini Bulgarların elinden kurtarmak için Çırpınan, akmayan çeşmeleri görünce gözyaşı akıtan muallimle Fransız işgal komutanını kütüphânesinden kovan Hâfız-ı Kütüple, Kitapların v
Tükendi
İbnülemin Mahmud Kemal İnal, yakın târihimizin en önemli kalem ve kelâm erbâbından biridir. Özellikle biyografi yazarı olarak sâdece ülkemizde değil, yurt dışında da büyük bir şöhret kazanmıştır. İbnülemin'in portre çizmekteki ustalığını yakından bilen bir Batılı bilgin, kendisinden "mezarlıklara hayat veren veya ölüleri dirilten adam" diye söz etmektedir. İbnülemin, târihe mâlolmuş şahsiyetleri, anlatırken sâdece kuru bilgiler vermekle, fizikî portreler çizmekle yetinmez, onların ahlâk ve karakterlerini de
Tükendi
Kültür tarihçilerimizden Dursun Gürlek, "Maziye Bir Bakıver" diyerek, geçmiş zaman bağlarından ve bahçelerinden zengin bir demet sunuyor. Dersaâdet'in cumbalı evlerinde, eski İstanbul hanımlarının yaptıkları "pencere sohbetleri"ni, ahşap evlerin cephelerinde yer alan "Ya Hafız!" levhalarının ne anlama geldiğini, bir zamanlar Ayasofya'nın etrafını saran farelerin nasıl ürkütüldüğünü, Sultan İkinci Abdülhamid'in Beylerbeyi Sarayı'nda Enver Paşa'ya söylediği ibretâmiz sözleri, Fatih'teki Şekerci Hanı'nı mesken
Eski bayramlar, daha doğrusu bayramlarda eski hareket ve faâliyetler bambaşka bir edâ taşırdı. Zevkli idi de. Evleri boş bırakırcasına bayram namazı için câmiye koşanların, namazı müteakip evlere dönenlerle âilenin ve ev halkının bayramlaşmasının, yine âilenin büyüklerini ve akrabâyı hânelerine kadar gidip ziyâret eylemenin, komşulara gidip gelmenin, büyüklere kadar koşarak el etek öpmenin, teşrîfâta dâhil ise muâyede resmine gitmenin, değilse Saray-ı Hümâyun'a azimetin, oradaki erkânın odalarını birer bire
Tükendi
Ramazan piyasası ilk akşamın terâvihinden sonra başlardı. Galata köprüsünden boşalan arabalar, muhteşem faytonlar, kupalar, landonlar, konak ve saray arabaları katar hâlinde Beyazıt'a çıkarlar, Mürekkepçiler önünden kıvrılarak Vezneciler'e girerler, Unkapanı köprüsünden geçenler Zeyrek'den Vefâ'ya tırmanırlar, Şehzâde Câmii'nin yanından Direklerarası'na dökülürlerdi. Her yaştan, her sınıftan genç ihtiyar, kadın erkek birbiri üstüne yığılmış, yanaşık nizamda binbir ayak bir ayak hâline gelmiş, nefesleri b
Tükendi
Yol uzun, ömür kısa olduğuna göre, hayatı güzelleştiren sırları çözmek gerekiyor. Bunu için de kültür hazinelerinin kapılarını açmak, mücevherleri ortaya saçmak icap ediyor. Unutmayalım ki, medeniyetimizin pırlantaları, dün olduğu gibi bugün de hem gözlerimizi, hem gönüllerimiz dinlendiriyor. Elinizdeki kitap Osmanlı medeniyetinden, İstanbul kültüründen kesitler sunuyor. Evliya Çelebi'den anekdotlar, eski kitapların tozlu sayfalarında unutulmaya yüz tutan latif latifeler, Süleyman Nazif'ten fıkralar,
Tükendi
Şaka, ciddi bir iştir. Kelâm-ı kibar, kibar-ı kelâm olduğu gibi, mizahın îzahı da düşündürürken güldürmesi, güldürürken de düşündürmesidir. Unutmayalım ki, Allâh'ın yarattığı canlılar içinde sâdece insan, tebessüm etmek ve tefekkür etmek gibi iki önemli özelliğe sâhiptir. İşte birbirinden güzel kültürel eserleriyle Kubbealtı yazarları arasına katılan Dursun Gürlek'in, "Tebessüm ve Tefekkür" adlı yeni kitabında "Paralı Kitap, Cimrinin Yoğurdu, Dâr-ı Bekâ, Mihrimah Sultan'ın Kedisi, Mücevher Kutusundan Çıkan
Tükendi
Aşk ateşi, öyle şiddetli bir ateştir ki, cehennem ateşini bile söndürebilir. Büyük İslâm mutasavvıflarından İsmâil Hâkkı Bursevî hazretlerinin, Rûhül-Mesnevî isimli kitabının birinci cildinde nakledildiğine göre, ateş diyor ki: Yâ Rabbi! Eğer sana itâat etmeseydim, benden daha şiddetli bir nesne ile azap eder miydin? Allah buyurdu ki: Büyük ateşimi senin üzerine musallat ederdim. Nâr (ateş) dedi ki: Benden daha büyük ateş var mı? Yüce Allah, o zaman şöyle buyurdu: Evet var. Bu, velîlerimin kalplerine yerleş
Tükendi
"Sohbet Tadında" bir kitabımız var artık... Dursun Gürlek'in doyulmaz üslûbunu ve hoşsohbetini yudumlayacağız... Neler yok ki neler bu kitapta... "Yok ol evlâdım", "Gafilleri Uyandıran Horoz Dede", "Oduncu ile Azrâil'in Hikâyesi", "Su Evliyâsı", "Altın Kalpli Pâdişah", "Aşkın Kitabı", "Şeb-i Arus ve Gelin Gecesi", "Enfiye Tiryâkileri"... Dursun Gürlek yine bizi mâziye götürüyor, güldürüyor ve düşündürüyor...
Tükendi
Türk edebiyatının büyük şöhreti Namık Kemal. Şöhretini, edebi kudreti kadar, vatanseverliğinden de aldı. Yenilik döneminin lokomotifi oldu. Sadece istibdata karşı değil fakat toplumun ve edebiyatın köhne taraflarıyla da mücadele etti. Yalnız şiirle değil, tiyatro eserleri ve romanlar da yazdı. Ahmet Cevdet Paşa O´nun için "Reis-i Üdeba´mız" diyor.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 19 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1