Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Odasında ölmeyi bekleyen yaşlı bir adam ve zihnin gözeneklerinde gezineduran kaygan bir monolog. Beckett'ten roman ile dramanın arakesitinde duran, ya da duramayan, baş döndürücü bir deney.
Modern romanın Joyce, Proust, Musil ve Kafka'yla açılan yolunu Beckett bir adım daha uzağa roman üçlemesiyle taşıdı. Molloy, okura Godot'nun neden gelemediğini sezdiren bir başyapıt.
Tükendi
Beckett'i sayısız çöküntüden kurtaran iki büyük ressam: Bram ve Geer van Velde. Resmetmenin aksadığı yerde aksaklığı resme dönüştürdüler.
Tükendi
Beckett çok sayıda kısa oyun yazdı. Yaşlandıkça oyunların boyları gitgide kısaldı. Sanki vaktinizi çalmak istemiyorum der gibiydi. Bunlara dramatikul adını vermişti; kısa ama aynı zamanda üzerinde durmaya değmez...
Samuel Beckett (1906-1989) Geçtiğimiz yüzyılın büyük edebiyat belleği en parlak, en karmaşık, en verimli sayfalarından bazılarını Beckett'e ayırdı. Önemli bölümü Türkçeye aktarılmış olan Beckett kütüphanesinin görünmeyen rafını, onun bir "kazı alanı"na benzeyen şiir dünyası oluşturur. Şair Beckett, yeryüzü tabakalarının arasında kendi öznel şiirinin "kazı"sını yapmış, bulduğu "eksik" malzemeyi kemikleri, çökeltileri, mırıltıları, ıslıkları daha da eksilterek değerlendirmiş, yorumlamış ve okura sunmuştur. B
Tükendi
Beckett'in en anlaşılır, en erişilir, hatta en eğlenceli eserlerinden biri, denir. Yazarın ilk Fransızca uzun düzyazı denemesidir, denir. 1946'da yazıldı ama son anda vazgeçti de ancak 1970'te basılabildi, denir. İngilizceye de yine kendisi çevirdi, denir. Didi ile Gogo'nun ruh ikizleridir desek yanlış olmaz, da denir.
Tükendi
Beckett, zembereğinden boşanan dilin, bir daha asla kapanmayacak, asla susmayacak bir ağzın ve olanları durgun bakışlarla seyreduran bir çift gözün seslenmelerine, sessizlenmelerine indirgedi, karakter denilen asırlık illeti.
Tükendi
İnsan tekinin yüreğindeki ve zihnindeki kimi karanlık yerlere dokunuyor Samuel Beckett bu eserinde: Ölüm, hayat, doğa, varlık, eylem, zaman, anlam... Bu eski fakat hâlâ etkisini sürdüren puslu alanlara elindeki neşterle ince kesikler atıyor Beckett; insani varoşulun gelip geçiciliğine, değersizliğine, anlamsızlığına ilişkin duygu ve düşünceler de işte bu neşter kesiklerinden sızıyor. Sızmalara patlatmalar eşlik etmiyor, aksine asude bir akış söz konusu. İniltiyi andıran, kırılıp dağılan kelimelerse hep aynı
Tükendi
Eşlik, Samuel Beckett'in karanlığı kanırttığı, ışıktan umudu iyice kestiği, uzun hikâyelerden oluşan müthiş bir seçki. "İnsan" adeta son soluğunu vermek üzeredir. Atmosfer puslu ve bulanıktır. Olay örgüsü neredeyse yoktur. Eylem yoktur. Anlam yoktur. Zaman, bükülür ve kırılır bir niteliktedir. Ağız değil, kulak ön plandadır: Bir ses geliyor karanlıkta sırtüstü uzanmış birine. Sırtındaki basınçtan ve gözlerini kapadığında ve yeniden açtığında karanlığın değişmesinden anlıyor bunu. Sesin söylediklerinin yal
