Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Alfred Hitchcock garip bir çocukluk geçirdi. Yatak odasını terk etmekten korkarken, Avrupa boyunca hayali bir rota çizmek için demiryolu tarifelerini kullanarak büyük yolculuklar planladı. Poe'nun eserlerindeki ürkütücü tavırdan etkilendi. Peki karanlık bir dehaya sahip bu ilginç figür nasıl oldu da 20. yüzyılın en saygın film yönetmenlerinden biri oldu? Peter Ackyord, uzaktaki bir köşede yönetmen koltuğunda oturan Hitchcock'un korkularını, güvensizliklerini, takıntılarını ve ilginç çalışma yöntemlerini inc
Gotik, teatral bir kişilik, ürkütücü bir güzelliğin peşinde ölümün nefesiyle tutkuyla canlanan bir edebiyat... Dedektif hikâyelerinin, bilimkurgunun öncüsü yazar ve dünyanın en önemli şairlerinden Edgar Allan kısacık hayatına karşın üç asırdır etkisini koruyor. "Kuzgun", "Morg Sokağı Cinayetleri", "Balon Şakası", "Annabel Lee" gibi yenilikçi şiir ve öykülerin yazarı Edgar Allan Poe'nun YKY'den çıkan biyografisini usta yazar Peter Ackroyd kaleme aldı. Ackroyd; Poe'yu ailesi, aşkları, alışkanlıkları, ede
Tükendi
Acı veya üzüntü hissedemeyen yeni bir ırk olsaydı... Korkunç olmaz mıydı? Cenevreli, hali vakti yerinde bir ailenin oğlu Victor Frankenstein, Oxford Üniversitesi'nde okumak için Londra'ya gelir. Burada ateizm ve din üzerine düşüncelerin etkisinde kalır. Kendini deneylere adayan Victor, elektrik akımının yardımıyla ölümü alt etmeye çalışır. Yeni ölmüş genç bir tıp öğrencisinin bedenindeki "yaşamsal öz"ü yakalayarak onu yeniden hayata döndürdüğünde, bu zaferinin sonuçlarını kestiremeyecek kadar heyecanlanmı
Tükendi
İngiliz dilinin yazılı ilk eserlerinden Geoffrey Chaucer'ın Canterbury Hikâyeleri, on dördüncü yüzyıldan bu yana birçok şair ve yazarı etkiledi. Bir katedralin taş işçiliği kadar karmaşık ve ayrıntılı, aynı zamanda mizahi ve taşlayıcı bu anlatıyı bir başka yazar, Peter Ackroyd günümüz İngilizcesine taşıyor. Canterbury'ye doğru yola çıkan bir hacı kafilesi, aralarında bir yarışma düzenler. Yolculukları boyunca her biri hikâye anlatacaktır. Hikâyesi en çok beğenilenin bedava bir yemek kazanacağı da ilan edili
Tükendi
1880 yılı, Londra'nın yoğun sisli, tekinsiz sokakları... Kurbanlarının parçaladığı bedenleriyle yarattığı sanatsal kompozisyonlarla mitolojik bir mertebeye erişen bir seri katil, yarattığı korku dalgasından beslenerek büyür. Bu tek kişilik gösteriyi izleyen her Londralı sıradaki kurbanın kendisi olabileceğinin bilincindedir. Korkuya karışan haz, gösterinin heyecanını daha da artırır. Tiyatro salonlarının ve sanatçıların merkezinde olduğu, Karl Marx gibi tarihi kişiliklerin cinayet şüphelisi olarak ifade v
Tükendi
Film yönetmeni Spenser Spender, çocukluğunu geçirdiği sokaklara uğradığı bir gün, Charles Dickens'ın romanı "Küçük Dorrit"in filmini çekmeye karar verir. Eski Londra'nın ruhunu ve Dickens'ın dünyasını modern Londra'nın büyük bir hapishanesinde ve sokaklarında kuracağı setlerde canlandırmaya çalışacaktır. Spenser'ın harekete geçirdiği hikâye, birbirinden tuhaf ve uyumsuz karakterlerin yolunun kesişmesine neden olur: Sorunlu bir ilişki içinde olduğu karısı Laetitia, Dickens uzmanı öğretim görevlisi Rowan, ata
Tükendi
Peter Ackroyd, bu kitapta İngilizlerin diğer halklardan daha çok hayalet gördüklerini belirtiyor. Cornwall'daki Kelt hayaletlerinden kuzeydeki gulyabanilere ve cinlere kadar her bölgenin kendine özgü hayaletleri, hortlakları var. Kitabın adından da anlaşılacağı gibi bu anlatılar Anglosaksonlar döneminden günümüzün otostopçu hayaletlerine uzanan bir kronoloji izliyor. Hayaletlere inansak da inanmasak da, Ackroyd'un çalışması zengin bir kaynak oluşturuyor. Dahası, anlattıklarını edebiyat kurgusu yapmadan ve
Karanlık olmadan ışık olmaz... 18.yüzyılla 20.yüzyıl arasında başdöndüren bir kovalamaca... Olmuşla olacaklar arasında köprü kuran cinayetler, labirenti andıran Londra sokakları, şeytan çağırma ayinleri... Peter Ackroyd en sevilen romanlarından biri olan Hawskmoor'da, Londra kiliselerinde cinayetler işleyen bir katille onun peşindeki dedektifin hikayesini anlatıyor. Hawskmoor zekice kurgulanmış bir hayal gücü ürünü. New York Times Tüyler ürpertici derecede parlak... Tekinsiz ve hayret verici şekilde iyi ya
