Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
16. yüzyılda Erasmus, Avrupa'nın en ünlü isimlerinden biriydi. Hem kraliyet ailesinin hem de üniversitelerin hizmetleri için sıraya girdikleri engin bilgiye sahip olduğu düşünülen bir adamdı. Bu kitap Erasmus'un gençliğinin, gezgin bir bilim adamı olarak geçirdiği yılların, İngiltere, Fransa, İsviçre ve İtalya'da yaptığı çalışmaların, Thomas More'la arkadaşlığının ve Martin Luther'le yaşadığı anlaşmazlıkların izini sürüyor. Huizinga ayrıca Erasmus'un zihnini, karakterini inceliyor ve Deliliğe Övgü ile Yeni
Modern kültür tarihinin kurucularından Hollandalı Johan Huizinga'nın 1919 tarihli kitabı Ortaçağın Sonbaharı, 14 ve 15 yüzyıl Fransa ve Hollanda'sının gündelik yaşamının, düşünce ve sanat dünyasının kapsamlı bir portresini çizerken ortaçağın en zekice analizlerden birini sunuyor. Ortaçağın son dönemlerini sanatçıların, ilahiyatçıların, şairlerin, vakanüvislerin, prenslerin ve dönemin devlet adamlarının düşünce ve duyguları aracılığıyla inceleyen Huizinga, bu çalışmasında okuru ortaçağ yaşamının ihtişam ve s
Oyun, kültürden eski bir kavramdır, Çünkü kültür, her ne kadar yarım yamalak tanımlanmış haliyle daima insan toplumunun varlığını gerektirse de hayvanlar insanların oyun oynamayı kendilerine öğretmelernin beklememişlerdir. Hatta insan medeniyetinin genel oyun düşüncesine esaslı hiçbir katkıda bulunmadığını rahatça öne sürebiliriz. Hayvanlar, aynen insanlar gibi oyun oynarlar. İnsan oyununun bütün temellerinin mutlu mesut sıçrayışlarında bulunduğunu görmek için sadece yavru köpekleri izlememiz yeterlidir. Bi
Tükendi
Huizinga'ya göre oyun toplumların gelişmesini sağlayan merkezi bir etkinliktir. Oyunun beş özelliği vardır: Oyun özgürdür; oyun "sıradan" veya "gündelik" hayat değildir; hem yerelliği hem de süresi bakımından "sıradan" hayattan ayrılır; oyun düzen yaratır; maddi çıkarla bir ilgisi yoktur ve oyundan bir kazanç elde edilemez. Platon'la söze başlayan Huizinga "oyun oynayan insan"ın ortaçağ, Rönesans ve erken modern dünya sürecinde uygarlığa katkılarının izini sürüyor. "‘Oyun oynayan insan' ve oyunun uygarlığa
Biz insanların Homo Sapiens nitelemesini hak edecek kadar akıllı olmadığımız anlaşıldı... Birçok hayvanın da alet yapabildiği, dolayısıyla insana Homo Faber demenin de anlamsız olduğu görüldü... Peki biz kimiz? İnsana özgü üçüncü bir özellik olarak Homo Ludens´ i oyun oynayan insanı bu nitelemeler arasına katamaz mıyız? Johan Huizinga, Homo Ludens adlı bu temel eserinde yeryüzünde insana ait her şeyin başlangıcının oyun olduğunu gösteriyor. Önce oyun vardı! Oyun kurgusal olduğu bilinen ve gündelik hayatın
Tükendi
Antik uygarlığın sonu olarak kabul edilen 5. yüzyıl ile Rönesans'ın ortaya çıktığı 15. yy arasındaki bin yıllık döneme, tarih meraklısı bir İtalyan din adamı Medio Evo (Ortaçağ) adını vermiştir. Bu adlandırma çok büyük bir kabul görmüştür. Ortaçağ, Rönesans döneminde ve daha sonra, batı kültürünün ve uygarlığının başlıca arınma alanı olmuştur. İnsanların tarih karşısında tapınma merakları, kusurların, hataların bir ilk nedeninin bulunduğu yere olduğu kadar, her türlü istenmeyen unsurun sürgüne gönderilebile
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1