?Benim bütün günahım hakikatin dûş-ı sakilini mülevven bir örtü ile örtmemekliğimdir. Ne yapayım, elbise giydirerek köşeye oturtulmuş hakikatten kafam pek anlamıyor. Bence hakikat morgda teşhir edilmiş bir naaş gibi bütün örtü ve elbiselerinden tecrit edilmelidir ki, gözlerim onun illet ve sakametini görebilsin; kambur mudur, topal mıdır anlayabilsin." Sözleri ile durduğu noktayı izah eden bir yazarla karşı karşıyayız. Okuyucuların, bu iki romanı -yazarın kendi ifadelerini anımsayarak- okumaları salık veril

Zâniyeler romanı Selâhattin Enis'in bir devrin yozlaşmış İstanbul'una ayna tutan bir eserdir. Selâhattin Enis Türk çocukları Çanakkale'de savaşırken İstanbul'da sürüp giden ahlaki çöküntüyü, yozlaşmayı ve eğlence hayatını gözler önüne sererek insanların nasıl bir ikiyüzlülük içinde davrandıklarını, vatanperverlik, milliyetçilik gibi değerlerin nasıl istismar konusu edildiğini ibretli bir şekilde dikkatlere sunar.

Salahaddin Enis belki de Türk edebiyatının ilk gerçek natüralistidir. Yazdıklannda gerçeğin bütün giysilerinden kurtulup morgda teşhir edilmiş bir naaş gibi çırılçıplak kalmasını ister ve Bataklık Çiçeği'ndeki hikayelerde bu isteğini olanca keskinliğiyle gerçekleştirir. Onda ancak bataklığın kokuşmuş çamurunda açabilen bir çiçeğin garip güzelliğini buluruz. Bir kısmı daha yazıldığı günlerde devletçe yasaklanan bu hikayeleri ilk defa topluca okuyacaksınız. Aman burnunuzu tıkayıp gözünüzü açmayı unutmayın.

"... Bu devrin diğer mühim bir hikaye ve roman muharriri, içtimaî hayatın acı ve açık sahnelerini, sert ve keskin çizgilerle belirtmekten çekinmeyen realist sanatkar Selahattin Enis´tir. Gazetecilikte geçen hayatı esnasından kaleme aldığı Neriman, Zaniyeler, Sara Bataklık Çiçeği, Cehennem Yolcuları gibi eserlerinde insanın insanlık ötesi tarafları üzerinde ısrarla duran bir özellik vardır..." - Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi - "...Selahattin Enis, Ömer Seyfettin´le beraber ilk sayılı hikâ