Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Atilla Birkiye Bulutlar Piraye Piraye Diye Geçiyor'da, Nâzım Hikmet'in 1945 sonbaharında, Bursa'da hapis yatarken karısı Piraye için yazdığı Saat 21-22 Şiirleri'ni konu ediniyor. "Neyse, ben bu şiirleri çok önemsiyorum, yıllardır bir mıknatıs gibi çekiyor, bir tür 'estetik takıntı' da olabilir! İki ana temel duygunun iç içe geçmesi var. Parçalardan oluşan bir bütün. Her bir parça tek başına da ele alınabilir. Bir kayın ormanı ve onun tek tek kayın ağaçları. Kayın ormanı kadar da estetik. Ayrıca 'pürüzsüz ol
Şair İstanbul'daydı! Nâzım Hikmet'in pek bilinmeyen ve uzun yıllar günışığına çıkmayan bir yolculuğunu konu alıyor: Genç komünist şair, özellikle Ekim 1927 TKP tutuklamalarından sonra dağılan hücreleri bir anlamda yeniden ayağa kaldırmak için İlyiç vapuruyla İstanbul'a illegal bir yolculuk yapıyor. Yolculuk izlenimlerini de Moskova'daki Parti Dış Büro üyesi Hasan Âli Ediz'e yazdığı mektuplarda dile getiriyor. Birkiye bu mektuplardan yola çıkarak, daha geniş bir zaman dilimini kapsayan bir kurmaca oluşturuyo
"Dönüşte daha önce gittiğimiz Montepulciano sergisi. Kalenin içinde, kentin tepesinde. Resimleri çok etkileyici, bir-iki bronz heykeli de var. Birden bir üslup değişimi, çağdaş bir ressam, mitolojik konuları ele almış ama çok farklı bir bakış açısı, resmetme var; anlatmak zor, sanki Freud'u yalayıp yutmuş, Oidipus, Elektra falan, şaşırtıcı. Yine koca bir meydan yine bir kilise yine bir konser hazırlığı; sonrasında günsonu yorgunluk artık yeşil vadiye bakan bir lokantanın terasında akşam güneşi iniyor kırmız
Tükendi
Aşkın ve İstanbul'un hâllerine dair... Daha çok bir duygunun, esrimenin havası... Aşk'a yakınlaşma, tinsel ve tensel olarak aşk... İstanbul'un bir ânı, bir sokak, bir mahalle, Boğaz'ın bir parçası... Aslında o yerler geçmişteki hâlleriyle ama bugün varmış gibi...şiir gibi... "İstanbul'u adımlıyorum, kaç yıl kaç zaman, bu kez bozulma, kirlenme, çirkin ve böylesine sözcükler iyice anlamını yitirmişse de yüreğimde çarpıntı, çünkü aşk şehri İstanbul ne kadar hançerlense de benim ömrüm, hayat bunu bana verd
Tükendi
Sabahattin Ali'nin Yapıtlarını Sevme Sözlüğü edebiyatımızda benzerine pek rastlanılmayan bir çalışma. A'dan Z'ye sözlük biçiminde yazılmış olmasına karşın, kitapta yer alan başlıklar aslında Sabahattin Ali'nin roman ve hikâyelerindeki kavram, tema , karakterler, karakterlerarası ilişkiler, olay örgüsü, çatışmalar, karşıtlıklar gibi yazınsal ögelere değinen birer deneme. "Hikâye ölümle biter, mutsuz sondur. Her ne kadar içimiz daralsa, boğazımız düğümlense de bir ‘aydınlık' vardır. Olağanüstü güzel betiml
Tükendi
aşk hiç anlaşılmaz bu son diyemezsin nokta koyup başlangıç ânına dönmeli arşimed başarsaydı değişebilirdi roma annem saçını tarıyor sonsuz aynalarda
Tükendi
İnsan bir ömre kaç aşk sığdırır? Aşkımızın yanına kendi aşkını koymayanı mı hatırlarız ömrümüzün sonbaharında... ve zamanında verilmeyen bir öpücüğün, tutulamayan bir elin, çalmayan bir telefonun mu izini süreriz uzun uzun denize baktığımızda... On Kadın, Bir Hayal karşılıksız aşkların kitabı; aynı zamanda anlatım dilini "zorlayan" bir roman. Anlatıcımız bir erkek ve hayatına girmiş on kadının anısı, bir düş kent olarak tanımlanabilecek Dubrovnik'te yaşamının en büyük "buluşması" ile "kavuşması"nı beklerke
Tükendi
İstanbul'da Mavi Bir Tereddüt, otuz beş yıllık bir yazma serüveni olan bir yazarın en son verimi. Aşkından asla vazgeçemediği İstanbul'unu büyük bir şevkle anlatırken, şair gibi harfleri sihirli sözcüklere dönüştürebilen, romance gibi kendi yaşamöyküsünü merak duygusuyla okuyacağınız bir serüven haline getiren ve hepsini edebiyatın gözbebeği denemede buluşturarak, okuyucuya sayfaları çevirdikçe ağızda bıraktığı tadı çok sevecekleri bir ziyafet sunan bir yazarın yapıtı. Yalnızca bu yönüyle bile edebiyata gön
Tükendi
Ezop (Aisopos), eski Yunan fabllarını derlediğine inanılan ama yaşayıp yaşamadığı konusunda önemli kuşkuların olduğu bir efsane kişiliktir. M.Ö 6. Yüzyılda yaşayan bir köle olduğu da, Lidya Kralı Kroisos'un danışmanı olduğu da söylenir. Kimileri ona Trakyalı derken, kimileri de Frigyalı olduğunu söyler. Sisam Adası'nda yaşayan bir köle olduğu da iddia edilir, Babil Kralı Lykurgos'un sarayında bilici olduğu da. Ezop da, büyük olasılıkla bizim Nasrettin Hoca'mız gibidir. Hayvanlarla ilgili olarak anlatılan kı
Atilla Birkiye`nin beşinci romanı olan Aşk İntiharın Peşinde, günümüzde geçen ve rastlantılarla yol alan bir "İstiklal Caddesi Gecesi"nin romanıdır. Yıllar sonra soğuk bir akşamüstü karşılaşan bir kadın ile bir erkek, "toplumsal / politik tezleri"nden dolayı hayal kırıklığı yaşanmış ve intihar etmeyi tasarlayan ortak arkadaşları üçüncü bir kişinin peşinden gider. (Arka Kapak`tan)
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1