Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 37 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Üç sayfayı doldurduk galiba. Bana kalırsa daha da yazarım. Yağmurlu Fatih gecelerini. Beyazıt'ta bir lokantada içilen biraları. Yolları ve anıları. Eski zaman aşklarını. Dostumuz Faik Baysal acaba yine sigara dumanlarıyla ılıklaşmış gürültülü kahvelerde, mermer bir masada demli çaylar ve askıda yavaş yavaş kuruyan yağmurlu paltoların arasında iğrilmiş oturup yazıyor mudur? Çifte Kumrular Sokağı'na çıkan yeni asfaltın köşesinde yükselen büyük yapıların önünde, o köşebaşınd
İşte bu son talanı ömrümüzün; Aşklar, acıya emanet. Dahası, yok bahası Satıldı erguvanlar... - Nedir bu? - Eskiler söyledilerdi: ‘İnkırâz-ı bahârân'... Bilen anlar.
işte bu son talanı ömrümüzün; aşklar, acıya emanet. dahası, yok bahası satıldı erguvanlar... - nedir bu? - eskiler söyledilerdi: ‘inkırâz-ı bahârân'... bilen anlar.
"Aslında bu anlatı neyi anlatır?" diye sormanız söz konusuysa, yanıtım: "Bu anlatı, anlatıyı anlatır," olacaktır. "Anlatı da, tarih gibi tekerrürden ibarettir: Önce Gerçeklik olarak, sonra Kurmaca olarak. Üstelik hiç kimse, romanın bittiğini ve romanın bittiği yerden de anlatının başladığını görmüyor." Fehmi K.
Defterler şairlerin lirik bellekleridir. Hilmi Yavuz'un Defterler'i gibi! Bu Defterler yazarın yaşadıklarını bir tinsel deneyime dönüştürürken kayda geçirdiği notlar. Bellek, hazla ya da hüzünle yaşanan anları derleyip toparlar; bazen Akdeniz'i Yunan'a bağlayan bir felsefeye, bazen bir yaz musikisine, bazen bir düzyazının bulanıklığına, bazen de bir şiirin dizelerinin berraklığına gönderir. Defterler sıradan, gündelik ve önemi yokmuş duygusu veren yaşam ritüellerinin nasıl görünmez ve derin bir duyarlığa dö
Alafrangalığın Tarihi, alışılmış türden bir tarih kitabı değil. Osmanlıdan Cumhuriyete dönüşüm sürecinde ve elbette Cumhuriyetten sonra, alafrangalık, doğrudan doğruya modernleşmenin zihnî arka planını yeniden inşa etme bağlamında bir kavram tarihi olarak ele alınmaktadır. Hilmi Yavuza göre alafrangalık kavramının tarihi; modernleşme, Oryantalizm, rasyonalite (ve dolayısıyla, Aydınlanma) kavramlarının alımlanış biçimleri ile üstbelirlenmiş bir tarihtir. Osmanlı-Türk alafrangalığının, bu üç temelkoyucu kav
Tükendi
Sanki düğün olmuştur Sevmiş, sevilmiş, yenmiş, yenilmiş Çekmiş, çektirmiş Oyun hüzün olmuştur. Düştür doğaldır içlenme Bezginlik göllerinde bir gece Karanlıkta senin de Yüzdüğün olmuştur. Ay peşinde Bitkin akşamlar nikotin Düşer bir gün giyotin Aksâdeler giyindiğin olmuştur. Süleyman ve Sabâ, hüthüt ve Belkis Söylerdi sorsaydık, geç git, bunlar - - Necatigil yok şimdi Belki bir gün olmuştur.
