Dardanos tabyasında cephane neredeyse yok ama düşmana geçit de yok. Soba borularından top, pamuktan mermi yapılıyor da düşmana geçit verilmiyor.

Kendisinden çok üstün bir düşmana karşı iki gün süreyle taburunu üstün gayret ve başarıyla yönetmiş III. Tabur Komutanı Binbaşı Mahmut Sabrinin ve 45 kişiyle 2500 kişilik bir düşman kuvvetini 3 kişi kalıncaya kadar 10 saat oyalayan Yahya Çavuş ile askerlerinin kahramanlık hikâyesi...

Hüseyin on yedi yaşında cesur bir delikanlı. Çanakkaleye gönüllü olarak gidiyor ama yalnız değil. Eşeğini de götürüyor. Görevi askere su taşımak. Yolunu şaşırıp düşmanın eline geçiyor. Zekâsını kullanarak düşmanın elinden nasıl kurtulduğunu öğrenmek ister misiniz?

Müstecip henüz askerlik çağına yeni girmişken seferberlik ilan edilir. Babası onu askere uğurlarken adının bir gün herkes tarafından duyulacağını hissettiğini söyler. Müstecipin adını gerçekten de herkes duyar. Nasıl mı?

Şimdi canımızı sakınma zamanı değildir. Sakınılacak yegâne şey vatanımızdır. diyen kahramanların öyküleri Birinci Dünya Savaşının en kanlı cephesi; tarihin en zorlu sayfalarındandır Çanakkale. Düşmana karşı cansiperane savaşan kahramanların kanlarıyla ve canlarıyla öykülerini yazdığı yerdir Çanakkale. Tarihe altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferinin sayısız kahramanları vardır elbet. İsmail Bilginin kaleme aldığı bu dizide düşmana göğüs geren 5 kahramana yer verilmiştir. Çanakkale Savaşı'nı zafere ulaşt

Onlar bu toprakları vatan yaptılar. Genç, yaşlı, kadın erkek demeden tek vücut oldular. Gösterdikleri olağanüstü mücadeleyle kahramanlaştılar. Hepsinin bir hikâyesi vardı. Bu kitapta, kurtuluşa koşan kahraman insanların hikâyelerini bulacaksınız

Sultan Alparslan'ın Anadolu'da ilerleyişinin gizli kahramanlarıydı akıncılar... Alperen de onlardan biriydi! Adı gibi "alp" yani yiğit, adı gibi "eren" yani Allah'ın sevgisine ermiş... Yıllarca ustasıyla savaş talimi yapıyor, âlimlerden ilim ve ahlak dersleri alıyor. Nihayet obasındaki birçok gencin içinden akıncı seçiliyor. Hedefine ulaştıktan sonra da kendini geliştirmekten geri durmuyor. Çünkü akıncı olmak, hiç bitmeyen bir yolculuğa çıkmak demek... O bunu biliyor. Görevine olan bağlılığı ve cesaretiyle

Sultan Alparslan'ın Anadolu'da ilerleyişinin gizli kahramanlarıydı akıncılar... Alperen de onlardan biriydi! Adı gibi "alp" yani yiğit, adı gibi "eren" yani Allah'ın sevgisine ermiş... Yıllarca ustasıyla savaş talimi yapıyor, âlimlerden ilim ve ahlak dersleri alıyor. Nihayet obasındaki birçok gencin içinden akıncı seçiliyor. Hedefine ulaştıktan sonra da kendini geliştirmekten geri durmuyor. Çünkü akıncı olmak, hiç bitmeyen bir yolculuğa çıkmak demek... O bunu biliyor. Görevine olan bağlılığı ve cesaretiyle

Sultan Alparslan'ın Anadolu'da ilerleyişinin gizli kahramanlarıydı akıncılar... Alperen de onlardan biriydi! Adı gibi "alp" yani yiğit, adı gibi "eren" yani Allah'ın sevgisine ermiş... Yıllarca ustasıyla savaş talimi yapıyor, âlimlerden ilim ve ahlak dersleri alıyor. Nihayet obasındaki birçok gencin içinden akıncı seçiliyor. Hedefine ulaştıktan sonra da kendini geliştirmekten geri durmuyor. Çünkü akıncı olmak, hiç bitmeyen bir yolculuğa çıkmak demek... O bunu biliyor. Görevine olan bağlılığı ve cesaretiyle

Sultan Alparslan'ın Anadolu'da ilerleyişinin gizli kahramanlarıydı akıncılar... Alperen de onlardan biriydi! Adı gibi "alp" yani yiğit, adı gibi "eren" yani Allah'ın sevgisine ermiş... Yıllarca ustasıyla savaş talimi yapıyor, âlimlerden ilim ve ahlak dersleri alıyor. Nihayet obasındaki birçok gencin içinden akıncı seçiliyor. Hedefine ulaştıktan sonra da kendini geliştirmekten geri durmuyor. Çünkü akıncı olmak, hiç bitmeyen bir yolculuğa çıkmak demek... O bunu biliyor. Görevine olan bağlılığı ve cesaretiyle

