Türkiyem
Baş koymuşum Türkiyemin yoluna
Düzlüğüne yokuşuna ölürüm
Asırlardır kır atımı suladım
Irmağının akışına ölürüm.
Deli sular, salkım-saçak söğütler,
Kışlada kumandan, asker öğütler,
Yaylalarda ata biner yiğitler,
Bozkurt gibi bakışına ölürüm.
Sevdalıyım yangın yeri bu sinem
Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem
Pınarlardan su doldurur Eminem
Mavi boncuk takışına ölürüm.
Düğünüm, derneğim, halayım, barım,
Toprağım, ekmeğim, namusum, arım
Kilimlerde çizgi çizgi efkârım,
Heybelerin nakışın
Bir tarih sosyolojisi denemesi olan elinizdeki eser, Türk tarihinin çok mühim bir dö-nemi olan Tanzimat'ı ve bu süreç içinde İstanbul'daki Türk ailesini, sosyal değişme açısından inceliyor. Eser, binlerce yıllık Türk kültür birikiminin mücessem bir abidesi olan İstanbul'un önemini, ananevi Türk aile yapısını, Tanzimat dönemi değişmelerinin aile müessesemizi hangi ölçüde etkilediğini, bu etkilerin sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel sebeplerini, eğlenceden alışverişe kadar hayatın her safhasına girerek tesp
Bu kitap, Dilaver Cebeci'nin bir haftalık gezi notlarından oluşmuştur. Kitapla ölümsüz şair Abdullah Tukay'ı, onun eserlerini şimdilerde yaşatan büyük yazar Renat Muhammed'i, şair Ahmet Adil'i, değerli devlet adamı, hatip, ressam RinatHaris'i ve Süyüm Bike gibi Tatarlar'ın efsanevî kadın kahramınını ve tarihe malolmuş nice Tatar-Türk büyüğünü tanıyacaksınız. Dolaylı olarak değinilmiş olsa da, Türk Dili'nin kutsiyetini, kardeş ülkeler arasındaki kültür birliğinin önemini ve bunlara ilişkin bazı konuları ilgi
Köşesinin adı "Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi" idi. Yazılarını genellikle Evliya Çelebi seyahatnamesinin üslubu ile yazardı. Bazen de Dede Korkut şivesini kullanırdı. Ama bu yazdığı yazılar edebi, siyasi ve fikri sahada olurdu. Olayları güncel takip eder, köşesinden Evliya Çelebi'yi konuşturur, o günün olaylarını
onun dili ile anlatırdı.
Bazen tenkitlerini kahramanlık olsun diye Dede Korkut'a çevirir, hatalı siyasileri
bir güzel haşlardı.
Bütün yazılarına kendinden bir şey yansımış.
"Boynuma kadar terime gömülmeye razıyım.
Yeter ki, bir kez doyasıya huzurunda durayım" dedirten aşk bir kararda tutmamış onu. Gâhi gürlemiş gök gibi, gâhi serilmiş sessiz yer gibi.
Bazen kılıçtan keskin olmuş, bazen ana sesinden yumuşak ve bazen şiir kadar her-cai.
Okuyana "İyi ki okudum" dedirten yazıları bize sunan yüreğe minnet ...
Divan şiirinde en çok sözü edilen, güzel kadının ağzı, dişleri, dudakları, yanakları ve saçlarıdır. Burada "yan bakış" manasına gelen gamzenin dışında kalanlar, o devrin kadınının Divan şirinde en çok görülebilen uzuvlarıdır. Bu uzuvların her biri belli bazı eşya ve mefhumlara benzetilmiş, bu benzetmelerden ve uzuvların münasebetlerinden fevkalade mısralar ve beyitler meydana getirilmiştir. Bu uzuvlarla bazı din, savaş, ilm-i hücum, efsane hatta bahriye mefhum ve motifleri arasında dikkat çekici alakalar ku
Osmanlı'nın "görgü ve merakı"nı temsil eden Evliya Çelebi'yi anlatmak, şüphesiz en çok Türkçenin ustalarından Dilaver Cebeci'ye yakışırdı. O sadece büyük bir şair değil, aynı zamanda yaklaşık çeyrek asırdır "Seyyahı Fakir Evliya Çelebi" imzasıyla yazdığı yazılarla, büyük seyyahımızın üslubunu günümüzde yaşatan kalem.
