Ergun Göknel'in İslamofobi' Üçlemesinin ikinci kitabı,Düşmandan Teröriste' başlığıyla, bu tekinsiz İslam karşıtlığı sürecinin dönüşümünün çok önemli bir aşamasını mükemmel bir biçimde özetliyor. Tuhaf bir diyalektik: Önce İslam karşıtlığının İslam Düşmanlığına, sonra İslam Düşmanlığının İslam'ın Terörizmine dönüşmesinin tarihi! Göknel, bu kitabında bu tarihi anlatıyor. İslamofobi üzerine sayısız yorum yapıldı, yapılmaya devam ediliyor. Ama İslamofobinin kuşatıcı bir tarihyazımı [historiografisi] yok! Bu son

İslamofobi, bir hastalık: Adındaki 'fobi'den de anlaşılacağı gibi, belirli bir durumda gereksiz yere kaygıya ['anksiyete'] kapılmak anlamına geliyor; - daha geniş bir bağlamda, İslamdan korkma! Bu derin kaygının önce korkuya, sonra ötekileştirmeye, daha sonra da bu ötekileştirmenin düşmanlığa dönüşme süreci, Avrupa İslamofobisinin tarihini oluşturuyor. Bu dönüşümlerin nasıl ve hangi koşullarda gerçekleştiği, Ergun Göknel'in bu kuşatıcı ve kapsamlı incelemesinin konusu. Göknel'in bu çalışmasından anlaşılaca

Elinizde tuttuğunuz kitap ne bir polemik ne de tartışma içermektedir. Amaç yalnızca en yakın geçmişimize ait bir dizi gerçeğin ortaya konmasıdır. Bilindiği gibi Friedrich Engels'in Marxizmin temel eserlerinden "Anti Dühring"; Eugen Dühring'in, Marxizmin yerini alması düşüncesiyle kendi sosyalizmine ilişkin yorumuna karşı savunma olarak yazılmış bir kitaptır. Bu kitap ise bir savunma değildir. Yakın tarihimizle ilgili gerçeklerin ilk ağızdan ifadesi ve belgelerle desteklenmesidir. Yazar, kendini ne Engels i

Seçim bildirgemizin adı ÖNCE İNSAN Programı, başlığı TEK ÇARE DOKTORdu. Seçim sloganımız da BÜTÜN OYLAR SHPYE idi. Kapağında Nurettin Sözenin ayakta bir resmi vardı. Sağ elinin başparmağını kaldırarak işaret veriyordu. Seçim tarihimizde ilk, ve bugüne kadar da başka örneğini bilmediğim, ayakta, tam boy aday fotoğrafının yer almasını Korhan Gümüş önermiş, biz de uygulamıştık. Sağ elin başparmağı kaldırılarak verilen bir tür zafer işareti de Hilmi Yavuz ve Çağatay Karaçizmelinin düşüncesiydi. Savrulan, heb

Erdal İnönü: Haklı bir ün. "Taksim Toplantıları, İstanbul'da yaşayan aydınlarımıza, en güncel siyasal gelişmeleri samimi bir yemek ortamı içinde birinci ağızlardan dinleme olanağını vermesiyle haklı bir ün kazanmıştır. Bu toplantıları toplum hayatımızın nadide mücevherleri arasında saymak yanlış olmaz. Düzenleyicileri, her toplantının hazırlığı için bir kuyumcu titizliği ile çalışıyorlar ve bir toplantıya katılma mutluluğuna erişenler, dile getirdikleri sorularına cevap almış, fikir açısından zenginleşmiş