"Kıskançlık duysam Hilmi'ye duyardım... Şiir denilen gizli varlığı bulan, biçimle içeriğin kutsal birleşmesini gerçekleştiren bu büyük şair, artık gençlik yıllarından uzaklaşıyor, ama ölümsüzlüğü de sırtlamış gidiyor." -Cahit Külebi "Dile çok büyük planda hâkim olamayan, sözü yazıyı canından sızdırmamış kimseler bu alanda at oynatamaz. Hilmi Yavuz, dil beğenisi en yüksek şairlerimizden biri." -Cemal Süreya "Kendini yineleyen bir şair değildir Hilmi Yavuz. Bedreddin'in ve Doğu Şiirleri'nin Hilmi Yavuz'u, top
yeni hüzünler bulmalıyım yeni acılar, tertemiz... Usta şair Hilmi Yavuz'dan şiirseverlere bir sonbahar hediyesi: Lânet Şiirleri. 2012 yılında yayımladığı Yara Şiirleri sonrası 5 yıllık bir sükûtun ardından uç veren kitap üç bölümden oluşuyor: ‘‘Lânet Şiirleri'', ‘‘Melâmet Şiirleri'' ve ‘‘Dörtlükler''.
Tükendi
Okuma Biçimlerinden bir edebî metnin okunma, yorumlanma ve anlamlandırılma biçimlerini kastettiğimi belirtmeliyim. Şüphesiz bir metin, birbirinden çok farklı bağlamlarda okunabilir; ama galiba, en doğrusu, öncelikle, bu bağlamların neler olduğunu ortaya koymak olmalıdır. () Edebiyat teorileri, bunu ya yazar merkezli olarak okuma, yani yazarın niyetini (intentio auctoris) açığa çıkaracak bir okuma; ya metin merkezli okuma, yani metnin niyetini (intentio operis) açığa çıkaracak bir okuma; yahut da okur merk
Tükendi
İslam büyük ve muhteşem bir medeniyetse eğer, Osmanlı da büyük ve muhteşem bir kültürdür. Bu mirasın, her nasılsa, bugün bize yaşayarak kalanı ile yetinsek bile; bu onun büyüklüğünü, sezgisel düzeyde de olsa, idrake yeterlidir. Osmanlı'nın kuşatıcı estetik ve entelektüel mirası üzerine yazılanlar, maalesef, çoğu defa bilineni tekrarlamaktan veya deskriptif olmaktan öteye gitmiyor. Halbuki, onun sistemli, kavramsal ve analitik bağlamda yeniden inşası gerekiyor. Şayet bu yapılmazsa Osmanlı kültürünün büyüklüğ
Tükendi
"Kıskançlık duysam Hilmi´ye duyardım... Şiir denilen gizli varlığı bulan, biçimle içeriğin kutsal birleşmesini gerçekleştiren bu büyük şair, artık gençlik yıllarından uzaklaşıyor, ama ölümsüzlüğü de sırtlamış gidiyor." - Cahit Külebi- "Dile çok büyük planda hakim olamayan, sözü yazıyı canından sızdırmamış kimseler bu alanda at oynatamaz. Hilmi Yavuz, dil beğenisi en yüksek şairlerimizden biri." - Cemal Süreya- "Kendini yineleyen bir şair değildir. Hilmi Yavuz. ´Bedreddin´in ve ´Doğu Şiirleri´nin Hilmi Y
Tükendi
Lirik-olan, tin'ikötülüklerden arındırır. Ben, lirik-olan her ne ise, onunla yaşamayı yeğledim. Ve kötülüklerden arınmak için yazdım bu ‘Defterler'i. Bu nedenle de adı Lirik Defterler olsun istedim.
