Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Çoğu zaman bir yazarın yaşam öyküsünü okurken yapıtlarının hikâyesini okuruz adeta. Ama bazen başyapıt haline getirilmiş yaşam öyküleriyle de karşılaşırız. Hüzünleri, sevinçleri, acı ve yıkımlarıyla, mücadelesiyle destansı bir yaşamdır karşımızdaki... Tıpkı elimizdeki kitapta olduğu gibi... Mehmed Uzun ve Muhsin Kızılkaya... 90´lı yılların başlarında yolları İstanbul´da kesişen iki genç yazar. Önce arkadaş, sonra yazar-çevirmen, daha sonra hısım akraba... Modern Kürt romanının yaratıcısı Mehmed Uzun´un sürg
Erdoğan Hükümeti tarafından PKKnın silah bırakmasını sağlamaya yönelik çözüm sürecinde toplumsal iradeyi siyaset alanına taşımak için bu sürece ilişkin birikime sahip ve toplumun çeşitli kesimlerinin itibarını kazanmış yazar, sanatçı, akademisyen ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden oluşan bir heyeti Âkil İnsanlar Heyeti. Bu süreci destekleyenler tarafından kahraman, şiddetle karşı çıkanlar tarafından hain ilan edilmişlerdi. Haklarında çok şey söylendi, çok şey yazıldı. Onlarsa çoğunlukla sustular
Güzel şeyler olacağı umudu doğarken, etrafı kapkara bulutların kaplamasına alışkınız konu Kürt meselesi olunca. Gerçekten iyi şeylerin olabileceğine bir türlü inanamıyoruz bu nedenle. İyi şeyler olacağı müjdesinin verildiği günlerden, her şeyin yeniden kapkaranlık bir döneme girdiği son dört yıl içinde Muhsin Kızılkayanın yazdığı umut, serzeniş, eleştiri dolu yazılar, bu ruh halinin bütün karmaşıklığını, dalgalanmalarını yansıtıyor. Kürt meselesi sadece bir dil meselesi değildir elbette ama her şeyden önce
Tükendi
Yeryüzünde vuku bulmuş ne kadar tatsız, ne kadar can acıtıcı, ne kadar yürek yakıcı hadise varsa meğerse hepsi yemek yüzünden çıkmış. Her türlü savaşın, her türlü kavganın temelinde ekmek davası yatar çünkü. Toprağın bu kadar kutsal bir şey olması, hatta insanoğlunun üzerinde yaşadığı tapulu mülküne vatan adını vermesinin temelinde de bu karın doyurma dürtüsü yatar. Toprak besin verir, besin karın doyurur, doymuş insan mutludur, açlık ise beladır. Ondan olsa gerek Albert Camus, İnsan aç kalmayagörsün, inan
Tükendi
Bir kimliğin, dilin, öteki sayılmanın yaralarından bahsederken, tepkisel bir ötekileştirmenin, hesap sormanın, suçlamanın, mağduriyetin üslubuna kapılmamak herhalde çok zordur. Bu zorluğun üstesinden gelebilmek; ancak ve sadece paylaşımcı bir dille, okuyanı ortak eden bir anlatımla mümkündür. Muhsin Kızılkayanın Kürt sorunumuza odaklanmış yazılarında başardığı her şeyden önce budur. Dostuna yarasını gösterir gibi... ÖMER LAÇİNER Muhsin Kızılkaya, çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarını bir aray
Tükendi
Topu topu birkaç adamdılar. Ölüm fermanlarını, boyunlarındaki hamaylın içinde taşıyorlardı. Oremarlı Settar, taştan bir yüz ifadesiyle uzaklara bakıyor, "Bu dağ güneşinin kralı olmalı, olmalı ya da ölmeli" diyordu. Maronisli Sadık bilgece konuşuyordu: "Dostluk kayıp bir eşyadır, alınıp satılmıyor. Düşmanlık ise arsız bir ottur bu dağlarda, her yerde bitiyor." Gewdanlı Qerdeş, yol arkadaşı İsmail'e dönüyor, "Sınırdan öte yoldur, sınırdan öte kurtuluş... Bizi oraya Ehmede Kokel ulaştıracak" diyordu. "Heps
Tükendi
Muhsin Kızılkaya, Yılmaz Erdoğan'ın 34 yıllık yaşamını anlatıyor. Ankara'dan Hakkari'ye, Hakkari'den Ankara'ya, Ankara'dan İstanbul'a, İstanbul'dan şöhrete... Katettiği yolculuğun hikayesi. Aşkları, özlemleri, hayalleri, hayatındaki önemli kişiler... Nasıl bir çevrede büyüdü ve nasıl Yılmaz Erdoğan oldu? Bir roman gibi...
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1