Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
“Bir toplumda rüyada görülenlerle yaşananlar arasında bir fark yoksa oranın adı Uyku Ülkesi’dir.” Uyku Ülkesi tüm zamanlar için yazılmış bir roman. Tıpkı rüyaların zamansız olması gibi. Yazar bu romanda Doktor Sevda Kül’ün rüyalarıyla karışan ve bir kâbustan farksız görünen yaşamını anlatıyor. Orhan Kemal Roman Ödülü, Ankara Üniversitesi Roman Ödülü ve Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödülü sahibi Gürsel Korat, Uyku Ülkesi’nde gerçek ile düşü harmanlayarak yirmi birinci yüzyılın distopyasını ortaya koyuy
Kargalarla dost olan Asu’nun hikâyesini okuduktan sonra, gökyüzüne bambaşka gözlerle bakacaksınız… Gökte uçan kuşlara hiç dikkat ettiniz mi? Onların davranışlarını gözlediniz mi? Onlarla dost olmayı denediniz mi? Gürsel Korat’ın yazdığı Gözlüklü Karga’ya Özge Tığlı Taşlı’nın resimleri eşlik ediyor.
Gürsel Korat'ın Yine Doğdu Tanyıldızı adlı romanı tragedyaları andırır: Yaklaşan felaketi haber veren ve her düğümünde çoğalan çaresizliği okurun kucağına bırakan bu roman, görsel dille yazılmış çağdaş bir destandır. 1300 yıllarında, Niğde kadısı Şeyh Nizamüddin ile Zembilli İshak'ın yaşadığı aşk, şeyhin oğlu Nureddinle evlatlığı Fazıla'nın aşkını korkunç bir açmaza düşürür. Herkes bu düğümü çözmek için seferber olsa da olaylar sürprizlerle doludur. İlyada bir koşuklu destan olarak dilden dile beş yüz yıl
Tükendi
"Zamanı bildirir ama bildiren zamandır" "İnsan eski zamana düş kapısından geçip giriyor. O gece, düşüm bana bir kapı açtı, geçmişte kalan ve bilmediğim bir zamana işte ben oradan girdim." Zaman Yeli ve Güvercine Ağıt kitaplarından sonra Kalenderiye Gürsel Korat'ın Kapadokya konulu romanlarının üçüncüsü. 14. ve 16. yüzyıllarda geçen kitapta, İtalya'da Taranto limanında ve Matera manastırlarında, Kayseri'de kale burçlarında dolaşırken üç adamı; Mazzone'yi, Yusuf Pîr'i ve Bahri Paşa'yı tanırız. Sonra Kapadoky
Tükendi
"Geçmiş neydi? Yaşanıp bitmiş bir düş. Zaman neydi? Şimdi." "Zamanın geçişi, duruşlara benziyor. Zaman geçip gitti derken maddenin biçim ve yer değiştirdiğini söylemiş oluyoruz yalnızca; çünkü zaman bir soyutlamadan başka bir şey değil" diyen Gürsel Korat'tan, tarihsel bilinçaltını zaman'la kazıyan ve "yeniden kuran" bir roman. Babai İsyanını'nın ardından Moğol istilasıyla sarsılan Selçuklu ülkesinde, Kapadokya'nın her göreni afallatan, çok dinli-çok dilli büyülü topraklarında dolaşıp duran kör bir Latin
Tükendi
