Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yayımlandığı dönemde Tahir Alangu’nun “Son yıllarda iyice tıkanıp daralan gerçekçi hikâye anlatımına yeni bir ufuk açıyor” diyerek karşıladığı Dönemeç’teki öykülerde Ümit Kaftancıoğlu, insanla doğanın, insanla insanın kavgasını anlatır.Kitaba adını veren ve 1970 yılında, öykü dalında TRT Büyük Ödülü’ne değer görülen “Dönemeç” öyküsünde Cilavuz Köy Enstitüsü'ne girebilmek için gerçekleştirilen zorlu yolculuğu, Ulgar Dağı’nda amansız bir kar fırtınası altında yitip giden Kırklar'ın trajik öyküsünü resmeden Ka
Tükendi
Anadolu’nun yüce mi yüce dağlarının birinde, Çamlıbel denilen bir yer varmış. Bu Çamlıbel’in yiğitleri pek yaman pek cesurmuş. Halka yapılan kötülüklere karşı çıkan Çamlıbel yiğitlerinin her birinin ayrı macerası, ayrı destanı varmış. Babasını çok küçükken kaybetmiş olan Demircioğlu da duymuştur bu destanları, Köse Kenan’ı, Arap Reyhan’ı, Ayvaz’ı... Her birinin hikâyesi dillere destanmış destan olmasına ama kırk yiğidin kırkının da sevip saydığı Köroğlu başkaymış. Demircioğlu en çok onu merak eder, en çok o
Tükendi
Eserlerinde Köy Enstitülü yıllarının etkisi açıkça hissedilen Kaftancıoğlu'nun Tüfekliler romanı Mardin'in Derik ilçesinde geçer. Hikâyenin merkezinde ülkenin değişik yörelerindeki Köy Enstitülerinden gelen genç öğretmenler yer alır. Derik onlara coğrafyasıyla, Türkçeden çok Kürtçenin konuşulduğu günlük yaşamıyla, insan ilişkileriyle bambaşka bir dünyaymış gibi gelir. Bir tarafı dağ, bir tarafı çölle çevrili bu coğrafyaya "Atatürk Devrimleri" sanki hiç uğramamıştır. Bu- rada devlet tarafından da desteklenen
Tükendi
Türk Toplumunun 1970-1980 yılları arasında yaşadığı altüst oluş süreci...
Tükendi
Tembel çocuk kemeri, boruyu ve keseyi almış, çıkmış değirmenden. Issız yerlerde yürümeye, gezmeye başlamış. Bir ara elini koynuna sokmuş, kızın verdiği keseyi yoklamış:– Ah şu kesenin içinde elli altın olsaydı, demiş.Sonra keseyi çıkarıp açmış...– Aaa, elli altın varmış içinde! diye bağırmış.Çığlığı soyguncular duymuş. Hemen gelmişler çocuğun yanına. Keseyle parayı almak için saldırmışlar. Çocuk korkmuş, “Boruyu öttüreyim, belki duyan, yardıma gelen olur,” diyerek boruyu öttürmüş. Boruyu öttürünce bir de ba
Dört yıldır arkasında koştuğu, büyüttüğü, bütün koçları yenen Dört Boynuzlu yarınpazara sürülüyordu. Satılacaktı. İçten içe ağlayıp sessizce titriyordu Ede.“Sattırmam! Dört Boynuzlu Koç’umu sattırmam!”
Ümit Kaftancıoğlu’nun öğrencilik anılarından yola çıkarak kaleme aldığı “Çoban Geçmez” adlı kitabında; zorlu doğa şartlarından, yoksulluktan ve eğitimsizlikten kurtulmak için okuma mücadelesi veren öğrencilerin hayata ve dünyaya bakışlarını,öğrenciler arasındaki paylaşma ve yardımlaşma duygusunun ve fikrinin ne kadar güzellikler getirdiğini her öyküde sanki o öykünün bir kahramanı olarak okuyarak yaşayacaksınız.Şimdi Çoban Geçmez’e bir baştan bir başa yolculuk yapma sırası sizde...
"Kankardeşim Dorutay", bir "Köroğlu" öyküsüdür. Yoksulların koruyucusu, halkın savunucusu olan Köroğlu, Çamlıbel´i yurt edinip zalim beylere kafa tutarken, yanında, kendisine inanmış tam kırk yiğidi vardı. İşte bu kırk yiğitten biri de Demircioğlu idi. Karanlık güçlerin 1980 yılında öldürüp susturduğu değerli yazarımız Ümit Kaftancıoğlu, çocuklar için yazdığı "Kankardeşim Dorutay" adlı bu öyküsünde, işte bu kırk yiğitten biri olan Demircioğlu´nun öyküsünü anlatıyor. (Arka Kapak)
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1