Tükendi
Pound, reddedilmesi imkânsız poetik dehasıyla şiirsel biçimi ve dili yenilemiş; Eliot, Joyce ve Hemingway gibi pek çok büyük çağdaşını derinden etkilemiştir. Yaşamı boyunca edebiyat, görsel sanat, müzik, kimilerince çöküşünü hazırlasa da politika ve iktisat konularında yerleşik düşünceye meydan okumaktan geri durmamıştır. Yaşayan en saygın biyografi yazarlarından Peter Ackroyd, bu kitapta Ezra Pound'un sıra dışı yaşamına ve eserleriyle organik bağına eğiliyor. Ezra Pound ve Dünyası, ilk defa bu kitapta gün
Peter Ackroyd, çağdaş İngiliz edebiyatının usta yazarları arasında sayılmakta. 1989 yılında yayımlanan İlk Işık, yazarın oldukça kapsamlı romanlarından biri ve çok anlamlı bir yapıya sahip. İngiltere kırsalında çok eski zamanlardan kalma bir höyüğün bulunuşuyla başlayan roman, höyükle bir şekilde ilgisi olan birçok karakter etrafında şekilleniyor. Teorisini kanıtlama çabası içinde olan arkeolog Mark Clare, kökenlerini arayan eski komedyen Joey Hanover, yıldızlardan geçmişi görebilen Damien Fall ve höyüğe ka
Tükendi
Mary Lamb, deli bir baba, baskıcı bir anne ve aklı havada bir kardeşle tıkılı kaldığı evde yitip gitmektedir. William Ireland'la tanışınca, ona bir kurtarıcıya sarılır gibi yapışır. William, babasının kitapçısında çalışan silik bir gençtir. Tesadüfen tanıştığı bir kadının, merhum eşinin terekesinde bulduğu, Shakespeare'in imzasını taşıyan senedin, babasının ve edebiyatseverlerin nazarında kendisine saygınlık kazandıracağını ummaktadır. Senedi, mektuplardan şiirlere Shakespeare'in çeşit çeşit belgesinin keşf
Tükendi
Paris'te, köhne bir otel odasında hayatının muhasebesini yapan geçkin bir adam; ününü, servetini, ailesini, dostlarını yitirmiş, ömründe ilk kez görünmez hisseden sönmüş bir yıldız. Döneminin çok ötesinde düşünen ve yaşayan, düşüşüne dahi hayran bırakan az insan geçmiştir tarih sahnesinden. Akla gelen ilk isimlerden biri de Oscar Wilde'dır. Oscar Wilde'ın Son Vasiyeti, yaşadığı karanlık günleri geçmişinin parıltısıyla aydınlatmaya çalışan yazarın kurgusal günlüğü. Düş gücünü ayrıntılı bir araştırmayla birl
Tükendi
Dickens'den bu yana hiçbir romancı Londra'yı Peter Ackroyd kadar güçlü anlatamadı. Ackroyd, başrolü yine Londra'ya verdiği Doktor Dee'nin Evi'nde bu muazzam ve gizemli kentin her ayrıntısını yetkinlikle kavrayıp anlatıyor. Tadımlık: Bir Ev bana babamdan kaldı. Her şey de bununla başladı. Babamın ölümüne kadar evle ilgili hiçbir şey duymamıştım; dahası, oraya ilk kez bu yaz gittim. Ev, pek bilmediğim bir bölge olan Clerkenwell'deydi ve ben de Ealing Broadway'den Farringdon'a metroyla gittim. Aslında artık
Tükendi
Bunu görüyor musunuz? Yaklaşın, kentliler. Buna kol saati denir. Bunu Köstebek mağarasından getirdim. Dinleyin. Bu işaretlere sayı deniyor. Şu dar metal şeridin nasıl da bir uyum dairesinin etrafında döndüğünü fark ettiniz mi? Bu, zamandır. Dokunmaktan korkmayın. Sihri yeniden canlandırılamaz. Ne amaca mı hizmet ediyordu? Bir evren yaratmıştı! Kenarlardaki sayıları inceleyin... Bunlar harikalar çünkü bir zamanlar dünyanın yapısını temsil ediyorlardı. Bir zamanlar bunun biçiminde modellenmiş koca bir evren v
Tükendi
Ünlü Alman arkeolog Heinrich Obermann´ın hayatta en büyük amacı, Anadolu´nun Ege kıyılarındaki Hisarlık´ın Homeros´un Troya´sı olduğunu, İlyada´da anlatılanların doğru olduğunu ispatlamaktır. "Arkeoloji bir bilim değil, bir sanattır," diyen Obermann bu sanatta tam bir virtüozdur. Hatta belki de gereğinden fazla iyidir... Takıntılı, içgüdüleriyle hareket eden, romantik bir hayalperesttir. Onun için tek gerçek Troya´dır. Kazılarda ona eşlik etmesi için Homeros´u orijinalinden okuyabilen, tarihe ilgi duyan bir
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1