Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ahmet Rasim, Türk Edebiyatının önemli yazarlarındandır. Edebiyatımıza makale, roman, hikâye, gezi, okul kitapları türlerinde yazdığı eserlerle katkıda bulunmuş, yazar, tarihçi, milletvekilidir. Ahmet Rasim bu kitabında eski İstanbul kadınlarının, kapalı kapılar ardında yaşadıkları eğlenceleri, toplantılarını, giyim, kuşam, üslup ve yaşam tarzlarını özellikle; dönemin seçkin ailelerinin eğlence sefalarını ve mekânlarını sade bir dille anlatmıştır. İstanbul hanımefendilerinin cinsel hayatlarına dair bilgi ver
Tükendi
Türk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden gazeteci yazar Ahmet Rasim’in, ramazan anılarını ve dönemin ramazan adetlerini anlattığı bu kitabı, onun gözlem ve tasvir yeteneğini somut bir şekilde görmek isteyen okuyucularına müthiş bir fırsat sunuyor. Günümüz edebiyatında da izlerini ve etkilerini görebileceğimiz bu “ramazan yazarlığı”, Ahmet Rasim ile yetmiş seksen yıl önce başlamış diyebiliriz.
Tükendi
Edebiyatımızda "şehir yazıları"nın ilk örneğini, çoğu Malumat gazetesinde yayınlanan mektuplarla Ahmet Rasim vermiştir. Ahmet Rasim'in en büyük özelliği, yazılarını bir sohbet havası içinde yazması ve daha ilk cümleden okurunu kucaklamasıdır. Dönemin İstanbul'unu mekan, kültürel yapı, gelenekler, alışkanlıklar, insan ilişkileri gibi unsurlarla ele alan ve bütün zenginliğiyle yansıtan Ahmet Rasim, "Şehir Mektuplarını"nda büyük bir gözlem yeteneği, kıvrak bir üslup, kendine özgü bir dil ve tadına doyulmaz yaz
Bazı gönül erbabı, sefa çiçekleri gibi günün ilk ışıklarına muhtaçtır. Ondan sonra sarılı kırmızılı parıltılarla göz alır, kendisini sevdirir, beğenen bakışları üstüne çeker. Ülfet de böyleydi. (...) Dudaklarını ezen o iki sevgili dudak, göğsüne temas eden o hararetli, ateşli, beyaz, muntazam göğüs, saçlarını sevecenlikle, seve seve okşayan o küçük zarif eller, hevesli burnunu dolduran o güzel koku onda takat bırakmadı. O da güzel, o da müptela... Burası belli... Fakat tatlı bir bela mı?   Döneminin İstanbu
Ahmet Rasim kendi çocukluğunu ve okul anılarını kaleme aldığı eserinde bizi bir dönemin çocuk dünyasına götürüyor. Korkuları, sevgileri, ilgileri, oyunları ve sorunlarıyla çocukların dünyasına bir ışık tutuyor. O çocukluk aklımla da anlıyordum ki hoca denilen bu varlıkta bir korkunçluk var ama ne türlü bir korkunçluk? Ben umacının değil yanına, geçip gitmiş olduğu yere bile gidemezken bunun evine gidip elini dahi öpüyorum. Evet, korka korka öpüyorum. Sözün kısası, yani yeni bir deyimle: Muhterem bir korku!
Büyük Türk Edebiyatçısı Ahmet Rasim ‘'anı'' türündeki bu eserinde çocukluğuyla ilgili hatıralarına yer vermektedir. Ahmet Rasim'in bu hikayesi Osmanlı İstanbulunda bir Müslüman mahallesinde geçmektedir. Eser Osmanlı yaşamına sosyal ve kültürel anlamda ayna tutması bakımından kıymet taşımaktadır. Ahmet Rasim bu eserinde dönemin eğitim sistemine ve Osmanlı sosyal yaşamına eleştiriler getirmekte, çocukluk döneminde gelişmesi gereken büyüklere ve ilim öğreten hocalara saygının nasıl korkuya evrilerek bir sosyal
Büyük Türk Edebiyatçısı Ahmet Rasim ‘'anı'' türündeki bu eserinde çocukluğuyla ilgili hatıralarına yer vermektedir. Ahmet Rasim'in bu hikayesi Osmanlı İstanbulu'nda bir Müslüman mahallesinde geçmektedir. Eser Osmanlı yaşamına sosyal ve kültürel anlamda ayna tutması bakımından kıymet taşımaktadır. Ahmet Rasim bu eserinde dönemin eğitim sistemine ve Osmanlı sosyal yaşamına eleştiriler getirmekte, çocukluk döneminde gelişmesi gereken büyüklere ve ilim öğreten hocalara saygının nasıl korkuya evrilerek bir sosya
İnsan hayatının unutulmaz hâtıralarının çoğu okul yıllarına aittir. Ahmed Rasim Falaka adlı eserinde, sade ve içten bir anlatımla yaşadıklanı kaleme alıyor. Bir döneme ışık tutan Falaka birçok insanı okul yıllarının sımsıcak günlerine götürecek nitelikte. Eğitim psikolojisi açısından da önemli mesajlar içren eser okumaya başlayanların elinden bırakmayacakları kadar akıcı bir dile sahip. "Meğer anamın; ‘İstersen seni mektebe başlatayım.’ demesinin bir hikmeti varmış. Bu hikmeti ben Dârüşşafaka’dan mezun oldu
Tükendi
Falaka , Ahmet Rasim'in çocukluk günlerini anlattığı, 1927'de yayımlanmış anı kitabıdır. Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilköğretim için hazırlanmış olan 100 Temel Eser Listesi'nde yer alır. Yazar, okul günlerini ve çocukluğunda tanıklık ettiği geleneksel mahalle yaşamını aktardığı eserde kendisinde okul korkusuna yol açmış olan falakadan da bahsetmiş ve eğitim ve öğretimde uygulanan dayak yöntemini eleştirmiştir.