Tükendi
Entelektüellerin, kültür adamlarının, yazarların okuma serüvenleri nasıldır acaba? Kitap seçimlerini nasıl yaparlar, raflarda nasıl gezinirler, bir kitabı nasıl okurlar? Sevdikleri cümlelerin altını çizerek mi, sayfaların kenarına notlar alarak mı, yoksa okuduğu metni sorgulayarak mı? Hiçbiri ya da belki hepsi... Okuma Notları bir okur fotoğrafıdır. Entelektüel merakı geniş bir spektruma yayılan bir yazarın, bir aydının okuma uğraşının, merakı takip eden sorgulamalarla kitapların izini nasıl sürdüğünün foto
Tükendi
Yazarı da okuru da sarakaya alan ama ona karşılık son derece ciddi bir parodi. (...) Yavuz, parodisini anlayacak ciddi, araştırmadan üşenmeyecek okurlar arıyor. (...) Yavuz'un, parodiye hasret edebiyatımıza iç açıcılık getirdiği kanısındayım. Doğan HIZLAN Taormina, Fehmi K.'nın Acayip Serüvenleri ve Kuyu Hilmi Yavuz'un çok başarılı postmodern üçlemesidir. Prof. Dr. Dilek DOLTAŞ Türk edebiyatı kanonunda şairliğiyle öne çıkmış olan Hilmi Yavuz, tek kurgusu olan Üç Anlatı: Taormina, Fehmi K.'nın Acayip Serüven
Tükendi
Yaz Sohbetleri, 'kimselere bırakmam yaz olmayı' diyen üç şairin, Hilmi Yavuz, Aydın Afacan ve Ercan Yılmaz'ın Halikarnassos'ta, iki yaz boyunca süren diyaloglarından müteşekkil bir kitap. Klasik bir söyleşi kitabından ziyade hatıraları, düşleri, hülyâları ve hatta yer yer analitik çözümlemeleri de içeren bir bütün. Doluluk, şiir, sanat, felsefe, hayat, estetik gibi konulara yoğunlaşan üç şair mekânı adeta bir akademiye dönüştürüyorlar. Bu yönüyle günlük hayatın felsefesini de yapan kitabın Ege'nin o sınır
Tükendi
Belleğin Kuytularından ile gerçekten zor, ama o ölçüde de talihsiz bir işe giriştiğimin ta başından beri farkındayım. Bu portrelerin arasında dost olduklarım da, olmadıklarım da var çünkü... Zor olan dostları yazmak, talihsiz olan da dost olmayanları. Ama şunu da belirtmeliyim: Dostlarımı yazarken de dost olmayanları yazarken de, kendimce ve olabildiği kadarıyla mesafeli ve soğukkanlı olmaya çalıştım. Yine de, ironi ve mizahtan, hem dostların hem de dost olmayanların hisselerine düşeni aldıklarını söylemeli
Hüzün ve Ben, Budalalığın Keşfi yle başlayan Hilmi Yavuz denemeleri serisinin ikinci kitabı. Yazarın çocukluk ve ilk gençlik hatıralarını, Türk edebiyatının son elli yılından gazete ve dergi deneyimlerini içeren; yer yer geçmiş ramazanları, uçurtma, lokum, pastane, telefon günlerini anlatan Yavuz öz yaşamından çokça izler taşıyan denemeler bunlar Çoğu zaman lirik ve şiirsel, Hilmi Yavuzun güzel hüznüyle bezeli ama sadece anılara ve duygulara değil analize de esaslı kapılar açan denemeler Hüzün ve Bende bi
Tükendi
Hilmi Yavuz'un okuma yelpazesi edebiyattan felsefeye, tarihten sosyolojiye, antropolojiden sanata uzanan uçsuz bucaksız bir alana yayılıyor. Edebiyat Okumaları'ndaki makalelerin çoğu Yavuz'un değişik üniversitelerce düzenlenen bilimsel sempozyumlarda sunduğu bildirilerden oluşuyor. Yavuz, bu makalelerde, edebiyatı o geniş alanda diğer disiplinlerle buluşturuyor. Ve elbette, yine verili söylemleri kırarak, yine yeni şeyler söyleyerek...
Tükendi
Modern(leşmiş) okur-yazarların katı reflekslerinin aksine Hilmi Yavuz, şiirsel-düşünsel serüveninin başından beri çokyönlü okumalarıyla, kendine özgü bir yol üzerinde yürüyerek, özellikle tasavvuf irfanından devşirdiği birikimi ve inşa ettiği duyarlılığı hem şiiri hem de düzyazıları açısından temel bir kaynak haline getirmiştir. İslamın Zihin Tarihi de şiirden felsefeye, tasavvuf irfanından siyasete geniş bir ilgi alanına ilişkin tecessüsünü dersleriyle, söyleşileriyle ve yazılı tanıklıklarıyla dile getiren
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 37 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1