Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Eğer, hayatımızın bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün... Herkes âşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan âşıksın."
Kürşat Başar'ın her kuşağın severek okuduğu, adeta kültleşmiş üçlemesi ilk kez tek cillte, bir arada! İnsanın en doğal hallerine, ilişkilerin en tarafsız izahlarına ve yaşamın çıkmazlarına dair en özgün ve çarpıcı cümlelerin ustası Kürşat Başar, zamansız anlatı ritmiyle hâlâ günceli yakalıyor. "Dışarda Kötülük Vardı" dün, bugün ve yarın için... "Bir zaman hep onu düşündüm. Düşünmek denebilir mi buna, bilmiyorum, hani durup dururken bilinçte parıldayan bir görüntü, bir sözcük, bir imge, bir ses, işte hep ö
Evimden çok uzaktayım. Zaten benim evim var mıydı, gerçekte hiç oldu mu ondan da emin değilim. Tek bildiğim, herhalde tam da bu yüzden, kendi içimde bir ev kurduyum. Evet evim var, içimde, benimle her yere gelen bir ev. Türk edebiyatının en özgün seslerinden biri olan Kürşat Başar, Aklımda Hep Sen'de yine en iyi yaptığı şeyi yapıyor: insanın hayat boyu içinde kalmak isteyeceği o anı, gerçek aşkın hikâyesini anlatıyor, kendine has üslubuyla aşka, ilişkilere dair yeni sorular soruyor. Aklımda Hep Sen günün
Yaz tatilleri, telefonlar, internet, adabımuaşeret kuralları, hatıralar... Kürşat Başar Gerek Yok, Hoş Değil'de, yaşamın ortasındaki rengârenk bir pencereden tarif ediyor manzarayı... Olması gerektiği kadarını aktarıyor. Yitip giden günlerin başucumuzda olduğunu, çocukluğumuza kazınan acı tatlı zaman dilimlerinin unutulmadığını anlatıyor. Hüzünlendiren, inciten, soru sormayı ihmal etmeyip yeri geldiğinde güldüren yazılar bunlar. Yeni bir yaz. Kimi zaman neşeli, ışıltılı sabahlar... Kimi zaman bunaltıcı öğle
Evimden çok uzaktayım. Zaten benim evim var mıydı, gerçekte hiç oldu mu ondan da emin değilim. Tek bildiğim, herhalde tam da bu yüzden, kendi içimde bir ev kurduyum. Evet evim var, içimde, benimle her yere gelen bir ev. Türk edebiyatının en özgün seslerinden biri olan Kürşat Başar, Aklımda Hep Sen'de yine en iyi yaptığı şeyi yapıyor: insanın hayat boyu içinde kalmak isteyeceği o anı, gerçek aşkın hikâyesini anlatıyor, kendine has üslubuyla aşka, ilişkilere dair yeni sorular soruyor. Aklımda Hep Sen günü
"Eğer, hayatımızın bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün... Herkes âşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan âşıksın."
Tarihin ilk dönemlerinden kalan eşyaların sergilendiği müzelere hiç gitmediniz mi? Bir yanda balta, mızrak, bıçak, ok türü şeyler öte yanda bugün de hemen hemen aynıları kullanılan küpe, gerdanlık, bilezik, göz boyası gibi şeyler... Kadınların milattan önce kullandığı kolyeler, küpeler, taraklar, bilezikler, tokalar bugün en havalı mağazalardan dünya parasına alacaklarınızla birebir aynı. Peki aynı dönemde erkekler ellerindeki bütün aletlerle uğraşa didine ne yapmış? Balta! Erkekle kadın arasındaki farkı so
"Edebiyat, olağanı olağanüstüye dönüştürür. Bu kitabı okurken ilk aklıma gelen cümle bu oldu. Yaşamsal olanla zihinsel olanın birbirini beslediği bir yazma biçimi, çağrışımlarla anılarda kurulan, ritmi hiç düşmeyen bir edebiyat, anlatım temposu..." Doğan Hızlan "Çok az romanda üslup, yazım tekniği ve tema birbirlerini bu denli çarpıcı biçimde tamamlamıştır. Üslup temayı, hiçbir romanda bu denli yeniden biçimlendirmemiş, yaratıcılığın ve yaratılanın adı üslup olmamıştır. Post-modernizmin ne olduğunu merak e
"Eğer, hayatımızın bir an´ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün Herkes âşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan âşıksın."