Tükendi
Değerli yazarımız Ahmet Rasim (1856-1932), Falaka adlı bu kitabında, çocukluk günleriyle, özellikle de okul günleriyle ilgili anılarını bir araya getirmiş. Ahmet Rasim´in güldürücü bir anlatımla kaleme aldığı bu öyküleri okuyunca, o günlerde çocuklarımıza ne yanlış, ne ilkel bir eğitim verildiğini görecek, üzüleceksiniz. Ahmet Rasim, bu anılarını, çocuklar için yazmamıştı. Akıcı bir dille yazılmış bu anıları, değerli araştırmacımız Atillâ Özkırımlı sizler için yalınlaştırdı. Böylece ortaya bugün de severe
Yaşadığı dönemin güçlü yazarlarından olan Ahmet Rasim 1865'te İstanbul'da doğmuş; canlı dili, renkli betimlemeleriyle, şehrinin o yıllardaki hareket, zenginlik ve çok sesliliğini unutulmaktan kurtarmıştır. Cumhuriyet öncesi dönemin şiddet yüklü eğitim sistemini resimlediği Falaka adlı yapıtı, her yaştan okurun her zaman seveceği bir yapıt.
Tükendi
Osmanlı'da çocuk olmak ne demekti? Çocuklar nasıl yetiştirilir, nasıl okula başlar ve nasıl bir eğitim alırlardı? Ahmet Rasim Falaka'da kendisinin çocukluktan ilk gençliğine uzanan hatıraları eşliğinde bu soruların cevaplarını verir. Fatih'teki Sofular Mektebi'nde başladığı ve Darüşşafaka'da tamamladığı eğitimini anlatırken bir yandan da 19. yüzyıl İstanbul'unun gündelik hayatını ve çocukluğunu tasvir eder. Reşat Ekrem Koçu'nun ifadesiyle, Ahmet Rasim'in yazılarında İstanbul, manzaraları ve insanlarıyla ses
Küçükleri aile, ortancası okul, büyükleri vatandır. Ben gerçekten kutsal vatan ağacının bir dalıyım. Beni yapraklı ve meyveli görmek için milyonlarca kişi bana bakıyor. Acaba bu korumaya hak kazandım mı? Hayır! Daha hizmet etmek zorundaydım. Çalışmak... Bu, bana ana öğüdüdür. Vazgeçemem, bırakamam... Gündelik şehir yaşamına dair gözlemci yaklaşımı ve canlı Türkçesiyle edebiyatımıza yön vermiş Ahmet Rasim'in okul günleriyle ilgili çocukluk anılarını anlattığı eseri Falaka genç okurlarla buluşuyor. Çağdaş ede
Tükendi
İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.
Ahmet Rasim, (d. 1864, İstanbul - ö. 21 Eylül 1932, İstanbul) Türk yazar, gazeteci, tarihçi, milletvekili. Kendine özgü bir tarzla kaleme aldığı eserleri geniş bir okur kitlesi tarafından okunan, mutlakiyet, meşrutiyet ve cumhuriyet dönemlerine tanıklık etmiş bir yazardır. 50 yılı bulan yazı hayatında farklı edebi türlerde ve çok sayıda eser verdi. Dönemin İstanbul hayatının ayrıntıları üzerinde durduğu fıkralarıyla tanındı.3.ve 4. Dönem TBMM'de İstanbul milletvekili olarak yer aldı. Tanınmış bestekar Osm
Tükendi
13.5x19.5 ebadında, sayfa sayıları 80128 arasında değişen, uzman bir kadro tarafından hazırlanmış, 26 ilk gençlik klasiği.
Tükendi
Ahmet Râsim... Önemli bir eser kaleme alıp da matbuat dünyasında hak ettiği ilgiyi görememiş talihsizlerden sadece biri... Öyle bir şahsiyet düşünün ki, döneminin bütün süreli yayınlarında, her türde kalem oynatmasına rağmen, yazdıklarının büyük çoğunluğu henüz günümüz Türkçesine aktarılmış bile değil. Her ne kadar, kültür-sanat dünyasında şimdiye kadar tanınıp ilgi odağı olamasa da Râsim'in, sadece söz konusu üretkenlik özelliği dahi onun günümüz okuruyla buluşturulmayı çoktandır hak ettiğinin delilidir.
Tükendi
Ülfet meselenin vahametini anladı. Hemen bir çarşafa bürünerek Pakize ile beraber konaktan çıktı. Anası bu tür­lü gelişinden şüphelendi. Endişeli bir surette yüzüne baktı. Mesele anlaşılınca: -Burada otur! Canları isterse... Diyerek endişesini, melalini, hicabını giderdi. Şimdi Pakize'ye: -Kızım bana benziyor mu? Diye sorsa alacağı ce­vap: -Tıpkı! Kelimesi idi. Filhakika Ülfet tıpkı annesi gibi bu hayatı ölünceye kadar terk edemedi. O da en sonra bir iskerlet ihtiyarlı­ğında da bir hamamcı hanım oldu ka
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1