İlk bölümde Çelebi'nin gözünden aktarılan toplum, ikinci bölümde Çelebi ekseninde yakınınıza geliyor. Eser bu özelliğiyle sadece Evliya Çelebi'yi anlatan bir biyografik araştırma değil, aynı z
Evliyâ Çelebi dilimizin ve kültürümüzün mizahla renklenmiş en canlı simasıdır ve 17. yüzyıldan beri güler yüzlü üslûbun timsalidir. Onun üç yüz yıldır yaktığı meşaleyi Seyyah-ı Fakîr Evliyâ Çelebi de otuz yıldan beridir aktüel hayatımıza tuttuğu ışıkla canlandırmaktadır. Aralarındaki fark Osmanlı ve Cumhuriyet farkıdır. Yoksa bakış tarzı, dili, mantığı ve dünya görüşüyle hemen hemen aynıdır. Otuz yıldan beri Türk toplumunda cereyan eden sosyal, siyasal ve kültürel hadiseleri farklı bir Osmanlı bakışıyla yor
Bir tarih sosyolojisi denemesi olan elinizdeki eser, Türk tarihinin çok mühim bir dönemi olan Tanzimat'ı ve bu süreç içinde İstanbul'daki Türk ailesini, sosyal değişme açısından inceliyor. Eser, binlerce yıllık Türk kültür birikimin mücessem bir abidesi olan İstanbul'un önemini, ananevi Türk aile yapısını, Tanzimat dönemi değişmelerinin aile müessesemizi hangi ölçüde etkilediğini, bu etkilerin sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel sebeplerini, eğlenceden alışverişe kadar hayatın her safhasına girerek tespite
Kuran dünün ve yarının olduğu gibi, bugünün de kitabı Her asırda gençleşen ve her asır insanın kendine pay çıkaracağı ilahi bir kitap Çünkü o,insanlığın hakiki hikmeti ve onu saadete götüren gerçek mürşid ve kılavuz Bir şeriat ve dua kitabı olduğu gibi, bir emir ve davet, bir zikir Ve fikir kitabı aynı zamanda İnsanlık âleminin eğiticisi; en büyük insanlık olan İslamiyetin suyu ışığı Ahiret âlemlerinin mukaddes haritası; görünen âlemde gayb aleminin konuşan dili Allahın zatını, sıfatlarını, isimlerini, fiil
Osmanlı'nın "görgü ve Merakını temsil eden Evliyâ
Çelebi'yi anlatmak, şüphesiz en çok, Türkçe'nin
ustalarından Dilâver Cebeci'ye yakışırdı. O sadece
büyük bir şair değil; yaklaşık bir çeyrek asırdır "Seyyahı
Fakir Evliyâ Çelebi" imzasıyla yazdığı yazılarla, büyük
Seyyahımızın üslubunu günümüzde yaşatan kalem aynı
zamanda... Çelebinin dostlarının yıllardır bekledikleri
bir eser.
İlk bölümde, Çelebi vesilesiyle görünen toplum, ikinci
bölümde Çelebi ekseninde yakınınıza geliyor. Eser bu
özelliğiyle s
Milattan önce 91 yılında Hun Hakanı Hulugu zamanında, üç ordu ile Türk Ülkesine giren Çinlilerin iki ordusu ağır kayıplar vererek geri çekilmiş, birisi de ricat halinde iken arkadan hücum edilmek suretiyle önceden kazılmış büyük bir hendeğe doldurularak yok edilmişti. Harp tarihinde eşi görülmemiş bu taktik, Türk'ün savaş zekâsının çarpıcı örneklerinden biridir. Oyunumuz o günün teknik ve medeniyetinde zirveye ulaşmış olan Hunlularla batıl inançlara saplanmış olan Çinliler arasında geçen bu olayı konu edin
Bu kitap, Dilâver Cebecinin bir haftalık gezi notlarından
oluşmuştur. Kitapla sadece ölümsüz şair Abdullah Tukayı
tanımakla kalmayacaksınız. Onun eserlerini şimdilerde yaşatan
ve Türkiyede üç değerli eser yayımlanmış olup büyük yazar
Renat Muhammedi, şair Ahmet Adili, değerli devlet adamı,
hatip, ressam-şair Rinat Harisi ve Süyüm Bike gibi Tatarların
efsanevî kadın kahramınını, tarihe malolmuş nice Tatar-Türk
büyüğünü tanıyacaksınız.
Dolayısı ile değinilmiş olsa; Türk Dilinin kutsiyetini, kardeş
ülk
Divan şiirinde en çok sözü edilen güzel kadının ağzı dişleri dudakları
yanakları ve saçlarıdır. Burada yan bakış manasına gelen gamzenin
dışında kalanlar o devrin kadınının en çok görülebilen uzuvlarıdır.
Bu uzuvların her birisi belli bazı eşya ve mefhumlara benzetilmiş bu
benzetmelerden ve uzuvların münasebetlerinden fevkalade mısralar ve
beyitler meydana getirilmiştir. Bu uzuvlarla bazı din, savaş ilm-i hücum
efsane hatta bahriye mefhum ve motifleri arasında dikkat çekici alakalar
kurulmuştur. Hatt
Bütün yazılarına kendinden bir şey yansımış.
Boynuma kadar terime gömülmeye razıyım.
Yeter ki, bir kez doyasıya huzurunda durayım
dedirten aşk bir kararda tutmamış onu. Gâhi
gürlemiş gök gibi, gâhi serilmiş sessiz yer gibi.
Bazen kılıçtan keskin olmuş, bazen ana sesinden
yumuşak ve bazen şiir kadar hercai.
Okuyana İyi ki okudum dedirten yazıları
bize sunan yüreğe minnet ...
Toplam 16 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.