Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda, barışın sağlanmaya çalışıldığı yıllarda, Woodrow Wilson meşhur On Dört İlke'yi ortaya attı. Her ne kadar son halinde adı geçmese de, bu on dört ilkeden en çok dikkat çeken kendi kaderini tayin hakkı oldu. İmparatorlukların çöktüğü, sömürgeciliğin hükmünü yitirmeye başladığı ve ulus-devletlerin ortaya çıktığı bu dönemde, bu hak, en çok sömürge halklarına umut oldu. Fakat "güçlü ya da zayıf, küçük ya da büyük" tüm halkların kendi kaderini tayin etmeye hakkı olduğunu bildiren
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.