Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 34 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
"O âna kadar mavi deftere yazmak bana zevkten başka bir şey vermemişti, gitgide yoğunlaşan, çılgınca bir doyum duygusu. Sözcükler kafamdan sanki biri onları bana yazdırıyormuş gibi çıkmıştı; düşlerin, karabasanların ve özgür düşüncelerin billur diliyle konuşan bir sesin söylediği cümleleri kopya eder gibiydim. Ama 20 Eylül sabahı, yani söz konusu günden iki gün sonra o ses ansızın susuverdi. Defterimi açtım, önümdeki sayfaya baktığımda kaybolduğumu fark ettim, ne yaptığımı artık bilemiyordum. Bowen´i o oday
Tükendi
"Sanki Fanshawe son yazdıklarının benim bu konudaki bütün beklentilerimi altüst edeceğini biliyordu. Bunlar, pişmanlık duyan bir adamın sözleri değildi. Sorumu soruyla yanıtlamıştı, bu yüzden her şey çok açık kalmıştı, bitmemişti, yeniden başlayacaktı. İlk sözcükten sonra yolumu şaşırdım, o dakikadan sonra ancak el yordamıyla ilerleyebildim, karanlıkta tökezledim, benim için yazılmış bir kitap beni kör etmişti." Çağdaş Amerikan edebiyatının en özgün yazarlarından Paul Auster ın New York Üçlemesi, yazarın ha
Tükendi
Önceleri her şey canlıydı. En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti... Yaşamöyküsünü, Kış Günlüğü kitabında fiziksel varlığının gelişim süreciyle aktaran usta yazar Paul Auster, yukarıdaki cümleyle başlayan İç Dünyamdan Notlarda da iç benliğinin dış dünya ile karşılaşma sürecindeki gelişimini anımsıyor. Auster, bebekliğinde aydedeye bakışından, çocukluğunda kovboy filmlerinin yıldızı Buster Crabbee olan hayranlığından, dokuz yaşında yazdığı ilk şiirinden, Amerikan yaşamının adaletsizliğini far
Tükendi
Okyanus aşırı ülkelerde yaşayan çağımızın iki büyük yazarı, Paul Auster ile J.M. Coetzee, yazışmalarından bir kitap yaptılar. Auster ve Coetzeenin iki yılı aşkın bir süre boyunca Amerika ile Avustralya arasında gidip gelen mektupları, sanattan siyasete, spordan savaşlara, ekonomiden insan ilişkilerine kadar iki yazarın pek çok konudaki duygularını, düşüncelerini, gözlemlerini ve çok ilginç saptamalarını içeriyor. Bu mektuplar ayrıca, sadece iki romancının düşünce dünyasını ve çağımıza tanıklıklarını değil,
Tükendi
Brooklyn, Paul Austerın her köşesini özümsemiş olduğu kendi coğrafyası. Son romanı da, Floridada başlamakla birlikte yine gelip Brooklynin Sunset Park semtinde düğümleniyor. Çocukça bir ağız dalaşının kaldırılamayacak kadar ağır bir vicdan yüküne dönüşmesi sonucunda, doğup büyüdüğü yerden, içinde yetiştiği ortamdan, ailesinden ve arkadaşlarından, kendi geçmişinden ve hatta geleceğinden kaçan bir gencin acılı öyküsü. Pişmanlık, avarelik, aşk, umut kıvılcımları, günlük yaşamın çetin koşullarında bulunan geçic
I was looking for a quiet place to die. Someone recommended Brooklyn, and so the next morning I travelled down there from Westchester to scope out the terrain ...' So begins Paul Auster's remarkable novel, "The Brooklyn Follies". Set against the backdrop of the contested US election of 2000, it tells the story of Nathan and Tom, an uncle and nephew double-act. One in remission from lung cancer, divorced, and estranged from his only daughter, the other hiding away from his once-promising academic career, and
Tükendi
Caz müzisyeni Izzy Maurer, New York'taki bir gece kulübünde bir kaza kurşunuyla vurulur ve yaşamı tümüyle değişir. Izzy, gizemli bir taşın büyüsüne kapılarak, ruhunun tuhaf ve ürkütücü labirentinde masalsı bir yolculuğa çıkar. New York Üçlemesi, Şans Müziği, Ay Sarayı, Brooklyn Çılgınlıkları gibi romanlarıyla son dönem Amerikan edebiyatının en saygın yazarlarından biri olan Paul Auster, sonradan Duman ve Surat Mosmor gibi senaryolarıyla sinemaseverlerin gönlünde de taht kurmuştu. Lulu Köprüde ise, Auster'
Tükendi
