Nasreddin Hoca Hoşgeldin
Nasreddin Hoca Şehrimizde
Nasreddin Hoca Bizimle
Keloğlanın Düşü
Aslan Keloğlan
Kahraman Katu
Dostluk Şarkısı
Arkadaşlık Şarkısı
Duvardan Kayan Yıldız
Dalıma Şiir Kondu
Vaktiyle bir padişah varmış. Kızlar Sarayı'nda yaşarmış. Zalim mi zalimmiş, halka işkencede elinden geleni ardına koymazmış. Ne açın halinden anlarmış ne de yolakçının yolda kalmışlığından...
Derken bu zalim padişahın kızı dünyaya gelmiş. El bebek gül bebek büyümüş. Serpilmiş boy vermiş, gelmiş gelinlik çağına...
Evvel zamanda, kalbur samanda... Usu aşma, yıldızlara varma çağında ocak başında oturmuşlar, geçmişten şöyle bir masal anlatmışlar. Az idi, uz idi; yoksul zengine kul idi, barutu yok tüfekle, bitmesik çalı dibinde avını avlar idi. Malını iki para bir pula satar, mutluluk düşü kurar idi. Erdemsiz tilkiler içinde erdemli kirpi geçinenler çok idi. Bunlardan biri de Değirmenci Köse idi.
Keskin eden yüzünün suyudur, kişiyi yeren kendi huyudur." demişler, şöyle bir masal dile getirmişler.
Bir varmış, bir yokmuş. Vaktin birinde bir karı koca yaşarmış. Evliliklerinin üzerinden, kimbilir ne kadar geçmiş... Unutmuşlar yılları saymayı, başlamışlar aynaya bakmaya. Aynada görmüşler yüz çizgilerini, anlamışlar yaşamlarının çoğunun gittiğini.
Varmış yokmuş, vaktin birinde bir yönetici ile bunun üç oğlu varmış. Yönetici yaman bir kişiymiş. Ülkesini yasalara uygun yönetirmiş. Altında tahtı, başında tacı, elinde kılıcı varmış. Haklı ile haksızı ayırırmış. Bu nedenle bu ülkedeki tüm insanlar yılı yıla ekelemişler, gözlerdeki bakışı uyutup uyandırmışlar öpücüklerle. Sesini dinlemişler mutlu yaşamın.
Vaktiyle Adem Baba adında biri yaşıyormuş köyün birinde. Bunun birkaç dönüm tarlası ile tek öküzünden başka bir şeyi yokmuş, mülk olarak bu ölümlü dünyada . Bu yüzden kendisine Yoksul Baba denmiş, adı böyle bilinmiş.
Vaktin birinde, Uludağ`ın uzantısında, Kalburt Deresinin ovaya vardığı yerde bir köy varmış. Ulu çınarları, şırıl şırıl suları, ağaçlarında cıvıldaşan kuşlarıyla şirin bir köymüş bu köy. Bu köyde Ali Baba diye biri yaşarmış.
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde. Vey neler varmış neler. Zamanın birinde Kaf dağının ardında bir Keloğlan ile anası yaşarmış. Yoksul olmasına yoksulmuşlar ama bir gün bile olsun durumlarından yakınmamışlar. Evrende önemli olan onurlu yaşamaktır demişler.
Masalların en önemli özelliklerinden biri geleneksel halk masallarının çağdaş bir dille kaynaştırarak işlenmiş olmasıdır.
keloğlan, daima zorlukların üstesinden gelen bir kahramandır. Bu nedenle Keloğlan'ı en az öbür Keloğlan'lar kadar seveceğinizi umuyoruz.
On Kasım günü, Atatürk`ü anma töreni sonrasında sınıfımıza sessizce girdik. Tek tek, düzenli bir biçimde sıralarımıza geçtik, yerlerimize oturduk. Kulaklarımızda arkadaşlarımızın okuduğu şiirler, okul koromuzun söylediği Atamızın sevdiği şarkılar... Şarkılarda, sözlerde Atatürk...
O, büyük insan, önder, kumandan, çağın insanı. Ama yine de kavraması zor bizim için.
Toplam 12 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.