Tükendi
Proust, Beckett´in yayımlanmış ilk kitabıdır. Beckett, 1930´da yazdığı bu eleştirel monografide, doğrudan doğruya, Proust´un romanının merkezinde yer alan "zaman" sorununa hücum eder. Arzu, ölüm ve alışkanlık gibi ikincil izlekler, bu kök sorunun çevresinde çözümlenir. Proust, Proust´un ilginç yaşamıyla ilgili söylentileri bir yana iterek Kayıp Zamanın İzinde´nin kendisine yönelen ilk sistemli çalışmalardan biridir. Kitap yayımlandığında İngiltere´de Daily Telegraph gazetesinde çıkan bir tanıtma yaz
Tükendi
Sıradan Kadınlar Düşü, genç Belacqua'nın aşkları ve Avrupa seyahatleri kadar, edebiyat ve tiyatroda yeni ufuklar açan bir yazarın, Samuel Beckett'ın iç dünyasını da sergileyen otobiyografik bir eser. Yalnızca yazarın kendisini temsil eden Belacqua değil, daha sonraki eserlerinde boy gösterecek olan Alba ve Smeraldina gibi karakterler de Beckett okuru için tanıdık: Pek çok eserinin çıkış noktasını ve eskizlerini, Beckett'ın edebiyat dünyasında yapacaklarının izini onlar aracılığıyla sürmek mümkün. Sıradan K
Tükendi
Mruphy, bir Beckett anti-kahramanı. Belli bir eğitimden geçmiş. İrlandalı. Yalnız, edilgen ve tekbenci. Bir işte çalışmıyor. Tek mutluluğu sallanan bir koltuğa kendini çırılçıplak bağlamak, iç dünyasına çekilip orada yolculuklara çıkmak... Celia, Murphy´ye aşık. Fahişe. Bedensel bir aşkla sevilen ve dış dünyaya ait olduğu için Murphy´nin reddetmek istediği bir kadın... Mruphy peşini bırakmayan dış dünyadan kaçarken, sığındığı akıl hastaları tarafından da dışlanır... Kitabın traji-komik öyküsü bu merkezi
Tükendi
20. yüzyılın en büyük yazarlarından Nobel Ödülü İrlandalı yazar Samuel Beckett´in Watt ve Murhpy´sinin ardından Molloy, Maone Ölüyor ve Adlandırılamayan adlı romanlarından oluşan ünlü ÜÇLEME´sini okurlarımıza sunuyoruz. Beckett´in en önemli yapıtları olarak görülen her üç romanda da tek bir kişinin çeşitlemeleri denebilecek anti kahramanlar, bedenesel yetilerini yitirirken, varoluşlarını yalnızca ussal düzlemde duyumsar ve sözün içinde yaşamaya başlarlar... Molloy, koltuk değnekleriyle kent dışında bir çuk
Tükendi
Maercier ile Camier´nin aynı adlı kahramanları, Beckett´ın olgunluk dönemi yapıtlarında sıkça karşımıza çıkan ikililere öncülük ediyor: Trajik ile komik, düş ile gerçek ya da beden ile usun birer yansıması; birbirleriyle çatışsa, birbirinden uzaklaşsa da asla kopmayan iki yalnız yabancı, aynı "ben"in iki yarısı. Amaçsız ve anlamsız bir yolculuk için bir araya gelir Mercier ile Camier. Modern karşı khramanların parçalanmış iç dünyasına yapılacak ürkütücü ve karanlık bir yolculuktur bu. Ama hüzünlendirirken
Tükendi
İrlandalı yazar Samuel Beckett, "başarısızlık / yoksunluk sanatı" olarak tanımladığı edebiyat anlayışını ilk şiirlerinden son dz yazılarına kadar inatla sürdürmüştür. "Sanatçının nedenini bilmeden, hiçbir şeye sahip olmadan hiçi anlatmak zorunda kalışı" biçiminde açabileceğimiz "başarısızlık / yoksunluk" kavramı dört uzun öyküsünde yoğun bir karamizahla yoğrulur. Bu öyküler Beckett´ın edebiyat serüveninde bir kilometre taşı oluşturur; ilk ben öyküsel anlatı olmasının yanında İrlandalı yazarın yabancı bir d