Nominated for an Edgar Award for Best Mystery of the Year, City of Glass inaugurates an intriguing New York Trilogy of novels that The Washington Post Book World has classified as "post-existentialist private eye...It's as if Kafka has gotten hooked on the gumshoe game and penned his own ever-spiraling version." As a result of a strange phone call in the middle of the night, Quinn, a writer of detective stories, becomes enmeshed in a case more puzzling than any he might have written. Written with hallucinat
Tükendi
Uçsuz bucaksız Amerika kırsalının bir beyaz gecesinde daha, dünyayı kafamın içinde döndürerek yeni bir uykusuzluk nöbetiyle boğuşurken karanlıkta tek başınayım... 72 yaşındaki eski kitap eleştirmeni August Brill, geçirdiği bir araba kazasından sonra kızı ve torunuyla birlikte oturmaktadır. Uykusuz bir gecede, anımsamak istemediği düşünceler ve olayları, karısının ölümünü, torununun erkek arkadaşının Irak´ta vahşice öldürülüşünü kafasından kovmak için, kendi kendine öyküler anlatır. ABD´nin Irak´la değil de
Bir yatak, bir yazı masası ve bir iskemleden başka bir şey bulunmayan, tek kapılı, tek pencereli bir oda. Yaşlı bir adam, bu odada belleğini yitirmiş olarak uyanır. Kim olduğunu, buraya nasıl geldiğini anımsamaz. Odaya gelen belli belirsiz kişiler, Bay Boş’a anımsayamadığı suçlar yöneltirler, kimliği ve geçmişine ilişkin örtük sözler ederler. Tavana gizlenmiş bir kamera durmadan fotoğrafını çeker, bir mikrofon odadaki her sesi kaydeder. Biri izlemektedir sanki. Günümüz Amerikan edebiyatının en yaratıcı yaza
Tükendi
Bir çocukluk arkadaşı... Tek bir mektupla, geçmişten çıkıp gelmiş bir çocukluk arkadaşı, bir kâbus gibi, bir lanet gibi üstüne çökerse insanın... peşine düşüp izini kovalamaktan başka seçenek bırakmazsa insana... böylece bütün hayatına hükmetmeye başlarsa ne yapar insan? Ondan kurtulmanın tek yolu onu bulmak olduğunda, ama attığı her adımda kendini daha da içinden çıkılmaz bir karmaşanın içinde bulduğunda, aklını kaybetme, çözülme noktasına geldiğinde ne yapar insan? Ötekine ulaşmak için, onun geçmişini deş
Tükendi
Paul Auster´in yapıtlarında, çağdaş insanı en çıplak durumuyla görüyor, onunla aramızda özdeşlikler, benzerlikler kurabiliyoruz. Paul Auster’in yazdıklarının bu kadar beğenilmesinin, benimsenmesinin nedeni, belki de okuruyla arasındaki bu paylaşım. Bir Amerikalı yazar olmasına karşın, Amerikalı insanı değil, ‘insan’ı anlattığı için evrensel boyutta oluyor yazdıkları. Yazarın bunca benimsenmesinin bir başka nedeni de, kısa, yalın cümlelerden oluşan kıvrak ve duru anlatımının, psikolojik çözümlemelerde kapsam
Tükendi
Paul Auster, Amerika´nın en yaratıcı yazarlarından. Zengin düş gücüyle süslediği romanları, bu çağdaş yazarın dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sevilmesine yol açtı. Paul Auster, yaratıcı çalışmasını bu kez iki senaryoda kullanıyor: Duman (Smoke) ve Surat Mosmor (Blue in the Face) adlı filmlerin senaryolarında. Duman’da, bir romancı, bir tütün mağazası işleteni ve zenci bir yeniyetme vardır. Güldüren, duygulandıran, beklenmedik olaylarla, birbirinden çok farklı bu üç kişinin ortak bir insanlık paydasını
Tükendi
Bir gün bir yazarı New York Times´dan ararlar ve Noel günü gazetede yayınlanacak bir hikâye yazmasını isterler. Yazar öneriyi geri çevirmeye çalışırsa da, ısrarlar karşısında kabul etmek zorunda kalır. Ama nasıl yazacaktır? Hem ustaların öyküleriyle boy ölçüşemeyeceğini bilmekte, hem de alışılmış aşırı duygusal Noel öykülerinden nefret etmektedir. Sorununu, bir purocuda tezgâhtarlık yapan Auggie Wren´e açar. Auggie, "Bir Noel hikâyesi mi?" der. "Bütün derdin bu olsun. Bana bir öğle yemeği ısmarla, sana düny
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 34 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2