“Gerçek aşkı görmeyenler aşktan bahsedemezler.” Aşk denilince akla ilk gelen, filmlere ve kitaplara konu olmuş olan Leyla ile Mecnun hikâyesi, edebiyatımızın lirik şairi Fuzuli tarafından yazılmıştır. Eser Mecnun’a ait olduğu söylenen lirik şiirlerin arasına nesirlerin eklenmesiyle hikâye haline getirilmiştir. Mecnun, talihsiz bir aşkın vücut bulmuş hâli olarak kalır ve Leyla’nın bakir hayaliyle yaşayıp ölmek ister. Çoğu aşk hikâyesinin aksine sevgililer kavuşamazlar ve ölüm bu aşkın tamamlandığı yer olur.
Bu kitap medeniyetimizin içli ve samimi sesi Fuzûlî’nin iki eserini bir araya getiriyor. Rind ile Zâhid ve Sıhhat ile Maraz. Rind ile Zâhid, insanoğlunun en kadim ve asli yönelişlerinden biri olan hakikate ve anlamlar dünyasının sırlarına yapılan bir keşif yolculuğu. Basmakalıp düşüncelerin ve görünüşlerin ötesindeki anlamlar evreni, şekilden manaya doğru yapılan seferler, zihnin bitmek tükenmek bilmeyen sorularına karşılık, gönlün kanmayan susuzluğu Zâhid isimli baba ile, Rind isimli oğlunun diyaloglarında
Aşk denilince akla ilk gelen, türlü kitaplara, filmlere konu olan Leyla ile Mecnun mesnevisi, edebiyatımızın en lirik şairi Fuzulînin şaheseri olmasının yanı sıra en büyük aşk mesnevilerinden de birisidir.
Sevgiliye kavuşamamakla inşa olan bu aşk, dünyevi aşkı tarif eder gibi görünse de tasavvufi öğelerden beslenerek sonunda Tanrı aşkına ulaşmaya varır ve vahdet-i vücud inancını (varlığın birliği) ortaya koyar. Diğer aşk mesnevilerinin çoğunun aksine sevgililer kavuşamazlar ve ölüm bu aşkın tamamına erdiği
Fuzûlî'nin en güzel eserlerinden biri olan bu eser Sıhhat u Maraz, Hüsn ü Aşk, Rûhnâme ve
Hikâye-i Rûh isimleriyle anıla gelmiştir. Bu isim çokluğunun sebebi metnin konusundan
kaynaklanmaktadır. Aslında eser iki bölümden oluşmaktadır: Sıhhat u Maraz ile Hüsn ü Aşk.
Hikâyeyi okuyanların da fark edeceği üzere, hikâyenin bu birinci bölümünde eserin yazıldığı
dönemdeki klasik tıp bilgisi özetlenmiştir. Aynı zamanda vücudu ele geçirmeye çalışan Maraz
ile bunu engellemeye çalışan Sıhhat'in hikâyesidir bu bölü
Can verme aşk gamına; aşk can afetidir
Aşkın can afeti olduğu dünyaca bilinmektedir
Aşk gamının sevdasından fayda bekleme
Aşk gamından hasıl olan hep ziyandır
Her eğik kaş seni öldürmek için hançer
Her siyah zülüf canına kasteden yılandır
Dilberlerin yüzü güzel görünür ama
İyi bakarsan, sonucu hep yamandır
Anıp durma kara gözlülerin gözbebeğini
İnsan sanıp aldanma; içtikleri kandır
Fuzulî derse sana, güzellerde vefa var
Aldanma sakın! Şair sözü hep yalandır
Klasik Türk edebiyatında çeşitli konularda m
Bu kitap medeniyetimizin içli ve samimi sesi Fuzûlînin iki eserini bir araya getiriyor. Rind ile Zâhid ve Sıhhat ile Maraz.
Rind ile Zâhid, insanoğlunun en kadim ve asli yönelişlerinden biri olan hakikate ve anlamlar dünyasının sırlarına yapılan bir keşif yolculuğu. Basmakalıp düşüncelerin ve görünüşlerin ötesindeki anlamlar evreni, şekilden manaya doğru yapılan seferler, zihnin bitmek tükenmek bilmeyen sorularına karşılık, gönlün kanmayan susuzluğu Zâhid isimli baba ile, Rind isimli oğlunun diyaloglarında
Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında eski ve geniş bir geleneğe sahip olan Leyla vü Mecnun mesnevisi Türk edebiyatında en büyük temsilcisine Fuzulî ile kavuşmuştur. Metin ayrıca Latin harflerine aktarılmış, nesre çevrilmiş ve sonuna Osmanlıca neşirlerden biri orijinal hali ile eklenmiştir.
FUZÛLÎ
Hayatını Su Kasidesi ile özetleyen bir şairdir Fuzûlî. Ömrü boyunca her daim Yüce Dost'u aramış, insan, tabiat ve hayvana aşk nazarıyla bakmış ve öyle dile getirmiştir. Eserlerindeki hep kendisidir. Rind olup yollara, Mecnun olup çöllere, hasta olup yataklara düşen, marazını bir yorgan gibi üstüne çeken hep kendisidir. Her beytinde, her mısraında, her harfinde sonu gelmez ızdıraplar, ayrılıklar, ahlar, kanlar, feryad u figanlar kalbinin sesleridir.
Büyük şair Fuzûlî, bu çağın insanının anlaması belk
Beng ü Bâde, Fuzûlî'nin 444 beyitlik bir kısa mesnevisi. Mesnevi sözünden umumiyetle Mevlâna'nın eseri akla gelmekle beraber esasen mesnevi, doğu edebiyat mecrâsının nazım türlerinden biri. Fuzûlî'nin Beng'i (Esrar) ve Bâde'yi (Şarap) kişileştirerek, kendileri ve birbirleri hakkında konuşturduğu bu küçük mesnevisini daha önce Bal Kaşığım kitabıyla tefekkür âlemine yelken açan Murat Kaymaz Dresden nüshasından hazırladı. Okuyucu, Beng ü Bâde'de, bu ikisi dışında pek çok mücerret karakterin, gayet müşahhas m
Bütün kullara umumi olarak belâlar ulaşabilir. Bütün insanlar, Hak Teâlânın imtihanına tabi tutulurlar. Ancak, bu gibi musibetler başa gelince tedirgin olmayanlar, bu sıkıntılı ve üzüntülü zamanlarda benliklerinden çıkıp kendilerini kaybetmeyenler, işte hayırlı haberi elde edenler onlardır. Tarih kitaplarında yazılıp, halkın dilinde de dolaştığına göre Peygamberimiz (s.a.v.)in çektikleri eziyeti hiçbir peygamber çekmemiştir. Hazreti Muhammedin Kureyşin ileri gelenlerinden çektikleri cefâlar yetmiyormuş gibi
Leylâ ile Mecnun adlı iki genç birbirlerini daha ilkokul yıllarında sevmeye başlarlar. Yaşları ilerledikçe bu sevda daha da büyür. Bu iki sevdalının sonu ne olacak?
Toplam 12 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.