Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 33 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bir Başka Düğün Gecesi farklı sınıftan iki ailenin hayatının çakışmasını ve Menekşe’nin başına gelenleri konu alıyor. Eril tahakkümün boyunduruğundaki bir toplumda meydana gelen ve büyük bir travma etrafında dönen olayları, değişen, parçalanan hayatları, hesaplaşmaları ve her şeye rağmen yeni başlangıçlar yapma cesareti bulanları anlatıyor. İnsan psikolojisinin derinliklerine, travmalara, şüphelere, toplumsal ideallere ayna tutarak toplumca göz ardı edilen bir hikâyeyi aktarıyor Erendiz Atasü; alıkonulma,
Servet Hanım o gece hiç uyuyamadı. Bağışlayamama, olanca acılığıyla zehirliyordu onu. Onu yaşatmamışlardı, onu sevmemişlerdi, onu hasta etmişlerdi, kocası ve çocukları. Hiçbirinin umurunda değildi Servet Hanım. Onlara ödetmeliydi, onları pişman etmeliydi. Onu yaşatmamanın acısını çıkartmalıydı onlardan. Ölmekten başka silahı yoktu. Oysa yaşamak istiyordu. Kadınlar da Vardır, Erendiz Atasü'nün yayımlandığı günden beri değerini kaybetmeyen yapıtlarından biri. 1982 yılında dönemin en önemli öykü ödüllerinden A
Niye hüzünlenirdi? Oğlu için mi? Selim Beyazıt'ın hayali düşüyor hatıraların üstüne... Hüzün, Kâzım Hoca'ya yabancıydı. Yoksa değil miydi? Kapalı pencereler... Ferda'nın yüzüne kapanmış... Bina onu dışlıyor... Bir zamanlar dışladığı mazi, şimdi Ferda'yı dışlıyor... Erendiz Atasü'nün romanı Dün ve Ferda, 60'lı yıllardan bugünlere uzanan bir dönemi mercek altına alıyor. Başkarakter Ferda'yı romanın başlarında mezuniyetinin verdiği özgürlük sevinciyle havalara uçarken görüyoruz. Atasü, onu yalnızca usta bir r
Çok kısa bir an... Çocuk, yaratma cesareti ve ıstırap arasındaki bağdan söz ederken... gövdesine çok yakın ama kadınlığına uzak bir ada kadar mesafeli bu kınından çekilmiş ince kılıç genç adama, bıçak saplanmasını andıran bir çekim duymuştu, öyle genç ve öyle dokunulmazdı ki... Bir Yaşdönümü Rüyası, 70'li yılların sonundan günümüze, daha sonra da 21. yüzyıla uzanan iki farklı zaman dilimi içinde, Türkiye'nin toplumsal ve siyasal açıdan çalkantılı dönemlerinde, siyasi mücadele ile aşkları arasında bölünen Fe
Serap, giderek serap olmaktan çıkıp, zihnine çakılı kanlı canlı bir imgeye dönüşmekteydi. Kızın gençlik hayaliydi bu bu imge; sıcak ve yumuşaktı. Tenin dokunuşu... Kızın kokusu, saçlarının, gerdanının, koltukaltlarının kokusu yılların ötesinden buram buram doluyordu genzine. Parfüm kullanmayı bilmezdi. Doğal kokusu bedeninin. Güzelleşmeyi bilmezdi, beceriksizdi bu konuda. Saçlarının kestane rengi ışıltısı. Hayalindeki kıza –çocuğu olacak yaştaki bu hayale, bu anı-görüntüye– vaktiyle ilişki yaşanırken besley
Nereden bakarsak bakalım, eleştirmenin bir sorumluluğu vardır vebu sorumluluğun ağırlık merkezi, onun eserin tema ve biçim bütünselliğinikavramasında odaklanır. Yazar ve edebiyatçı Erendiz Atasü, Türk Romanında Bir Gezinti'de son dönemde edebiyat üzerine yazdığı denemelerini bir araya getiriyor. "Barış ve Edebiyat", "Şehir ve Yazar" gibi temalara eğilen denemelerin yanı sıra Suat Derviş'ten Leylâ Erbil'e, Sevgi Soysal'dan Pınar Kür'e, Mine Söğüt'ten Şebnem İşigüzel'e, yakın geçmişten ve günümüzden kadın ya
Ama korku geri gelecekti, tiksinti de; kurtuluş yoktu, bunu biliyordu. Kurtuluş, yinelenecek korkudan korkmamaktı. Ve Selma onu yeniden yoklayacak olan korkudan ürkmüyordu. Onu yaşaması ve aşması gerekecekti. Yaşam hâlâ dimdik, ödünsüz dikilen bir duvar gibiydi, bugün o duvarda bir kapı aralanmıştı, hem dostluğa hem acı ve tiksintiye doğru... Açılan kapıdan içeri süzülmeli ya da duvarı tırmanıp aşmalıydı. Başka umarı yoktu. Korkma, kaçma, saklanma ve sakınma çemberini ne yapıp edip kırmalıydı. Kadınların ac