Tükendi
Samuel Beckett´in tüm sanatı, bireyin anlamlandırmadığı, sancılı bir varoluş serüveni içinde azı cekmesi üzerine kuruludur. Beckett, Descartes´ın ünlü söylemini, "Acı çekiyorum, o halde varım" biçiminde yeniden dile getirmiştir adeta. Yarattığı kişilikler dış dünyanın "fiyasko"sundan kaçmaya çalışan, yalnız, yorgun ve tekbenci karşı - kahramanlardır. Bir ilk yapıt olmasına karşın Aşksız İlişkiler Beckett´in yazarlığında ve dünya yazınında küçümsenmeyecek bir yere sahiptir. Öykülerin kahramanı Belacqua Shuah
Tükendi
Watt, yüzyıla damgasını vurmuş birkaç yazardan biri olan Samuel Beckett´in yazdığı ikinci "roman". İkinci Dünya Savaşı sırasında yazılmasına ve Beckett´in Fransız direniş hareketine aktif olarak katılmış olmasına rağmen savaşla ilgili hiçbir şey içermiyor. Peki neyle ilgili bu roman? Hiçbir şeyle. Olay örgüsü yok karakter deseniz, Watt´ı ya da Bay Knott´u ne kadar karakter sayabilirseniz o kadar var, yani hak getire; parlak cümleler, Joycevari üslup cambazlıkalrı arıyorsanız, üzgünüz: Namevcut. Simgesever o
Tükendi
1980 yılında televizyon için İngilizce olarak kaleme alınan Quad, 1981de Samuel Beckett tarafından sahnelenmiş ve yönetilmiştir. Süddeutscher Rudfunkun yapımcılığını üstlendiği oyun ilk kez 8 Ekim 1981 tarihinde R.F.A. tarafından Quad 1 & 2 adıyla yayınlanmıştır. Orada büzüşmüş kalmışken, küçük tapınma yerimde, karanlıkta, kimsenin beni göremediği o yerde, yalvarmaya başladım, ona, görünmesi için, bana görünmesi için. Ne zamandır adetim, alışkanlığım olmuştu bu benim. Ses çıkarmadan, zihinsel bir yakarış,
Tükendi
Sonun gelmeyişi üzerine bir oyun olan Oyun Sonu, insanın varoluşunun anlamsızlığı karşısındaki durumunu absürd tiyatro bağlamında ele alır. Ölüm kaygısı karşısında insan kör-kötürüm yaşamaya mahkûmdur; bunun sonu gelmemektedir. Absürd tiyatronun en iyi örneklerinden biri olan bu oyun için Prof. Dr. Ayşegül Yüksel yazdığı önsözde, "Oyun Sonu, sevgisizliğin, yoksunluğun, mutsuzluğun oyunudur," diyor. Oyunda dışardaki doğanın ölmüş olduğu varsayılırken, yalnızca orada bulunan insanların değil, tüm bir uygarlığ
Godot´yu Beklerken, 1948 yılında Fransızca olarak yazıldı ve 5 Ocak 1953´te Paris´te sahneye kondu. Yavaş yavaş ülke çapında bir ün kazandı. 1954 yılında Beckett tarafından bazı değişikliklerle İngilizceye çevrildi ve başka ülkelerde de sahnelenmeye başladı. Avangard olarak nitelenmesine karşın hızla klasikleşti. Oyunun varoluş sancıları çeken kahramanları, yolları kesiştiğinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışırlar. Her gün yinelenen bu ritüelde bellek işlevini yerine getirmeyince gerçekliğin kesinli
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 21 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1