Aşk dolu bir geceden sonra aklımızda kalan tek şey ne kadar sevildiğimizdir, oysa aklımıza ne kadar sevdiğimiz gelse aşka inanabilirdim." Geçmişi acısıyla ve gülünç yanlarıyla ironi içinde anlatan bir roman Ay Şarkısı. Cezaevinde tek tip giysi direnişi, kedisever bir binbaşı, isteklerini kabul ettirmek için binbaşının kedisini rehin alan mahkûmların komik yargılama süreci. Ve aşk; her koşulda yeşeren, yeşerebilen... Gürsel Korat, en acımasız koşullarda bile mizaha yer veren bir incelikle yansıtıyor 80'leri
Tükendi
Pek çok kültürün biçim verdiği, Anadolu'nun eşsiz zenginliğini yansıtan önemli bir tarih mirası... Kapadokya... Gürsel Korat, Taş Kapıdan Taçkapıya Kapadokya'da, bölgenin tarihöncesi dönemden başlayarak Selçuklu'nun ilk dönemlerine kadar uzanan kültürünü mimari, tarihsel ve dinsel özellikleriyle anlatıyor. 200 fotoğraf ve 40 çizimle zenginleştirilen ve büyük bir titizlikle hazırlanan Taş Kapıdan Taçkapıya Kapadokya, bölgeye ruhunu veren özellikleri bir edebiyatçının kaleminden okumak, bu coğrafyanın en g
Tükendi
Her günümüz şarkıyla başlasın... Potuk, Fotuk ile Totuk'un küçük kardeşleri... Yataktan kalkmayı hiç sevmeyen bir ayı yavrusu. Annesi kızına her sabah şakalar yapar, şarkılar söyler. Potuk yine de zorla kalkar yataktan. Ben bir ayıyım, ben! Bir ayı ne ister? Biraz armut, biraz bal. Ben bir ayıyım, ben! Dahaönce YKY'den Pof Kuyruk adlı bir çocuk kitabı yayımlanan Gürsel Korat yeni kitabı Bir Ayı Ne İster? ile akran zorbalığını da ele alıyor. Elif Yemenici'nin resimleriyle okurlarıyla buluşan kitabın sonun
Tükendi
"Bir olay yazılınca zaman kaybolur ve canlanmak için okuyanın bakışını bekler..." 12 Haziran 1915 günü Nevşehir'de, bir bozkır sabahı: İğde kokuları içindeyiz, serinlikten ürpererek gözlerimizi ovuşturuyoruz. Yaşam olağan akışındadır, ölüm bu dünyaya yakışmaz görünmektedir. Oysa her şey koşup gelecek birazdan. On gün içinde devran değişecek. Hiç kimse o sabahtan sonra eskisi gibi olamayacak. Gürsel Korat Unutkan Ayna'da insanlığın soluğunu tuttuğu ve bakışlarını Anadolu'ya diktiği bir zaman parçasını anla
Tükendi
Rüyaların ve sokakların ustası Gürsel Korat'tan bir masal... Pof Kuyruk meraklı mı meraklı bir sincaptır. Her şeye burnunu sokar. Ama bu merakının bedeli ağır olur: Güzel mi güzel, pofuduk kuyruğunu kaybeder. Sadece kuyruğunu kaybetmekle kalmaz, adından ve neşesinden de olur. Artık onun adı Kuyruksuz'dur. Bu duruma çok üzülen sincapçık, derdine çare aramaya başlar. Gelin görün ki, bulduğu çözümle hem aklı da hem de hayatı karışır...