Çanakkale. 1915. Dünyanın en son ve en kanlı cephe savaşlarından birinin tam ortasında, cepheye giden yedi genç Ve bir milletin kaderini belirleyen bir mücadele Vatanına sahip çıkmak için sıraya girenlerin, önüne katanı sürükleyen bir selin hikâyesi "Vatan gittikten sonra, nefes almayı n'eyleyim ana!" diyerek ülkeleri uğruna hayat hakkından vazgeçen vicdanlı gençlerin destansı direnişi Romanlarıyla Çanakkale Savaşı'nı belgesel gerçekçiliğinde aktaran İsmail Bilgin'in, yayımlandığı ilk günden itibare

Seyid Onbaşı ve Cemal Çavuşun hikâyeleri, çarelerin tükendiği sanılan bir zamanda nasıl çare bulunabilineceğinin, vatan söz konusu olduğunda gücünün üstünde nasıl bir güç sarf edildiğinin hikâyesidir.

Çanakkalede şehit olanlar, dilden dile, gönülden gönüle dolaştı. Çanakkale içinde vurulan gençler, hikâyelerle anlatıldı şimdi de... Bugünün gençleri kahraman atalarını tanısınlar diye.

Ormandaki hayvanlar biraraya toplanıyor, her gece içlerinden biri bir masal anlatıyor. Masal ormanı her masalla biraz daha canlanıyor.Masallar arasına serpiştirilen ve kitabın sonuna konulan etkinliklerle eğlenme süreci zevkli bir öğrenme sürecine dönüşüyor.

Anadolu ismi nereden geliyor sizce? Taştan bebek olur mu? Ölümsüzlük otu nasıl bir ot? Tuz yalayan koyunlar dereden su içmeden nasıl geçerler? Birbirinden güzel Anadolu masalları bu kitapta.

Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi, hem dünyayı geziyor, hem de bizi gezdiriyor, Afrika-Asya-Avrupa kıtalarını dolaştırıyor. Bazen çöllerde, bazen piramitelerde, bazen de engin denizlerde onu görüyoruz. Siz de Evliya Çelebi ile dünya turuna var mısınız?

TÜRKİYEDE ALANINDA İLK... Uzun yıllar süren bir çalışmanın ürünü Deniz, Kara ve Hava savaşları hakkında hiç bilinmeyen detaylar, unutulan hatıralar, düşmanların gözünden acı gerçekler, komutanların günlüklerinden detaylı bilgiler, askerlerin gözüyle asrın savaşından göz yaşartıcı öyküler Çanakkale Cephesinin öncesi ve sonrası, önemli muharebeler, kahramanlar, komutanlar; sadece Türk tarafındaki değil, İtilaf Devletlerindeki gelişmeler de gün gün bu kitapta derlendi. Çanakkaleye daha geniş açıdan ve bütünüyl

Büyük Türk gezgini Evliya Çelebi, hem dünyayı geziyor, hem de bizi gezdiriyor. Asya-Afrika-Avrupa kıtalarını dolaştırıyor. Bazen çöllerde, bazen piramitlerde, bazen de engin denizlerde onu görüyoruz. Yaşadığı çağda, teknolojik olarak üstün bir dünya devletinin gezgini sıfatıyla; onu bazen ipek böcekçiliği ile uğraşırken, bazen de ilk uçan Türk Hazerfen Ahmet Çelebi ile birlikte görebilirsiniz.

"Çağdaş Uygarlık" seviyesine ulaşmak için var gücümüzle çalıştığımız, kendimize örnek aldığımız "Batı Medeniyeti"nin bugünkü ileri seviyesi bizi etkilemektedir. Birçok icadın ilk önce Batı'daki bilimcilerce tarafından gerçekleştirildiğine inanmaktayız. Fakat şanlı bir tarihe sahip olan Türklerin ve Müslümanların birçok icada ilk önce imza attıklarını unutmuş gibiyiz. Millet olarak elbette "çağdaş uygarlık" seviyesine ulaşmalı ve bunun için de çok çalışmalıyız. Ancak çok çalışmanın yanında kendi bilim insanl

Eyliya Çelebi 25 Mart 1611´ de tarihinde İstanbul Unkapanı´nda doğmuştur.Ölüm tarihi ise belli değildir. Evliya Çelebi, devrine göre iyi bir öğrenim görmüştür.Çeşitli hocalardan ders alan Evliya Çelebi, dayısı Melek Ahmet Paşa´ nın yardımıyla 1635 yılında Sultan IV. Murat Han´ ın huzuruna çıkarılarak saraya alınmış, Kiler-i Has´ta çeşitli hocalardan ders görmüştür.Padişahın nedimiyle olmuştur. Evliya Çelebi,seyahat etmeye çok hevesli idi.Daha 19 yaşındayken İstanbul ve yakın çevresini gezmeye başlamıştır.Ev