Yirmi yılda öykülerin, romanların dışında ne çok yazı kaleme almışım! Kavga yazıları, barış yazıları, içe bakış yazıları... Edebiyat, seyahat düşünceleri... Yitirdiklerimizin ardında kalan boşluğun ve acının yazıları... Kadın olmakla yazar olmanın kesiştiği noktada duran, kadınlığını yazma yeteneğiyle birlikte keşfetmiş bir insanın, hep acılar çekmiş ve çektirmiş bir yurdun kaygılı yurttaşının, kadınların özgürlüğü ve laik toplum düzeni için mücadele etmiş bir insanın yazıları bunlar. Erendiz Atasü ilk kez
Erendiz Atasü, Türkiye tarihindeki kırılma anlarına dair ayrıntılı eserleriyle ince ince ördüğü edebiyatına Baharat Ülkesi'nin Hazin Tarihi'yle önemli bir tuğla daha koyuyor. Geçmişi, bugünü ve yarınıyla dünya tarihinde farklı isimlerle, defalarca karşımıza çıkan hayalî Baharat Ülkesi'nin modernleşme macerasını, akıllarda uzun süre yer edecek çarpıcı karakterlerle birlikte sunuyor. Yeniden bir birlik kurulabilecek miydi? Bilmiyordu; kurulmasını diliyordu, sonucu göremeyeceğini biliyordu. Yeni bir barış döne
Tükendi
Vicdan, Gazi'nin yüzünün parmakları kadar beyazlaştığını fark etti. Kadınlarda hiç eksik olmayan analık sezgisi, Gazi'nin sağlığının iyi olmadığına işaret ediyordu. Vicdan'ın hoşnut varlığında, birden her şey korku ve telaşa dönüştü Paşam, diye atıldı Gazi'ye doğru, onu korumak istercesine. Dağın Öteki Yüzü, ülkemizin edebiyat ufkunda havai fişek gibi patlamadı ancak okuruyla usul usul, uzun soluklu, sağlam bir ilişki kurdu. Böylesi benim için daha güzel. Gösterişten ve gürültüden hoşlanmam; içli ve derin y
Tükendi
?Fırat'ın sularında boğulan Gönül... Urfa'nın orta yerinde babasının bıçak darbeleriyle ölen kız çocuğu Sevgi... Kısas köyünde traktörün altına atılan Rabia... Mardin'de, ?namus' adına karnında 5 aylık bebeği, recm edilerek, yani taşlanarak öldürülen Şemse... Aile meclisi kararıyla Bitlis'ten İstanbul'a varan ölüm fermanını yüklenmiş Güldünya... Sabah akşam şiddet gördüğü kocasından korunmak için yaptığı başvurulara yanıt alamayan ve mosmor gözleriyle ölümünden sonra bile ülke gerçeklerini anımsatan Ayşe Pa
Tükendi
Erendiz Atasü uzun yıllar boyunca roman ve öykülerinin yanı sıra Varlık, Papirüs, Cumhuriyet Kitap, Çağdaş Türk Dili gibi çeşitli dergi ve gazetelerde kitap eleştirileri yazmıştır. Benim Yazarlarım işte bu zengin seçkiden oluşturulmuş çok yönlü bir başvuru kaynağı niteliği taşır. Kadın ve erkek yazarların dünyalarını ayrı ayrı ele alan kitapta, Mina Urgan'dan Virginia Woolf'a, Ayla Kutlu'dan Simone de Beauvoir'a kadar toplumsal normların dışına çıkabilmiş özgür ve başkaldıran kadınların metinleri Atasü'yü
Erendiz Atasü'nün 1990 ve 1998 yıllarında ayrı ayrı yayımlanan Onunla Güzeldim ve Uçu adlı iki öykü kitabını tek bir kitapta toplayan bu seçki, Atasü edebiyatının yapıtaşlarından biridir. Feminist bir yazar olan Atasü, bu öykülerde kendi yaşamından da izler taşıyan "kadınlığı", "yalnızlığı" ve toplum içinde "kadın olma" hallerini yalın bir şekilde irdeler. Mitolojiden bu yana değişen ve dönüşen, toplumsal koşullara başkaldıran, özgürlüğü için savaşım veren kadınların, topraktan ve doğa anadan nasıl güç aldı
