Mahalledeki herkes ona Sarı derdi. Arkadaşlarıyla maç yapmaya, bisikletiyle tur atmaya, kitaplara, kedilere, kız kardeşine, maket uçaklarına ve arada sırada mahalleyi denetlemeye bayılırdı. Aslında çok sakin ve uyumluydu. Sadece bazen inatçı, dediğim dedik biri olurdu ve tuttuğu ipin ucunu asla bırakmazdı. Hele haksızlıklara hiç tahammül edemez, zorbalığın her türüne karşı harekete geçmeden duramazdı. Sarı'nın mahallesinde, okulunda ve apartmanında yaşanan sorunlarla mücadelesini keyifle okuyacak, onun kara

Ailesi ve arkadaşlarıyla iletişim kurmak, Yaz için çok önemli. Sohbet etmeyi, hikâyeler anlatmayı ve hediye vermeyi öyle seviyor ki... Hayatında olmazsa olmazları var; kahvaltı keyfi ve hayvanlar örneğin. Bir de boya kalemlerini eline alır almaz beyaz kâğıda resmettiği hayalleri... Yatağının üstünde bağdaş kuruyor ve dalıyor düşlere, ardından çizdikçe çiziyor. İşte böyle başlıyor Sıkı Fıkılar'ın ilk macerası... Yaz, çok sevdiği arkadaşlarıyla bir serüvene atılıyor hayalinde. Çıktıkları unutulmaz yolculukta,