Tükendi
Zamana direnen çocukluğun, geçip gitmeyi reddeden anıların yazarı Kürşat Başar, bu kez kendi hayatının izini kendine has üslubuyla sürüyor Unutulmaz romanların yazarı olarak, yaşadığı onca ilginç tecrübeden eserlerine açılan dolambaçlı, sürprizli patikaları takip ediyor. İstanbul, Ankara, Kıbrıs ve Doğubayazıt'ta geçen çocukluk ve gençlik yıllarını; edebiyatla, müzikle tanışmasını; son otuz yılın gözde dergi ve gazetelerinde geçen günlerini anlatan yazar, Sevim Burak'tan Ara Güler'e, Doğan Hızlan'dan Cemal
"Çok kısa bir süre önce zamanlar yeniden karıştı, sabah çok erken mi, gecenin başlangıcı mı? Hem ne fark eder, dedim. Bir ülkenin, bir kıyının düzenli çizgisini ansızın bozan bir çıkıntıya benzettim kendimi -kendi yaşamım için- bir fazlalığa Göğüs kafesimde, karın boşluğumda, atalarımızın kanıtlayıp tanımlayamadığı bir şey vardı, sonsuzca büyümüş bir gözyaşı ya da hiçbir filmde, hiçbir deneyde görülmez bir yara Çünkü bu büyülü kürede düz bir çizgideymiş gibi ilerlemezsen hep yaralanıyorsun. Yağmur yağıyor,
Ben hayatımda (kadınlar dışında) bilgisayar kadar sorun çıkartan başka bir şey görmedim. Üstelik yalnız kendisi sorun çıkartsa neyse Bir alet, ilişkiye girdiği herşeyle sorun çıkartabilir mi? Bir bilgisayara yazıcı, tarayıcı, fotoğraf makinesi, kamera, cep telefonu gibi ne bağlamaya kalkışsanız ayrı bir dertle uğraşıyorsunuz. Her yüklediğiniz programla alet uyum sorunu yaşıyor. Bu kadar kaprisli kadın bile az bulunur. Hiçbiri yoksa da zaten ya hardware ya software sorunu vardır. Bir bilgisayarın sertlik
Eve dönüyorum, gece başlıyor, bir dostum arıyor, bir yerlere gitmeyi öneriyor, ona, içimdeki boşluktan sözetmiyorum. Yine de Senin neyin mutlu edeceğini biliyor musun? diye soruyor. Tabii bilmiyorum! Masanın üstünde bir dergi duruyor, bir sigara yakıyorum, kapağında büyük, renkli başlıklar var, Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları, bunları okuyarak öğrenebilir miydik? Şimdi birlikte geçirdiğimiz birkaç yılın ayrıntılarıyla dolu bu evde sabaha karşı oturmak istemiyorum, o ayrıntıları, küçük bir çocuğu yaşamımd
Tükendi
Yaz
Onu gördüm ve yaz geldi. Sanki kapı çalınıp çocukluk arkadaşınız yıllar sonra tekrar çıkagelmiş gibi Unuttuğunuz bir anıyı bulmak gibi Çok eskide kalmış, yıllar sonra yeniden duyduğunuz anda geçmiş bir zamanı size taşıyan bir şarkı gibi Dağ yollarında kaybolduktan sonra birdenbire, bir dönemeçte denizle karşılaşmak gibi Yaz bitmesini hiç istemediğim eşsiz anlar ve hiçbir şeyin, hiç kimsenin sonsuza dek benimle kalmayacağını anladığım ayrılıklar mevsimi İlk kitabıyla edebiyatımıza benzersiz bir giriş
İşte hazırlık başlıyor, okul günleri bitiyor. Geç gelen baharla, kışı hatırlayan bir ben varım. Artık durgunluk son buluyor, mutluluk başlıyor, dolaplarının içine yazılar yazıyorlar, kalpler çiziyorlar, bir ok kalbi delip geçiyor aşk böyle bir şey mi? temiz giysilerini giyiyor, saçlarını tarıyorlar, bir yıl sonra nerede buluşacaklarını, az sonra kaçınılmaz bir biçimde gülünç olacak bir veda töreninden sonra- buradan çıkıp gittiklerinde neler yapacaklarını kararlaştırıyorlar. Bir sevinç dalgası, bir heyecan
Edebiyatçı kimliğiyle tanına Kürşat Başar, aynı zamanda 80´li yılların başından bu yana gazetecilik yapıyor. İğreti Yaşamlar onun deneme tadındaki yazılarından seçmeleri bir araya getiriyor. İroniyle duygusallığın, hayalle gerçeğin, tarihle bugünün birbirine bağlandığı yazılar Dünyaya tek bir noktadan değil, farklı durma noktalarından, bakış açılarından yaklaşıyor. Kimi zaman şaşırtan, kimi zaman güldüren, kimi zaman içinizi acıtan bir dünya yaratıyor.
"If I had been told that I could stop at a certain moment in my life and stay there forever, I would have chosen one two moments The first is when I was rocking in the swing hanging from the branches of a tree in the . garden of my childhood. The other is the day I first kissed the man 1 loved more than anyone in my whole life. Many strived to write the common language of falling in !ove. In fact, it is quite simple: you are in love if you feel as
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1