Erendiz Atasü'nün 2004 -2015 arası kaleme aldığı yazılardan derlenen Saldırganı Hoş Tutmak, on bir yıllık Türkiye panoraması seriyor okurun önüne. Kadın mücadelesinden erkek şiddetine, 12 Eylül Referandumu'ndan Kemal Kılıçdaroğlu'na yazılan mektuba, IŞİD teröründen Ortadoğu'nun son on yıldaki dönüşümüne kadar bazıları daha önce yayımlanmış bazıları ilk defa yayımlanan bu yazılar, parçalarına ayrılmış bir resme bütüncül bir bakış sunuyor. "Türkiye olağan bir demokrasinin koşullarını yaşamıyor; olağanüstü ko
Erendiz Atasü, çağların değişimlerine, yaşanan süreçlerin toplumsal izlerine her zaman duyarlı olmuş bir yazar. Özellikle toplumsal olanın, tüm toplumların en ağır işçisi, en ağır bedelleri sırtlananı olan kadınlar onun edebiyatında özel bir yere sahipler. Toplumu kadınların ağırlıklı olduğu bir yerden okumaya çalışması, durduğu yerle ilgili kendini ve ele aldığı süreci sorgularken belirleyici bir temel oluşturuyor. Son dönem öykülerini derlediği Kızıl Kale, Erendiz Atasü' nün gerçek ile fantastik arasınd
AyşeAysunun duruluğa ulaşması pek uzun sürdü. Turhanın cenazesinde Fethiyi ikinci eşiyle görmek çarpmıştı onu. Yuvarlak çizgili, akça pakça kadınlar dizisinde bir boncuk olmayı AyşeAysu hâlâ onuruna yediremediğini sarsılarak fark etti o gün. Gerçekle yüzleşmek, Havva nın sayısız suretlerinden yalnızca biri olduğunu sindirmek bunca zordu demek! Birey söylencesi... ne içinde büyüdüğü halkın geleneğinde vardı ne dünya için düşlediği çözümde... Öyleyse... Çok yalın bir ifadeyle yaşamı yazarak kavramak, yazarak
Yaşlılık başlangıcında bir kadın... Otuz yılı aşkın edebiyat emekçisi... Erendiz Atasü... Her şeyin toplumsal belleği silmek üzere el ele verdiği bu dönemde, tanık olduğu kimi çalkantıları, kimi hayati dönüşümleri anımsatıyor; bu olguların dikkatten kaçmasına, yaşam deneyimi razı gelmediği için... Hayata, edebiyatın duyarlığıyla, edebiyata yaşanmışlığın bilinciyle bakıyor. "Hem fen ve sağlık dünyasında, hem üniversite ve edebiyat ortamlarında geçen hayatımın bana çeşitli bakış açılarıyla değerlendirilebil
"Mermer... Yeraltında durur, kütlesel ve tok... Binlerce yıl ayaktadır, anıtsal. Tek kararlı vuruşla bir anda dağılır, un ufak; toza, toprağa karışır... Mermer genç ölünün başında bekler, eski zamanın ve genç bir kadının hikâyesini söyler... Bu kadar göz nuru, bunca emek, güzelliğin kusursuz dengesi. Emeğinin yüzyıl bile geçmeden itilip kakılacağım öngörebilir miydi, taş ustası?.. Mezarlığın talan edileceğini! Güzelliği yok olmaya iten kaba umursamazlığı kabul edemiyordum. Bu taşlarda bir kentin incitici ta
Erendiz Atasü, Dullara Yas Yakışır adlı bu kitabında yine kadınların yüreğine dokunuyor. Kadın sorununa en duyarlı yaklaşan yazarlardan biri olan Atasü, öykülerinde kadını, sevginin rolünü ve kadının yerini gösterdiği gibi, bunların çağdaş kadının gerçek duyguları ve özlemleriyle çeliştiğini de sergiler. Dullara Yas Yakışır'daki öyküler, 80'li yıllardaki toplumsal koşulların ışığı çerçevesinde her yaştan kadının toplumdaki yerini, iş ve aile hayatındaki sıkıntılarını yalın bir dille okuyucuya sunuyor.
Tükendi
Güneş Saygılı'nın Gerçek Yaşamı, kırklı yıllardan başlayan bir hayatın olduğu kadar, altmışlı yıllardan bu yana da Türkiye aydınının çöküşe yol alan öyküsü... Ülküleri olan orta sınıflı bir ailenin Ankara'daki evinde başlayan bu öykü, altmışlı yıllarda siyaset ortamına taşınacak, oradan 12 Eylül karanlığında soluğu kesilerek yol alacak, sonrasında günümüz Türkiye'sine ulaşacak ve biz ona Güneş Saygılı'nın Gerçek Yaşamı diyeceğiz. Çünkü Türkiye'de o yıllardan bu yana aydın bir kadın olmanın bedeli ve intikam
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 33 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1