Zamanın sahibi yok... Geçmiş, gelecek ve şimdi'ye dair bir roman: Rüya Körü Yine Dog?du Tanyıldızı (2014) ve Zaman Yeli (2015) adlı romanları da YKY'den çıkan Gürsel Korat'ın kendine özgü dilinden yeni bir roman: Rüya Körü... Sürekli yok olmaya mahkûm bir şimdi'nin çemberinde, biri gelecekle, diğeri geçmişle sınanan iki adam... Hassas ve kırılgan ruhundan azap yeleğini bir türlü çıkaramayan umutsuz âşık Stefanos ile tutkusu, cazibesi ve kudretiyle kaderinin sınırlarını zorlayan Andronikos: Biri rüyalarınd
Tükendi
RUHUN AĞIRLIĞINCA ÖYKÜLER "Yaşam, düş gibiydi gerçekten. Ama neden gerçeklik, insanı bu kadar derinden incitiyordu?" Kadim zamanlarda, antik dönemlerde ya da günümüzde geçen; şehirleri, ülkeleri, kültürleri kateden, bütün zamanlara ait öyküler... Zamanın ve aşkın derinliklerinde gezinen gizli bir el, ruhun katmanlarını ustalıkla harmanlayıp seriyor önümüze... Dalgın Dağlar, Gürsel Korat'ın daha önce yayımlanan Çizgili Sarı Defter ve Gölgenin Canı adlı öykü kitaplarını bir araya getiriyor. "Ela gözlerin
Tükendi
Kunday'ın olağanüstü güçleri Anadolu'yu büyük bir beladan kurtarabilecek midir? Ölümsüzlük suyunu bulan Hızır, ölüm ve yoksulluk getiren Moğolları durdurmak için harekete geçer. Onları Anadolu'ya taşıyan bir düşman vardır: Abala. Hızır, çocuk şaman Kunday'ın olağanüstü gücünü fark ettiği zaman, onun sayesinde Anadolu büyük bir beladan kurtulabilecek midir? Yemek bilgesi Banı Gül, söz lokması yemeden konuşamayan Umay, yakışıklı aşçı Baybüre, atını koynunda gezdiren ve her bastığı yerden yemyeşil otlar fış
Dünya büyük bir yalnızlık diyarıydı, insan yalnızca kendisini bilmenin yalnızlığı içindeydi. Güvercine Ağıt, Gürsel Korat'ınZaman Yeli'nden sonra yazdığı ikinci Kapadokya odaklı roman. Bu hikâyeye adım attığımız andan itibaren 13. yüzyıl sonlarındaki çok kültürlü, çok dilli etnik zenginliğin içinde dolaşıyoruz. Yazarın ayağını sıkıca bastığı İç Anadolu coğrafyasında dervişler, keşişler, Moğol askerleri, Venedikli tüccarlar var. Dönemin iktidar kavgası ise derinliğine kavranmış kişilerin ardındaki panoramada
Tükendi
Eski solcuların romanı, Ay Şarkısı. Her anlamıyla: Eskiden beri solcu olanlar, solculuğu eskide bırakmış olanlar ve gündüz businessman gece solcu sanat adamı olanlar... Özalın fazlasıyla münbit ve fleksibıl bir çocuk sözleriyle övdüğü danışman-reklamcı Semih; yardımcısı, bir sonraki kuşaktan, zaman zaman gündüzleri de solcu Altan; yıllardır gazeteden başka hiçbir şey okumayan, restore ettiği bir tarihî Rum evinde oturan, eski muhbirlerden mimar Tuğrul; muhbirliğe devam eden akademisyen Cahit... Yeni hayatl
Tükendi
Kapadokya merkezli bir noktadan, Kayseriden yola çıkarak, sokaklardan, eski yollardan ve örenlerden geçip Kayserinin tektonik kardeşi Pompeiye kadar uzanan bir coğrafyanın sözleriyle konuşacağım. Sokak kavramı temel izleğim olsa da, sokaklardan geniş meydanlara, uçsuz bucaksız yollara, denizlere ve dağlara ulaşıldığını bilmiyor değilim. Sokak gezgini olarak yürüdüğüm bütün kentlerde dağlara ve denizlere baktığımda bile, sokağa ait izlenimler edinmek için yürüdüğümü belirtmeliyim. GÜRSEL KORAT Sokakların Öl
Tükendi
Ay Şarkısı, 12 Eylül´e acı bir gülümseyişle bakmanın romanıdır. İroniktir ve yaşam doludur. Toplumu sarsan olayların karşısına geçip nanik yapar; kendi ruhunun dalgalarını dinlerken de yürek burkan bir şarkı söyler. Politik bir romanıdır fakat politika için yazılmamıştır. Bu romanın savunduğu, haklı gösterdiği kahramanlar yoktur. Politik romanlarda, öncelikle "haklı bir davanın" savunusunu bulmaya alıştığımız için, yazarın tüm kahramanlarına eşit eleştirel mesafede duruşu dikkat çekicidir. Bu duruş, gelen
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1